11.bölüm

110 10 9
                                    

Araba hareket ederken bir pastane'nin önünde durdu arabadan çıkarak kapıyı kapattım sakin adımlarla pastaneye yürürken kolumdaki saat ile akşam saatlerine yaklaşmışken ilayda'nın okuldan çoktan okuldan çıktığını düşünerek ona sürpriz yapmak istedim laf arasında bol kremalı küçük kekleri çok sevdiğini söylemişti yanına giderken de elim boş gitmemek için pastaneye gelmiştim.

Vitrinin önünde küçük keklerle bakışırken seveceğini düşündüklerimi paketlettirip parasını ödedim ve çıktım. Telefonumdan annemin attığı konumu şöföre söyleyip ilaydayı aradım Bir kaç çalış sonrasında telefon açıldı.

"Alo, efendim "

" İlayda , nasılsın?"

"İyiyim, sen?" Sesindeki kırık ve ağlamaklı ton gülümseyen yüzümü soldurmuştu.

"Ben iyiyim de , sesine n'oldu ağladın mı sen?"

"Hmm birazcık ağladım "
Burun çekme sesi hoparlörden gelince birazcık sağlamadığına emin olmuştum.

"yanına geliyordum evde misin diye soracaktım"

"Evdeyim gelebilirsin ama başka bir yere gitsek olur mu evde oturmasak"

"Tamam olur , ben seni almaya geliyorum hazırlan sen "

"Tamam hazırlanıyorum"

Telefonu kapattığımda üstümdeki beyaz kaşe paltonun cebine attım Geriye yaslanıp iç çektim. Yol akıp giderken iki katlı müstakil evlerin oldğunu bir siteye gelmiştik kapıda beklerken İlayda güvenliğin orda siyahlara bürünmüş bir şekilde göründü kapıyı açıp binmesini bekledim. Arabaya bindiğinde titrediğini gördüm hava gerçekten soğuktu sonbahar ayları çok sert geçiyordu. Şöföre ısıtıcıyı yükseltmesini söyledim ve ilayda'nın kızarmış yüzüne dikkat kesildim.

Hiç birşey demeden üstüme atılarak sarıldı sesi çıkmasada sarsılan omuzlarından anlaşılıyordu ağladığı.

"Neden ağladın anlat bana dinleyeceğim ben seni olur mu?" Dedim başını salladı hafifçe, yüzünü göğsümden kaldırıp "sessiz bir yere gidelim mi orda anlatsam bir yer biliyorum " şöföre adresi söyleyip tekrar göğsüme yattı. Sağlam olan kolumla saçlarını okşadım. ne olduğunu bilmiyordum ama acı çektiği barizdi.

---

Ormanlık yolların aralarından geçerek küçük bir ağaç evin önüne geldik arabadan indikten sonra şöföre arabayı burda bırakmasını kendisi için taksi çağıracağımı söyledim taksiyi arayıp içeriye girdim üşümemek için, iklim çok tuhaftı bir gün günlük güneşlik iken diğer gün sağanak yağışlı oluyordu. İçeri girdiğimde içerisi dışarısı gibi soğuktu ilayda şöminenin yanındaki odunları şömineye atıp tutuşturdu.

Yerdeki minderlere oturduğunda sessizce çıtırdayan şömineyi izliyordu. Üstümdeki paltoyu çıkartıp koltuğun kenarına bıraktım ilayda'nın üstündeki paltoyu da alıp kendi paltomun yanına bıraktım dizilmiş minderlere oturduğumda kendini hazırlayıp anlatmasını bekledim. Bir kaç dakikanın ardından anlatmaya başlamıştı.

"Konu ailem beni istemiyorlar sırf onların istediği gibi olamadım diye kısa saçla erkeğe benziyormuşum , hiç gülmüyormuşum, çok soğukmuşum cidden ne bekliyorlar benden mercan anlamıyorum ... Bir şey söylemek istiyorum ama söylersem yanımdan gideceğini biliyorum diğerleri de öyle yapmıştı gerçeği öğrenince bir bir yanımdan gittiler olduğum kişiliğin nesi tuhaf ve iğrenç ? Ailemle aramdaki kilit nokta da bu zaten onu öğrendikleri zamandan beri benden nefret ediyorlar sırf benden başka varis yok diye yanlarında tutuyorlar onların kızları olmayı hak etmiyormuşum öyle söylediler " dedikten sonra başını dizlerine yaslayıp hıçkırıklara boğuldu şuan karşımda hep bana gülümseyen kız gitmiş de onun yerine birine sığınmak isteyen küçük bir kız gelmişti "Ben güçlü birisi değilim güçlüymüş gibi davranmaktan çok yoruldum kaldıramıyorum artık günden güne ölüyorum ama hiç biri yardım etmek için elini uzatmıyor "

İçim yanıyordu onun bu sözlerine kendimi tutamayıp omzuna başımı dayadım beline de ellerimi sardım "düşmeye karar verdiğin gün yaz bana, kalkacağın sırada elini tutmak için orada olacağım " kısa saçlarını okşarken adımı mırıldandı "mercan..." Saçlarını okşamaya devam ederken cevapladım onu "efendim" dizlerine gömdüğü yüzünü yana çevirerek gözlerimin içine baktı kanlanmış yeşil gözleri o kadar güzeldi ki bir insana ağlamak nasıl bu kadar yakışırdı.

"Bisexsüelim ben, hem kızlardan hemde erkeklerden hoşlanıyorum " dediği şeyle bir kaç saniye beyin süzgecimden geçirdim.
"Sende benden rahatsız oldun değil mi ? " Dedi ve üstünden çekilmem için hareket etti.

Panik yaptim istemsizce " hayır hayır rahatsız olmadım neden yönelimin yüzünden rahatsız olayım senden bende lezbiyenim kızlardan hoşlanıyorum kısacası seni yargılayacak en son kişi bile değilim" şaşırarak başını kaldırdı " gerçekten mi ? " Dedi "hm hm" sesi içine kaçmış gibi konuşurken "teşekkür ederim yanımda kaldığın için" dedi.

Bende gülümseyerek "sana bir şey anlatayım mı aslında o zaman gerçekten cok üzülmüştüm şimdi aklıma geldikçe gülüyorum ne kadar trajikomik , kendimi bildim bileli erkeklerden hep nefret ettim kimsenin de buna bir etkisi olmadı sadece sevmiyordum hâlada öyle açıkçası lisenin başlarında herkesin sevgilisi varken sınıftaki tek sevgilisi olmayan bendim hiç bir erkek ile de temasa geçmiyordum konuşmam bile çok nadirdi nerden çıktı bilmiyorum adım Lezbiyen olarak yayılmıştı ve insanlar beni görünce kusuyormuş gibi yapıyorlardı yada yanımda benim duyacağım şekilde konuşuyorlardı bunun gibi bir sürü şey sonra o okuldan kaydımı aldırdım ve bu okula geldim sonra fark ettim ki insanların benim hakkımda öyle konuşmalarını sikime bile takmıyordum sadece annemle aram bozulur mu arkadaşlarımı kaybeder miyim korkusu vardı ama anneme bunu söylediğimde beni desteklemişti o zaman çok rahatlamıştım arkadaşlarımda beni destekliyorlardı o yüzden o sözleri aklıma bile getirme gereği duymuyordum" dedim ve derin bir nefes aldım.

"Bunları yaşadığını bilmiyordum annenle ve arkadaşlarınla olanlar için sevindim benim yanımda ailemde olmuyor ama zuhal var o her zaman benim yanımda bunu düşünerek kendimi teselli ediyorum " ortamın gerginliğini dağıtmak için sırıttım "sadece zuhal mi ?" Yüzü yavaşça Gülen haline gelirken rahatladım ona ağlamak ne kadar yakışsada ağlamasını hiç istemiyorum her zaman böyle parlayan yeşilleriyle kısılan gözleriyle gülsün istiyordum. "hmm artık sende varsın " dedi gülümserken bir anda hapşurdu ve burnunu çekti.

"Bitki çayı var mı hava soğuk hasta olmaman için bir bardak iç " dedim başını sallayıp 1+1 evdeki mutfağa doğru yürüdü bende ayağı kalkıp peşinden geldim dolapları karıştırırken bir kutu meyveli çay buldu ketila su koyup çalışması için düğmeye bastı kısa süre sonra su fokurdayarak ısındı. Sıcak suyu bardaklara döktüğünde bende raftan tabak çıkartıp kekleri dizdim içeriye geçtiğimizde eski yerlerimize kurulduk bu sefer öncekinden farkla elimizde bitki çayları ile eski anılardan konuşuyorduk zaman geçtikçe ilayda ağlamanın ve sıcaklığın verdiği mayışmayla uzandığı minderlerde uyuya kaldı. Yatak odasını bulup yatağı açtığımda ilayda'nın hafif olan bedenini kucağıma aldım ve yatağa bıraktım diğer tarafa geçip uzandığımda ilaydaya yaklaşarak sarıldım ve mayışmış olmamdan dolayı hızlıca uykum gelmişti.

***
Gecenin bir saati bölüm yazdım kaçınız ayaktadır kwbzkwbzks

I'amour à première Vue // GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin