8. BÖLÜM

785 19 1
                                    

Güzel bir gün olsun☻

IYI OKUMALAR!

•••

"Derin.." Arkamı döndüğüm de Burcu'yu gördüm. Bir hışımla ayağa kalktım. Gözlerini kısmış bir bana bir de Ateş'e bakıyordu. Kafamı iki yana sallayıp ayağa kalktım. Beni yanlış anlamıştı. En başından beri korktuğum şey başımda dikilmiş bana bakıyordu. Bana olan güveninin yerle bir olduğunu artık biliyordum. Hızlı adımlarla yanıma yaklaştığın da gözlerini kısıp bana baktı.

"Hani bir şey yoktu. Hani bir şey olsa ilk söyleyeceğin kişi ben olacaktım. Ben senin için daha fazla üzülmemen için hep yanında olurken bana bunu ne için yaptın?" Kafamı iki yana salladım.

"Kimseye söylemedim. Söylesem ilk kişi sen olurdu. Zaten hiçbir şey yok Burcu. Inan bana olan hiçbir şey yok."

"Nasıl bir şey yok Derin? Sen ve Ateş sarılmış burada oturuyordunuz. Ben senin en yakının değil miyim? Ne için bana anlatmadın hiçbir şeyi? Sana inanamıyorum." Gozlerinin kızarmasından ağlayacağını anladım ve hemen yanına gittim. Ona sarılmaya kalktığım da kollarımı tutup beni geri ittirdi. Dengemi sağlayamayıp yere düştüğüm de bu gözlerime dolan zor tuttuğum yaşların akması için son darbe olmuştu. Sonra bana bakıp kafasını iki yana salladı. Haklıydı ona anlatmalıydım . Her zaman yanımda olan tek kişi oydu. Yere düştüğümde Ateş koşarak yanıma geldi ve ellerini omuzlarıma koydu.

"Burcu kes artık ortada olan bir şey yok. Onun üstüne gitme." Burcu gülmeye başladı.

"Şaka mısınız siz? Nasıl yok ya? Bana bir şey olsa emin ol ilk sana anlatacağım demişti. Ama benim hiçbir şeyden haberim yokken sana sarılmış otururken buldum. Ben onun yanında olmak için varım karşısında olmak için değil. Bir de birbirinizi mi koruyorsunuz? Benden ne için sakladın Derin?" Ateş'ten destek alarak ayağa kalktım. Burcu'ya anlatmam gerekiyordu. Olan biten her şeyi ama ortada anlatılacak hiçbir şey yoktu. Ne anlatacaktım ki? Içimde adını bile bilmediğim duyguları kendime bile açıklayamadığım hislerimi mi?

"Haklısın Burcu. Ortada hiçbir şey yok desem de bana inanmayacaksın. Daha kendi içimde ki fırtınayı dindiremeden senin böyle saçma bir ana denk gelmen hayatımda yaşadığım en içinden çıkılamaz durumlardan biri. Yemin ederim olan hiçbir şey yok. Sadece kendimin bile bilmediği garip bir his. Adı olmayan anlamadığım değişik duygular besliyorum Ateş'e ben bile neler olduğunu anlamıyorken sana nasıl anlatabilirdim? Şu an bulunduğum, hissettiğim bu açıklanamaz durum canımı çok yakıyor. Aptallığımı gururumu nasıl yerle bir ettiğimi sana anlatmadığım, anlatamadığım için suçluyum. Özür dilerim." Daha sonra Ateş'i işaret ederek bağırdım. "Sevgilisi olan bir adama yoğun duygular beslediğim için ilk baş kendimden sonra hepinizden özür dilerim." içimde kopan fırtınaları ilk defa dışıma vurmadan, ilk defa ağlamadan ona bakmaya devam ettim. Arkadan Ateş'in fısıltısını duymamla tüm hatlarım kopmuştu.

"Derin.." elimi kaldırıp Ateş'i susturdum ve tekrar Burcunun yanına gidip fısıldadım.

"Onu sevdiğim için kendimden nefret ediyorum. Siz de edin hayatım da kaybedecek hiç bir şey kalmadı zaten. Bi gururum vardı artık o da yok." Burcunun yanından geçip ilerlemeye başladım. En mantıklı şu an eve giderek oturup sessizliği dinlemekti. Onunla konuşacak çok şeyimiz vardı.

Kendi kendime kafamı iki yana salladım. Hastaneden çıktığımda koluma dolanan iri ellerle onun geldiğini anladım ve gözlerimi sımsıkı yumdum. Beni yavaş hareketlerle kendine döndürüp kollarımda ki ellerini çekti ve belime indirerek beni sardı. Saçlarımı sıvazlayarak bana daha sıkı sarıldı. Saçlarımın bir kısmını  kulağımın arkasına itiştirip dudaklarını kulağıma değdirdi. Ve fısıldayarak konuştu.

Yabancı Şehir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin