12. bölüm

110 12 16
                                    

Medya: tom Odell - another love

***

Nefesimin daralmasıyla uykum yavaşça dağılmıştı kendime geldiğimde nefesimi boynuma sımsıkı sarılmış uyuyan gözüme küçük gelen kızın kestiğini anladığımda gergin olan vucudum gevşedi yatağın karşısındaki saate baktığımda saatin 10.36 olduğunu gördüm boynumdaki elleri üstümden çekip karnına koyduktan sonra yorganı üstünden atan ilayda'nın vücudunu güzelce örttüm ve yan taraftaki banyoya gitmek için kapıyı açtım ,yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra banyodan çıktım, telefonumu yanıma alıp akşam koltuğun üstüne bıraktığım beyaz paltomu üstüme giydim ve evden çıktım ,anahtarla arabayı açıp içine bindim.

Navigasyondan en yakın marketin konumunu açtım ve arabayı sürmeye başladım. Belli bir süre sonra geldiğim markete baktım sabahın soğukluğunu arabadan inince daha iyi anlamıştım. Sepet alıp içine kahvaltılık malzemeleri ile pasta malzemelerinden attım kasaya gelip ödeyip marketten çıktım. arabaya binmeden poşetleri arabanın arka koltuğuna yerleştirmeye çalışırken kolumu zorlamamak için tek elimle arka koltuğa yerleştirdim ve binip yola koyuldum.

Taşlı yolları aşarak geldiğimde kapıyı çaldım açan olmazsa telefonla arıyacaktım ki kapı dakikasında açılmış üstüne ilayda ağlayarak kucağıma atlamıştı boynuma sıkıca sarılıp gözyaşlarının arasında "gittin sandım" demişti düşmemesi için kalçasından tutarak düzelttikten ellerimi ince beline yerleştirmiştim. İçeriye geçtiğimde ayağımdaki ayakkabıları çıkartırken ilayda sessizce ağlıyarak boynuma tutunuyordu düşmemek için.

Koltuğa ilerleyip kucağımda ilayda ile oturduğumda sırtını okşuyordum "gitmedim, gitmem de ... Özür dilerim korkuttuğum için dolapta kahvaltılık yoktu bir şeyler almak için gitmiştim güzel gözlüm ağlama lütfen " başını salladığında iç çekti " neden aramadın telefonum yanımdaydı?" Kulağımın dibinde sessizce fısıldarken yakınımda olmasa duymayacağım sesini fısıltı şeklinde duymuştum "aradım defalarca kez ama hiç birini açmadın bende gittin sandım" dedi içim cız etmişti düşüncesizliğime, ilayda'nın ufak bir şeyden bu kadar etkileneceğini hiç düşünmemiştim o düşündüğümden de çok yıpranmıştı.

Cebimden telefonu çıkardığımda sessizde olduğunu ve ilayda'dan 16 cevapsız arama gördüğümde kendime sövdüm kız kaç kere aramıştı ama hiç birini görmemiştim. Kucağımdan yavaşça doğrulduğunda ağlamanın etkisiyle kanlanmış ama parlayarak yıldızları anımsatan gözleriyle iç çektim . Kucağımda tamamen kalktığında banyoya girdi, geri geldiğinde öncekine nazaran daha iyi duran yüzüyle yanıma geldi ve dudaklarını büküp "acıktım " dedi bu tatlı haline sırıtıp ayağı kalktım "küçük bebeğime yemek hazırlayayım o zaman " dedim.

koltuğun üstünden siyah paltosunu verip "poşetler arabada kaldı kolum ağrıyor biraz yardım eder misin ?" Dedim beni onayladıktan sonra yanıma gelip ayakkabısını giydi ve arka koltuktan bir kaç poşeti alıp içeriye taşıdı bende kalan son poşeti aldım ve arabayı kilitledim içeriye geçip kapattığımda ilayda malzemeleri tezgaha çıkarmış hazırlamaya başlamıştı.

Demliğe su koymuş kaynamasını beklerken ilayda getirdiğim son poşeti açtığında içindeki pasta malzemelerine anlamayan gözlerle baktı sonra ampül yanmış gibi hemen bana dönüp " pasta mı yapacağız ?" Dedi mutlulukla "hm hm yapacağız, meyve aldım onun için dolaba koyda bir şey olmasın ev sıcak " dediklerimi yerine getirerek malzemeleri dolaba koydu bende kahvaltıyı hazırlarken son rötuşları yapıp demlikteki çayı bardaklara doldurdum ve bar sandalyesi görünümlü taburelere oturdum.

"Pasta yaptıktan sonra film izlemek ister misin?" Diye sordum, markete giderken yaptığım aptallığı telafi etmem gerekiyordu. Çayını içerken bakışları bana döndü "olur , konusu ne olsun ?" Dedi çatalımı zeytine batırıp "aksiyon filmi güzel olur sanada uygunsa izleyelim" dedim onunda aklına yatmış olacakki "tamam "dedi gülümseyerek.

