Giriş

1.1K 44 11
                                    

Bu hikayenin yazarı Chenorimo olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir. Sekai seviyorsanız ve okumak isterseniz yazarın diğer kitaplarına da bakmanızı tavsiye ederim. Destek olun lütfen. ❤️

İyi okumalar...



Giriş




"Kim Taehyung, benimle evlenir misin?" Hoseok önümde diz çökmüş, kırmızı kadife kutu içindeki alyansı büyük bir beklenti ile bana uzatırken ellerimle ağzımı kapadım şaşkınlıkla.

Kalabalıktan 'kabul et!' tezahüratları gelmeye başladığında, Hoseok bir anlığına göz temasımızı kesip coşkulu parti kalabalığında gezdirdi.

Bugün benim 21. yaş günümdü, doğum günü kutlamalarını sevmezdim. Nefret ederdim fakat sevgilim Jung Hoseok tıpkı evlilik teklifi gibi bunu da sürpriz olarak yapmıştı bana. Onun evindeydim, ortak arkadaşlarımız merakla ağzımdan çıkacak kelimeyi bekliyorlardı. Ellerimi ağzımdan çekip, dolan gözlerimi sildikten sonra olumlu anlamda salladım başımı.

"Evet Jung Hoseok seninle evlenirim." dediğimde, Hoseok'un yanağında gamzesi belirmiş sonra kutudan yüzüğü çıkartıp, içi dolu ay dövmesi olan yüzük parmağıma geçirmişti metal halkayı.

"Seni seviyorum." diyerek ayağa kalktığında, "Ben de seni seviyorum." diyerek kollarımı boynuna dolayıp dudağına ufak bir öpücük kondurdum.

Arkadaşlarımız, çok yakın olmasalar da, bizi destekleyici şekilde alkışlarken diğer yüzüğü de Hoseok'un parmağına geçirip başımı yapılı göğsüne yaslayıp, parmağımdaki yüzüğe baktım bir süre.

"Bu gece benim evimde kalmalıydın." diyerek elimin üzerini öptü.

"Evet kalabilirdim ama sen yarın erkenden okula gideceksin ve ben deliksiz bir uyku çekmek istiyorum." dedim. Yorulmuştum ve partilerden nefret etmemin sebebi kesinlikle buydu.

"Pekala, güzelce uyu. Sonra görüşürüz tamam mı?" dediğinde onu onaylayıp, yanağını öptükten sonra çıktım arabadan. Apartmandan içeri girdiğimde anca gidebilmişti, asansöre binip kendi katıma doğru çıkmaya başladım. Bu sürede de kendimi izliyordum. Siyah transparan ışıl ışıl bir gömlek, deri siyah pantolon giymiştim ve düzenli saçlarım bozulmuştu. Biraz daha uyumazsam göz altlarım şişmeye başlayacaktı kesinlikle

Asansör katımda durduğunda inip, ellerim titreyerek açtım kapıyı. Anahtarı girişteki çanağa bırakıp, odama yöneleceğim sırada salondaki karartı ile durdurdum adımlarımı. Benim geldiğimi fark ettiğinde ayağa kalkıp, tam önüme geldi.

"Hoseok bana evlenme teklifi etti." dedim tek nefeste. Ne diyeceğini deli gibi merak ediyordum.

"Ne güzel, artık nişanlı birisin." Beni mayıştıran güzel sesi ile konuştuğunda, başımı salladım. Aramızdaki bu şeyin bitmesini istemiyordum. Eğer biterse, tamamen kaybederdim onu.

O bana hafif tebessüm eder yüzü ile bakarken telefonu çalmış, göz temasımızı kesmeden cebinden telefonu çıkartıp kim olduğuna bakmadan açmıştı telefonu. Ondan öncesinde de ben duyabileyim diye hoparlöre almayı da unutmamıştı.

"Sevgilim." dedi beni yaralayarak.

"Sevgilim, eve daha yeni girebildim ve bil bakalım ne oldu?" Bakışlarımı telefona indirip, kendime hakim olmaya çalıştım.

"Beni şimdiden özledin?"

"Evet Jungkook, evet seni şimdiden özledim. Eve girer girmez boğulmaya başladım resmen, keşke bütlere kalsaydım diyorum."

Jungkook ufak bir kahkaha attığında, gözlerimi yumdum. Benden başkasına gülmesine, hele de ona gülmesine tahammül edemiyordum.

"Jimin, sadece iki hafta tamam mı?" dediğinde karşı taraf onu onayladı ve uyuyacağını söyleyerek 'seni seviyorum' faslını da atlattıktan sonra kapatmışlardı.

"Sana hediyeni vermeliyim Taehyung." diyerek yaklaştı bana ve belimden tutup, bedenimi kendisine bastırarak öpmeye başladı dudaklarımı. Aynı ihtiyaçla ellerimi ensesine dolayıp karşılık verdim ona.

Belimdeki elleri yavaşça kalçama ulaştığında, beni kaldırdı ve bacaklarını beline dolayıp birimizin odasına doğru yürüdü karanlıkta.

Jeon Jungkook'a aşıktım. Nişanlı olmam veya onun bir sevgilisi olması umrumda değildi. Onun benden gitmemesi için yapıyordum bunu.

Ben onu beklerdim, Jimin'in yanından bana gelmesini beklerdim hep ve o gelirdi. Saat kaç olursa olsun, daha yeni sevişmiş olsalar bile bana gelirdi ve bende onu kabul ederdim yatağıma.

Bugün de onlardan biriydi fakat tersine dönmüştü her şey. Birkaç saat önce evlilik teklifi almış, kabul etmiş şimdi ise bir başkasının altında kıvranıyordum. Bir başkası dediğim kişi bu kadar kolay değildi aslında, benim yaşama kaynağımdı kendisi.

Sırtım soğuk yorganla buluşurken hangisinin daha soğuk olduğunu karşılaştırıyordum ve Jeon Jungkook'un bana olan hisleri kazanıyordu açık ara farkla.

Bacaklarımı genişçe araladım arasına girebilmesi için. Çok bekletmedi beni, diğer günlerin aksine bu sefer ben beklemeden gelmişti bana. Ellerini iki yanıma koyup üzerime eğildi ve elimi yanağına koyup okşadım onu. Metal yüzüğün soğukluğu ve Jeon Jungkook'un sıcak yanakları arasında ısı alışverişi olurken, elimi tutup çekti yanağından

"Bu gece buna ihtiyacın yok." diyerek Hoseok'un taktığı yüzüğü çıkardı ve komodinin üzerine koydu. "Bizim bu gece birbirimize ihtiyacımız var Kim Taehyung." Sonrasında boynuma gömüldü ve o teker teker öperken ben kıvrandım altında,

Kısık başlayan Jeon Jungkook inlemelerim, ilerleyen saatlerde çığlığa dönüşmüştü.

𝑻𝒐𝒍𝒅 𝒀𝒐𝒖 𝑺𝒐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin