3. Bölüm: KEŞİF

484 22 73
                                    

Uzun bir aradan sonra nihayet buradayım. Yoğun bir sınav döneminde olduğumdan biraz uzak kalmak zorunda kalmıştım. Bu bölüm biraz akıllarımızı karıştırıyoruz bilginiz olsun :) Keyifli okumalar🤍

Arabama yürürken aslında ne kadar bu kurtlar sofrasını özlediğimi fark ettim. Her iki mesleğime de tam anlamıyla aşıktım. Sadece uzun bir süre daha masadaki yerimin rezerve kalacağını biliyordum.

Arabaya adım attığımda 6 cevapsız çağrı arabanın ekranına da düşmüştü. Anında geri dönüş yaparak uzun bir açıklama öncesi derin nefes alarak başladım. Telefonu açtığı an söz hakkı tanımadım. "Nerdesin sen? Bakıyorum ki hala beni bulmadın. Altı kere aramışsın açmamışım. Belki öldüm?"

"Bu soruyu sana ben sormalıyım Siva. Ölüyor olsaydın suratıma kapatmazdın." diye oldukça ciddi ve mantıklı bir karşılık vermişti. Şakalaşarak karşılık alamayacağımı anladığım için bunu sonraya bıraktım.

Ben akşamki organizasyonu anlatırken neden telefonu yüzüne kapattığımdan ve garip adamdan da bahsetmiştim. Ortaklarımızla üzerine konuştuğumuz konularda onu da ilgilendiren detayları anlattığım için konuşma uzun sürmüş ve zaten kısa mesafe olan yolu bitirmiştim. Rezidansın otoparkına girerken dikiz aynasından arkamdaki vitoya da gözüm değmişti.

Ben yolu bitirmeme rağmen Serkan belli ki konunun sonuna giden yolu katedememişti. Neden telefonu yüzüne kapattığım kısmında çakılı kalmış ve ilerlemiyordu.

"Şuna bak Görkem diye isim mi olur. İsminde bile iticilik var herifin." dediğinde bende en ufak bir şaşkınlık belirtisi bile yoktu. Serkan her zamanki formundaydı ve sevmediği herkeste kusur buluyordu. Ben de herhangi bir yorum yapmadan onu dinliyordum.

"Daha önce iki toplantımıza gelmişti." Sessizliğimi bozup "Gözüne kestirdin herhalde üçüncüye gelmesini istemiş gibi bir halin var." dediğimde sinirleneceğini biliyordum sadece biraz takılmak istedim.

Onun her şeyi bilir gibi konuşan ağzını arabama egzoz borusu olarak kullanmak istemediğimden üçüncüye ben katılmadım." Genelde Serkan'ın birini sevmemesinden rahatsız olmazdım çünkü sevmediği insanlara olan tavrı beni çok eğlendiriyordu. İstisnasız her seferinde de sevmediği kişiler konusunda haklı çıkıyordu.

"Demek toplantıya katılmadın? Ne kadar da işine bağlı bir avukat." derken arabayı park etmiştim fakat içinde oturuyordum. Tam karşıma park eden vitodan Tahir ve birkaç kişi inmiş bekliyorlardı.

"Öyle sikik ağız konuşan heriflerin olduğu lüzumsuz toplantılara katılacak bir avukata mı benziyorum? Mühim bir konu varsa ya da büyük rutin toplantı zamanı gelirse anca o zaman onlara katlanırım." dediğinde onunla daha fazla uğraşmamaya karar verdim. Söylediğine yalnız olsam belki gülebilirdim ama şu an karşımda benimle çalışan insanlar varken otoritemi sarsamazdım.

Anladığım kadarıyla bugün pek şakalaşma modunda değildi. "Hayatımda gördüğüm en itici avukatsın Serkan Dirin."

"Teşekkür ederim bence de hayatında gördüğüm en çekici avukatım. O tarz heriflerle çalışmadığım kendi şirketim olmasına bir kere daha sevindim. Senin de dönmen gereken bir işin olduğunu hatırlatırım. Asıl sen nasıl yöneticisin Siva Dirin?" derken sesi az öncekinden daha keyifliydi ve belli ki uğraşma sırası ona geçmişti.

"Emir şirkette işleri gayet iyi yürütüyor. Dente Di Leone ise birkaç gün bensiz idare edebilecek çalışanlara sahip. Yarın sabah zaten yola çıkıyorum." İstemeden bir miktar yükselmiştim. Arabadan inip kaputa yaslanmıştım. Söylediklerinde ciddi olmadığını bildiğim halde bugünkü huysuzluğum uyumadan geçmeyecekti.

HECATEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin