01

1K 47 192
                                    

hayatım boyunca, istediğim ve ilgilendiğim her konuda harika biri oldum.
bir kere, olağanüstü anlayışa sahip mükemmel bir ailede dünyaya geldim. ablam yoora, annem, babam, kuzenlerim, büyükannem ve büyükbabam... hepsi harika insanlardı.
babam çok iyi bateri çalar, annem çok lezzetli yemekler yapar. yoora mükemmel bir diksiyona sahiptir, büyükannemin sesi muhteşemdir ve büyükbabam aşırı sportif biridir -yetmişini geçmesine rağmen hem de-
kuzenim sehun ise olağanüstü graffitileri ve freestyle sokak dansı ile kendi alanında zirvede.

böyle bir ailede tabii ki tüm bebeklik ve çocukluk dönemim harika geçmişti. ana sınıfından başlayıp liseden mezun oluncaya dek -yani bugüne kadar- hep çok sevildim. ailemde gördüğüm yoğun sevgi ve karşılıklı saygının ekmeğini ömrümün başından beri yemiştim. herkes tarafından hep ilgi gördüm ve girdiğim her ortamdaki gözler daima benim üzerimde oldu.

bugün de yine o günlerden biriydi. sanat lisesinden resmen mezun oldum, üstelik birincilik ile. annemin ağlamaklı gözleri, babamın gururlu bakışları üzerimdeyken müdür beyden diplomamı aldım ve işte ! nihayet hayallerime ulaşmamı sağlayan basamakların çoğunu geride bırakmıştım.

artık önümde yalnızca yetenek sınavı vardı, yazılı sınava okul birincisi olduğum için girmeme hakkına sahip olduğumdan iki gün sonra yüzyüze görüşmeye gidip şarkı söyleme, dans etme ve müzik aleti çalma konusunda kendimi göstermem gerekecekti.
her birine birer dakika verildiği için güzel bir koreografi hazırlamıştım böylece önce piyano ile başlayıp, gitar ile şarkıya devam edecek ve nakarat kısmında, kendi kaydım arka ses olarak gelirken dans edecektim.
bu tarz önden kayıt sistemleri de kabul ediliyordu ama abartı olmamak koşuluyla.

ve benim için asıl önemli olan kısım; üniversiteye girmekten ziyade, idolum olan kişinin ekibine seçilme şansımdı.

henüz on altısında özel yetenek sınavı ile üniversitede eğitim görmeye başlamış ve on sekizinde sektöre ismini altın harflerle yazdırmış kişi.
şarkı sözü yazmaktan, müzik aleti çalmaya kadar her konuda mükemmel ve dahası, fazlasıyla alımlı biri.
idol olmak yerine eğitimci olmayı seçtiği için yirmisinde üniversite kadrosuna dahil oluyor ve seçmelerde gözüne kestirdiği beş öğrenciyi seçiyor. tüm olay da burda başlıyor.
bu beş öğrenciyi, kendi yöntemleri ile çalıştırmaya başlıyor ve birinci senenin sonunda sadece iki öğrencisi kalıyor, üçünü kendi sınıfından atıyor. sebebini henüz bilemesem de bu seçtiği beş öğrenciden yalnızca biri mezun oluyor ve o da aslında birçoğumuzun tanıdığı isim; kim jongdae.

evet, yanlış duymadınız.
kendisinden yalnızca birkaç ay küçük olan jongdae'yi benim idolum eğitiyor.

ve ikinci beş kişiyi seçtiği zaman ise, ilkinden farklı olarak ilk senenin değil, ilk dönemin sonunda yanında yalnızca bir kişi kalıyor.
henüz o kişinin adını duymasam da söylentilere göre, bu kişi de tıpkı idolum gibi iyi bir eğitimci olmak istiyormuş.

bense, idolumun üçüncü grubuna girmek için can atıyordum. aramızda yalnızca sekiz yaş olmasına rağmen, o dağın zirvesinde oturmuş kahvesini yudumlarken ben daha dağın eteklerine tırmanmaya çalışıyordum.

bunu o kadar yürekten istiyordum ki, size anlatamam. hatta, on sekizimde, hayranı olduğum idolumun katıldığı ödül törenine seyirci olarak gitmiş, avuç içlerim patlayıncaya dek onu alkışlamıştım. ve o günün en büyük kazancı, eve idolumun maketi ile dönebilmemdi.

 ve o günün en büyük kazancı, eve idolumun maketi ile dönebilmemdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sunshine | baekyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin