5. Bölüm : Geçmiş'in izleri..
*Bu gece, tüm yıldızların bir anlamı var...*Fizyolojik olarak herkes ölümü tadacak, peki ya ruhen? Yani psikolojik olarakta ölüm tadılacak mı? Belki de ruhsal açıdan herkes bir ölüdür. kim bilir?
Ama şöyle bir gerçekte var ki ölü ruh, bedenide çürütür. Ceset elbet kokar, ceset elbet anlaşılır.
Ve insanlar cesetten kaçar. Bu ne demek oluyor? İnsanların benden uzaklaşması ruhumun ölmüş, cesedimin kokmuş olmasından mı geçiyor?
Cesetten korkmak ne kadar mantıklı?
Belki de çürümüş cesedim'in diğer ruhları da çürütebileceğinden korkuyorlar...Gözlerimi araladığımda görebildiğim tek şey loş kırmızı bir ışıktı. Sağ elim ile gözlerimi birkaç kez ovuşturduktan sonra Zor da olsa gözlerimi tamamen açabilmiştim. gördüğüm yüz karşısında irkilip doğrulmaya çalıştım. bir ameliyat sedyesinin üzerinde koluma bir serum hortumuyla
"ne var bunda?"
sesim kısık ve titriyordu."sadece sakinleştirici."
Çınar bana arkasına dönüp"uyandı Uyuyan Güzel."
Otomatik kapı açılınca içeriye Deniz'in girdiğini gördüm. Kırmızı ışık başımı gitgide döndürürken vücudumu sedyeye tamamen yasladım. Otomatik kapının bir kez daha açılıp kapanması ile beraber Çınar'ın çıktığını görmüştüm sol gözümden akan yaşı silme gereğinde bulunmadan doğruldum; Deniz, ayak ucuma oturup gözlerime bakarken Bense sol kolumu parçalarcasına kaşıyordum. Deniz'e Hiç bakmadan
"hayatta olduğum için üzgün olmalısın."
Cevap vermedi. Evren cehennemi mi burada yaratmıştı, ölümümü bile yasaklamıştı. gözlerimden ardı ardına akan yaşları gizlemek istedim, ellerim ile yüzümü gizlemeye çalıştım. Ama hıçkırıklarım buna izin vermiyordu.
"bilerek yaptın öyle değil mi?"
dedim. öfke dolu sesimle, Ellerimi yüzümden çekip denize odakladım bakışlarımı Deniz sakinliğinden ödün vermeyerek bakıyordu gözlerime, bir nebze anlasın beni istedim, kim olursa olsun Biri beni anlasın istedim. Bu sakinliği, bu sorularımı cevapsız bırakması beni delirtiyordu. Ellerimi Saçlarıma geçirip saçlarımı çektim. kolumdaki serum hortumunu seri bir şekilde çıkarıp yalın ayak kapıya doğru ilerleyip tekmelemeye başladım. kapıya vurduğum Ellerim kan çanağına dönmüş olmasını umursamayarak daha çok yumrukladım kapıyı. Deniz'in belimden tutup
"yeter kendine gel Derin."
demesi Öfkemi daha çok alevlendirmişti.
"Çek ellerini üzerimden!"
Deniz'in Omuzlarından sertçe itip mayo masası'nın üzerinde duran makasları, pensetleri ve bistür uçlarını denize fırlatmaya başladım. Deniz kolları ile kendini savunurken fırlatabileceğim her şeyi fırlatmıştım. kırmızı ışıkta Zor da olsa denizin kollarının kanıyor oluşunu görebilmiştim. denize doğru iki büyük adım atıp Omuzlarından sertçe itim. hıçkırıklarımın arasında
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANIN İTAATKÂRLARI
Mystery / ThrillerBazı ruhlar vardır karanlıkta yolunu arayan ve bazı ruhlar da vardır ki, karanlığı hiçbir zaman sorun olmayan. Karanlık bir kafese hapsedilmiş zifiri karanlıkta, anahtarlarımızı aramak gibiydi ruhlarımız. Sessizliği duyabiliyor, karanlığı görebiliyo...