Karşılaşma

495 35 22
                                    

Hello ballarım ben geldim ❤️

Nasılsınız,nasıl gidiyor hayat?

Geçen bölüm Hindistan'da geçti diye arkadaşlar yanlış anlaşıldım. Hatta bazıları mafya ne arıyor Hindistan'da falan dedi. Hindistan böyle şeyler için baya müsait bir ülke! Ve özgün olsun istedim. Diğer yazarlar gibi İtalya yada Rusya yada Amerika yazabilirdim. Ama yazmadım. Lütfen yazdığım şeylere saygı duymayınızı bekliyorum ❤️

Bu bölüm çoğu gerçege daha da yaklaşacağız.

Hatta bölümde bazı ipuçları olacak...

Emeğimin karşılığını almak için oy ve yorum sınırı koyacağım ballar çünkü okuyan fazla kişi var ama ne vote var ne yorum...

Vote sayısı:30 yorum sayısı:50 aşılmadığı süre bölüm gelmeyecek.

Size iyi okumalar ballar...

🦋

Korkulan şeyi kırk kere anınca başına gelir derler hani yaşlılar, ben bugün o düşünceyi aklımda fazlasıyla andığım için başıma gelmişti.

Herkesten ayrılıp planı uygulamam gerekirken bir eğlenceye katılmam büyük hataydı. Sonradan yaptığın hatayı fark etmen hiçbir şeye yaramazdı.

Kir ve pas kokan bir yer, farelerin cirit attığı, iğrenç bir şekilde gelen kokularla  bir odada bağlı bir şekilde kendime gelmeye çalışıyordum. Kokular beni zorladığı için kusmam geliyordu.

En son içtiğimiz içecek yüzünden bayıltılıp kendimizden geçmiştik. O yüzü tepemde görüp bayılmıştım. Benim yaptığım hata yüzünden diğerleri de bu olaydan etkilenip bayılmıştı.

Boğazımda ki yanma devam ederken bir kaç kez öksürüp kendime gelmeye çalıştım. Şuan bağlı olduğumuz oda da aşırı yüksek ses geliyordu.

Sanki duvarın yanında bir tren istasyonu vardı. Gözlerimi artık tamamen açtığımda çevreme bakmaya başladım. Sağımda elleri zincir ile bağlanmış Kaan duruyordu. Melih ise demir bir sandalyeye oturtulmuş bir şekilde bağlanmıştı.

Çevreme daha detaylı bakınca Gül'ün oda da olmadığını anladım. Gül nerdeydi? o da bizle beraber bayılmıştı. Korkudan çevremi inceledim, bizimkileri uyandırmalıydım.Kan akışımın hızlanması korkudandı,en yakın arkadaşım şuan yoktu ve ne halde olduğunu bilmiyordum.

En yakınımda şuanlık Kaan vardı.
Ayağımı uzattıp Kaan'a yetişmeye çalıştım. Aramızda fazla bir mesafe olmadığı için ona yetişmiştim. Hızlı olacak şekilde bir kaç kez ona ayağımla dokundum.

Dokunmam onu uyandırmadığı için hızlı bir şekilde ayağına vurdum. Canı acımış olacak ki homurdanarak kendine gelmeye başladı.

Melih'i nasıl kendine getireceğimi bilmiyordum. Bizden baya uzak bir mesafede bağlanmış bir şekilde duruyordu. Bağırsam bile sesim onu ayıltmazdı.

Kaan'ın sağında görünen kovayı görünce Kaan'a onu önüme getirmesi için başımla orayı gösterdim. Bu zamana kadar aldığım eğitimlerin artık tamamıyla işe yaraması lazımdı. Yoksa babama lanetler okuyacaktım.

Ne yapmaya çalıştığımı bilmediği için kovayı güçlükle önüme kadar getirmeye çalıştı. Meraklı gözler ile yapacağım şeyi bekliyordu. Önüme koyduğu kovaya bakıp sonra Kaan'a baktım.

Anlamaz gözler ile hamlemi bekliyordu.  Önüme gelen kovaya Melih'e çarpacak şekilde ayarlayıp hızlı bir şekilde tekmeyi vurdum. Bu kadar hızlı vurmayı bende beklemiyordum.

Vurduğum kova gidip göğsüne çarpınca bağırarak uyanmaya başladı. Çok sert bir şekilde çarpmıştı. Buradan benim bile canım acımıştı. Bu kadar sert vurmak istemezdim ama onun uyanması lazımdı.

 DİANA+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin