Mum Kokusunda

Mum Kokusunda '3'

"Hayır hayır hayır. Markete gidip yiyecek alacağız. Ondan sonra otururuz."

Ne yapacağımızı tartışıyorlardı yine ve yine. Didem'in fikri en güzeliydi. Ben el atmazsam bir sonuca varamazlardı.

"Bence Didem'in dediğini yapalım. Sonra oturur doğruluk cesaretlik oynarız."

"Tamamdır o zaman. Haydin markete." dedi Efran.

En yakın markete girdiğimizde Didem "Filmlerde olduğu gibi sepete otursam nolur?" dedi.

"Biz filmde değiliz ama istiyorsan otur." dedi Eren. Bu ikisinin arasında bir şey mi vardı? Çöpçatan tarafım konuşmaya başladığında Didem'e daha dikkatli baktım. Eren'le ne güzel de anlaşıyorlardı. Birlikte içeceklere bakarken gülerek konuşuyorlardı.

"Onları izleyeceğine kendi etrafına bak."

Korkuyla yanıma döndüğümde Efran'ı gördüm. Ne diye sessiz sessiz geliyordu bu?

"Yılan mısın sen sessiz sessiz geliyorsun? Hem etrafımda ne varmış?"

"Hiç." dedi gülerek. Ketçaplı cips gösterip "Sever misin?" dedi. Cevabını beklemeden sepete attı. Cevabımı beklemeyecekse neden soruyordu?

"Biliyorum çok yakışıklıyım ama ilerlesek mi artık?"

"Hiç de yakışıklı değilsin."

İlerlemeye başladığımda yanımdan gidiyordu. Susmuyordu da.

"Kime göre neye göre?" dediğinde hemen "Bana göre." dedim.

"Öyle olsun. Bana göre de sen fazla güzelsin."

"Sen de fazla hızlısın." dediğimde çikolatalardan dörder dörder alıyordum. Ben ona veriyordum o sepete atıyordu.

"Demek ki kaçırmak istemiyorum."

"Güzel de laf yapıyorsun."

"Sana yetişemem ama deniyoruz işte."

Gülümseyip çikolatayı fırlattım. Didem'lerin yanına doğru gittiğimde hemen yetişti.

"Fazla sertsin."

"Sen de fazla rahatsın! Sanki kırk yıllık tanışıklığımız var."

"Tanışırız yavrum." dediğinde ona baktım. "Sen hep böyle misin?"

"Nasıl?"

"Gevşek." dediğimde daha çok güldü. "Sadece sana özel yavrum." dedi.

"Bana özel de olmasın."

"İlk görüşte aşka inanır mısın?"

"Hayır ama etkiye inanırım.". Beni dikkatle dinlemesi güzeldi de gerçekten ne bu rahatlık? Tamam ben de rahatlığı severdim. Ama bu çok fazla. İlk görüşte aşk ne ya?

"Etki?" derken merak içindeydi. "Etkilenirsin yani. Sonradan hoşlanırsın, daha fazlası da olabilir. Ama aşık olmazsın."

"Peki, benimle tanışmak için bir kahve içer miydiniz hanımefendi?" dediğinde o sihirli sözcüğü anında söyledim. "Hayır!"

Üzülmüş olabilirdi ama beni tanımadan böyle davranması bana göre değildi. Madem tanışmak istiyordu çabalasın azıcık.

Elimizde poşetlerle daha doğrusu erkekler ellerinde poşetlerle biz boş boş sahile doğru yürüyorduk. Çimlere oturduğumuzda ise bir ziyafet var gibiydi.

Eğer bana mutluluğun tanımını sorsalardı bu anı gösterirdim. Birkaç arkadaş, eğlence, sakinlik... Kendi ailemi de gösterirdim. Her daim gülen altı kardeş, anne ve baba. Bu kadardı işte.