Kahvaltı faslı bittiğinde toplamaya geçtik el birliğiyle hızlıca topladıktan sonra aklıma gelen fikirle kıkırdadım ilayda tezgahı silerken arkasını döndü gülümseyen yüzüyle" neye güldün neşeli neşeli ?"

Telefonumdan sevdiğim yabancı bir parça çalmaya başladığında önünde eğilerek reverans yaptım ve elimi uzattım elini vermesi için ve "bu dansı bana lütfeder misiniz güzel bayan ?" dedim İlayda'nın kıkırtısı kulağıma ulaştığında kapalı gülüşüm dişlerimi gösteren gülümsemeye döndü "onur duydum " Dedi ve ellerimizi kavuşturdu.

Şarkıya eşlik ederken bedenlerimiz müziğin ritmine göre hareket ediyordu gözlerinin içine bakarken şarkının ufak bir kısmını söyledim

(Medyadaki şarkı )

" I wanna take you somewhere so you know I care "

- Seni biryerlere götürmek istiyorum böylece önemsediğimi anlarsın

"But it's so cold and I don't know where"

- Ama çok soğuk ve neresi bilmiyorum

"I brought you daffodils in a pretty string"

- Sana güzel bir buket nergis aldım

"But they won't flower like they did last spring"

- Ama sonbaharda oldukları için çiçek açmazlar

Ben sustuğumda bu sefer ilayda sakince söyledi.

"And I wanna kiss you, make you feel alright"

- Ve seni öpmek istiyorum seni iyi hissettirmek için

"I'm just so tired to share my nights"

- Gecelerimi paylaşmaktan çok yorgunum

"I wanna cry and I wanna love"

- Ağlamak istiyorum ve sevmek istiyorum

"But all my tears have been used up"

- Ama bütün gözyaşlarım harcandı

Şarkı arka fonda devam ederken başını omzuma yasladı boynumda olan parmakları ensemdemdeki saçlarımı okşadı. Ard arda iki şarkı daha bittiğinde yaslandığı yerden hafifçe doğruldu burukça gülümseyip "iyi geldi " dedi bende kelime oyunu yaparak "ben mi şarkı mı ? " Dedim.

Alt dudağını ısırıp düşünüyormuş gibi yaptı ve "hmm ikiside " dedi parlak gülüşüyle. Bende gülerek "öyle olsun bakalım , hadi pasta yapmaya başlayalım" dedim ve dolaptan malzemeleri sırayla çıkarttım çok fazla uğraşmamak adına hazır keklerden almıştım kremayı paketlerden çıkartıp bir kabın içinde süt ile yoğun bir kıvama gelmesi için çırptım.

İlayda dolaptan aldığı meyveleri bıçak yardımıyla ince ince kesme tahtasında doğruyordu. Çırpmayı bitirdiğim kremadan birazcık aldım burnunun üstüne azıcık değdirdim sonra ben yapmamışım gibi parmağımda ki kremayı emdim ve güldüm oda gülünce burnundaki kremayı sildi.

Keki sütle ıstattıktan sonra kesilen meyvelerden biraz avuçladım ve keke yedirdiğim kremanın üstüne serpiştirdim ikinci kata da aynısını uyguladıktan sonra dolaba gönderdik dinlenmesi için. Dağıttığımız ortalığı ne dizi açacağımızı konuşarak toparlamıştık kısa sürede. İlayda film seçmeye gittiğinde iki tabak çıkarttım ve kahvaltıda içtiğimiz çayı ısıttım. Çay ısınana kadar yatak odasına gittim ve ince bir battaniye çıkardım üşümemek için o sırada telefonum gözüme çarpınca anneme iyi olduğum ve ilayda'nın yanında olduğum hakkında kısa bir mesaj attım.

Odadan çıkıp salona geri döndüm İlayda yere oturmuş film seçiyordu geldiğimi anladığında arkasını dönüp seçtiği filmi gösterdi "bu güzele benziyor bunu seçtim, ne diyorsun?" Dedi yanına oturup televizyondan konusunu okudum ve başımı olur anlamında salladım. Mutfağa gidip dolaptan soğuması için koyduğum pastayı çıkardım ve dilimlere ayırdıktan sonra tabaklara dağıttım.

Tepsiye tabaklarla çayları koyduktan sonra içeriye geçtim ilayda battaniyenin altına geçmiş kedi gibi beni bekliyordu. Bende gelince filmi başlattı ve pastadan koca bir çatal aldı ve gözlerini büyüttü "woaa, çok güzel olmuş eline sağlık" dedi yeşil hareleri kısılırken .

Gözleri uğruna sonsuz paragraflar yazılacak kadar güzeldi.

***

Fazlaca tatlılık içerir !

-internet Explorer


I'amour à première Vue // GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin