Ben Rayiha Sakin, Sakin Ailesinin üçüncü veliahtı. Bir baş belası abiye, bir cadaloz ablaya, üçüz canavar kardeşlere sahip biriyim. Hayatım bundan ibaret. Ekstra olarak sevdiğim bir işim ve arkadaşlarım var. Ama bu gidişle sevdiğim bir işim olamayacaktı.
Ben Rayiha Sakin, soyadı gibi sakin biriyim.Olduğu gibi görünen, birilerine kendini beğendirmek için çabalamayan, kolay kolay sinirlenmeyen, çok gülen, eğlenceli biriyim.
Ben Rayiha Sakin, iyi bir evlat, çalışkan bir öğrenci ve başarılı bir mimar... Daha sayabilirdim. Uzatırdım. Buradan Fizan'a yol olurdu ama maalesef buradan çıkış yoktu.
Atahan, ben ve Veda diye bir kadın Devrim Bey'in yani Atahan'ın babasının odasındaydık. Atahan güvenlik kameralarına baktırıp kimin gizlice aldığını bulmuştu. Veda almıştı. Şimdi ise karşımda gizlice gülüyordu. Devrim Bey ise kızmıştı.
"Sen gizlice kameralara mı baktın!? Benden habersiz nasıl iş yaparsın sen!?"
Başım yere eğikti. O kadın benim emeğime göz dikmişti ama burada azarlanan hakkımı arıyoruz diye biz olmuştuk.
Gözlerim dolmuştu ve bunu kimseye göstermek istemiyordum. Arabamın yanına gittiğimde kapıyı hızla açıp çarparak kapattım. Atahan arkadan seslenmişti ama sonra babasının yanına gitmişti.
Sinirliydim, üzgündüm, kırgındım...
Arabada dururken aklıma Efran geldi. Atahan telefonumu verdiğinde çoktan kapatmıştı. Onu aramalıydım. Kırılmıştır, üzülmüştür belki de sinirlenmiştir. Haklıydı.
Efran'ı aradım ama açmadı. Ya işi vardı ya sessizdeydi ya da bilerek açmamıştı. Mecbur eve doğru gittim. Bugün artık bitsin istiyordum. Her şey ard arda gelmişti.
Arabayı park eder etmez binanın girişine gittim. Abimi görmemle ona koştum.
"Abim, seni çok özledim." derken sıkı sıkı sarılıyordum da. Abim de bana sarılıyordu. Gözlerim tekrar doldu. Hem abimi özlediğimden hem emeğimin gitmesinden. Gözlerim kapalıydı. Açtığımda abimin arkasında, uzaktaki arabasının yanında bize bakan Efran'ı gördüm. Yaşlar gözlerimden akarken ona baktım. Gülümsedi, elini hoşçakal der gibi salladı ve arabasına binip gitti.
"Miniğim, ne oldu?"
Abimin yatıştırıcı sesiyle ayrıldım ve ona baktım. "Emeğim gitti abi. Çizimim gitti." dedim. Sessizce ağlıyordum. Konuşmak işkence gibi geliyordu.
"Nasıl gitti? Gel güzelim, yukarı çıkalım sakince anlat."
Kolunu belime sarıp destek verdi. Beraber yukarı çıktığımızda kapının önündeki ayakkabı yığınını gördüm. Tüm aile toplanmıştı. Harika! Cidden harika!
Abim zile bastığında içeriden konuşma sesleri geldi. Ardından ayak sesleri... Sanırsım atlılar geliyor. Kapı açılır açılmaz üçüzler çıktı karşıma. Başlasın bakalım mesai.
"Ablam, en sevdiğim ablam." dedi üçüzlerin ilki Eymen.
"Asıl benim en sevdiğim ablam. Çekilin lan." dedi üçüzlerden iki numara Evren.
"Yağcılarda inecek var. Ay çekilin be! Benim canım Rey'im gelmiş." dedi üç numara üçüz Eylem.
"Kapının önünü açın da girelim." dedi abim. En büyük olarak olgunluğunu ortaya koydu. Çok değil beş dakika sonra hepimiz bozulurduk. Ahanda buraya yazıyorum.
"Parolayı söylemeden giremezsin." dedi Evren. Devamını Eylem getirdi. "Eğer söylemezsen bize abur cubur almalısın."
"Yine nasıl bir saçmalık buldunuz acaba?" dedi abim. Bıkmıştı artık. Gülerek onları izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mum Kokusunda
RomanceKitap Kapağı 🕯️MeczupSever Rayiha&Efran Ben Rayiha Sakin, Sakin Ailesinin üçüncü veliahtı. Bir baş belası abiye, bir cadaloz ablaya, üçüz canavar kardeşlere sahip biriyim. Hayatım bundan ibaret. Ekstra olarak sevdiğim bir işim ve arkadaşlarım var...