"Hey, kameraya bak Taehyun." Dedi Beomgyu.
Taehyun etlerde olan gözlerini sevgilisine çevirdi. Beomgyu'nun elindeki kamerayı görünce kocaman gülümsemiş ve el sallamıştı. Beomgyu'nun her şeyi kameraya alması onu bazen sıksa da sevgilisine bir şey diyemiyordu. 'İleride çocuklarımıza göstereceğim.' Dediği an yumuşuyordu.
"Buraya gel Beomgyu-ah çok açım."
Beomgyu kamerayı kapatıp yere serdikleri piknik örtüsünün üstüne koydu ve piknik örtüsünün etrafından dolaşıp Taehyun'un yanına vardı. Sevgilisi ateşi yakmaya çalışıyordu ama bir türlü yapamıyordu. Ateş tutuşmuyor, hemen sönüyordu.
"Sanırım sen ateşi yakana kadar akşam olacak." Beomgyu kıkırdamasına ara verip söylediği sözler ile sevgilisini biraz da olsa kızdırmayı hedeflemişti. Ama tam tersine sevgilisi ona katılır gibi kibriti sinirle piknik örtüsünün üstüne atmıştı. "Etlere gerek yok, ben kendime yeni yemek buldum."
Beomgyu kolundan tutulup çekilmesiyle kendisini Taehyun'un kucağında bulmuştu. Beomgyu biraz daha gülümsemeye devam ederse ağzı kulaklarına varacaktı. "Eee, hâlâ öylece durduğuna göre aç değil misin?" Demişti Beomgyu. Sabırsızdı işte.
Dudaklarını dolgun dudaklar örtünce memnun olmuştu.
***
"Sevgilim!"
Taehyun duyduğu sesle elindeki rameni suya hızla bıraktı ve "efendim?" Diye seslendi yukarıya doğru.
"Çizim setimi bulamıyorum." Dedi Beomgyu hızlı hızlı merdivenden inerken. Mutfak girişinde yerine çakılmış, önündeki görüntüye dalmıştı ve söyleyeceklerini unutmuştu. Üzerinde sadece şort ile yemek hazırlayan Taehyun'u hiçbir şeye değişmezdi.
Sevgilisini defalarca çıplak görmüş olmasına rağmen bu görüntü kendisi için tarif edilemezdi.
Taehyun arkasına dönüp "benimkini alabilirsin." Demişti. Çizim setine kimseyi dokundurmazdı Taehyun. Hele de kalemlerine. Ama Beomgyu onun için ayrıydı. Çünkü sevgilisi 'kimse' değildi.
Beomgyu'nun hâlâ çıplak bedenine baktığını fark eden Taehyun ellerini birbirlerine vurup arkasına yani pişirdiği ramene geri dönmüştü. Aynı zamanda kocaman gülümsüyordu. Sevgilisinin kendisine olan hayran bakışlarını çok seviyordu. Paketteki ramen sosunu alıp açarken Beomgyu'ya hitaben "ağzının suyunu sil bebeğim, birazdan yemek yiyeceğiz." Demişti.
Beomgyu, Taehyun'un dediklerini sesini değiştirerek tekrar ettiğinde Taehyun tüm mutfakta yankılanacak şekilde kahkaha atmıştı.
"Bebeğimmiş, sensin bebek!" Demişti sinirli sesinin aksine Taehyun'a yaklaşıp çıplak omuzunu öperken.
"O kalemlerini kullanıp bitireceğim haberin olsun."
***
Beomgyu, hobak'ın mamasını doldururken fark ettiği şey ile elindeki mamayı yere koymuştu.
"Aman Tanrım!"
O sırada koridordan geçen Taehyun, sevgilisinin kendisine söylediğini zannederek durmuş ve elindeki sinema gecesi için olan patlamış mısır kasesini koridordaki küçük sehpaya koymuştu.
"Hayatım, bana mı seslendin?"
Beomgyu, mamasını yemek için gelen hobak'ı bir çırpıda kucağına almıştı. Arkasında duran sevgilisine dönmüş ve hobak'ı havaya kaldırmıştı. "Ne yapıyorsun Beomgyu?" Demişti Taehyun, bir kendisine bir kedisine bakan sevgilisine.
"Taehyun, sen mi kediye benziyorsun yoksa kedi mi sana benziyor?"
***
Beomgyu dolu dolu olan gözleriyle olayı anlamaya çalışıyordu.
Dolabı kendi kıyafetleri dışında bomboştu.
Taehyun bir gündür eve uğramamıştı.
Sevgilisi neredeydi?
Neden kendisine haber vermeden ortadan kaybolmuştu? Üstelik ortadan kaybolduğu yetmezmiş gibi okuldan kaydını aldırmıştı.
Bugün imza kağıdını imzalarken listede kendisinin altında olan sevgilisnin isminin üstü karalanmıştı. Bu sadece kaydı alınanlar için yapılırdı. O an kocaman amfi kendisine boş gelmişti.
Taehyun durduk yere neden evi terk etmişti?
Daha doğrusu, durduk yere neden Beomgyu'yu terk etmişti?
Eva-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thin Border / taegyu
FanfictionChoi Beomgyu ve Kang Taehyun yıllar sonra tekrar karşılaşırlar. "Onu tanımamazlıktan geldim."