Çekilin bakayım ben geldim.💅
Hepinizin iyi olduğuna inanmak istiyorum çünkü benim hayatım yokuş aşağı fyuuuu diyerek gidiyor SDLELDLDLLD yinede güçlü durmaya devam canlarım.💪💜
Bu bölüm biraz şu oy ve yorum konusunda içimi dökeceğim çünkü sizinle istediğim iletişimi kuramadığımı düşünüyorum .
Hikayeyi yazmamdaki amaç sadece hobi olsa neysede ben yazdıklarımı kimler okuyorsa onlara rahatlayacakları bir ortam oluşturmaya çalışıyorum.Sizden her iki tepkiyi almadığımda beğenilmeme olasılığı kafamı kurcalıyıp duruyor .Ve buda yazma isteğimi ciddi anlamda etkiledi.Kısaca anlatmaya çalıştığım şey eğer oy verecek ya da yorum yapacak kadar iyi bulmuyorsanız lütfen eleştirilerinizi bana belirtin. Panom ve mesaj kutum size hep açıktır.💜
Bu kadar geri dönüş isteme nedenim bir çok şeye dayanıyor. İlk olarak türkçe benim ana dilim değil. İkincisi kafamda bin bir türlü senaryo kurgulasamda asla onları yazıya dökmedim . Üçüncüsü kesinlikle sizin düşüncelerinizi önemseyecek kadar umursuyorum.🫂
Kendinize iyi bakın .İyi okumalar. 🌸💜
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Tahminen iki saattir geldiğimiz kafeye tabiri caizse çökmüştük. Aldığımız kötü haber Mile'la devamının büyük ihtimalle olacağı konuşmamızı bölmüş, tüm tadımızı kaçırmıştı. Yolu nasıl geldiğimizi bile hatırlamıyordum. Çözüm olarak en son bizimkileri konuşmak için toplama kararı almıştık. Herkesi daha olayı anlamadan telaşlandırmak istemediğimden sadece Build'i aramıştım. Malum o anın duygu seliyle haber Tong ve Bible'a da ulaşmış olacaktı. Diğerlerini ise bir sonuca vardıktan sonra bilgilendirecektik. Tabi bunun biraz da Mile sayesinde olduğunu söyleyebilirim. Kendisi konuşmamızı bölen P'Black ile anlaşmış, ondan izinsiz hiç kimsenin konu hakkında haberi olmamasını sağlamıştı.
"İyi biter mi sizce?" yan tarafımdan gelen soruyla Tong'un asık suratına döndüm. Dışarda durmadan gelen aramaları cevaplayan Mile'dan bahsediyordu. Burdan baktığımda fazla hararetli geçtiğini görebiliyordum. O sırada verdiği sinirli nefesler durumun ciddiyetini bir kez daha suratıma çarptmıştı. Kahretsin, onca emek boşa mı gitti şimdi?
"Emin değilim. Ama umudumuzu kesmeyelim. Ayrıca şu sirke satan yüzünüzü toparlasanız mı artık?" Lafımı ağlamamaya çalışan Build'e bakarak tamamlamıştım. Bana omuzunu siklerek tepki veren arkadaşımla Bible ona sarılan sevgilisini öpmüş, elini okşamaya başlamıştı. Kendiside üzgün olmasına rağmen sakin kalmaya çalışıyordu.
"Bas neler olduğunu soruyor. Yemekten alelacele çıktık malum. Daha ne kadar oyalayabilirim bilmiyorum." diyerek oflayan Tong zaten gerilmiş olan sinirlerimi iyice germişti. Hissettiğim sıkıntı oturduğum yerde dikleşmeme neden oldu. Uzun süredir hiç hareket etmediğimden dolayı kalçamın ağrısıyla yüzümü buruşturdum.
"Önemli bir şey olmadığına inandır ve mesajlarını cevaplama. Ararlarsa da sessizdeydi de." demiş, dikkatimi bize doğru gelen Mile'a vermiştim. İçimizde en çok çabalayan kişi olmasına karşın gülümsemeye çalışıyordu. Yine de onu azıcık tanıyan biri üzerindeki durgunluğu farkederdi.
"Tüm ısrarlarıma rağmen P'Black kesin olarak geri dönmeyeceğini söyledi. Ve anlaşma yapmak istediği sponsorlarda iş birliğine yeltenmemişler. Yani şirket gereken bütçeyi karşılayamaz." Korktuğumuz ihtimalle yüzleşirken yutkunmadan duramadım. Build'in ağlamaklı mırıltısıyla ne yapacağımı şaşırmıştım. Tong ise hâlâ algılamayı deniyordu.