Lana Del Rey/ West Coast
"Anıl..."
Evet, kesinlikle emindim. Sarhoş zihnim bana bir oyun oynamıyordu. Karşımdaki Anıl'dı.
Anıl aniden bileğimden tutup beni çekiştirmeye başladı. Henüz olayın şokunu atlatamadığım için önce duraksasam da sonra kendimi Anıl'a bırakmaya karar verdim.
Anıl'a bu kadar yakın olmak sarhoşluğumu unutmamı sağlamıştı. Onu yaklaşık beş yıldır tanımama rağmen ilk defa temas kurmuştuk. Şu an onun peşinde hızlı hızlı yürüyor olmasam kollarımı tırnaklamaya başlamıştım bile.
Bana bir asır gibi gelen sürenin sonunda barın dışına çıkmıştık. Anıl kolumu hızlıca bırakıp elleriyle yüzünü kapattı. Şu an sakinleşmeye çalıştığından adım kadar emindim. Bir şeyler söylemek istedim ama sesimin sinek gibi çıkacağını bildiğim için konuşmamayı tercih ettim. Mahçup mahçup bakmakla yetindim.
Anıl, "Sikeceğim ya. Senin ne işin var kızım burada? Ben olmasaydım ne olurdu haberin var mı senin?" diye bağırınca irkilmiştim. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Sude de ortalarda görünmüyordu.
"Bak.. Sadece eğlenmek istedik tamam mı?" dedim sakinleştirmek istercesine yumuşak bir ses tonuyla. Normal şartlar altında onun yanında iki kelimeyi bir araya getiremeyen ben, şaşırtıcı bir şekilde sakin ve tane tane konuşuyordum.
"İstediniz öyle mi? Kimle?" diye sorduğunda aptallık edip Sude'yi sattığımı idrak etmiştim.
Tam cevap vereceğim sırada Sude'nin koşarak geldiğini gördüm.Sude koştuğu için nefes nefese kalmıştı. Anıl Sude'yi görünce daha da sinirlendi.
"Sıçayım ya. Sen de mi?" diye sordu isyan edercesine. İkimiz de sesimizi çıkarmıyorduk. Anıl bir süre söylendikten sonra eliyle arabasını işaret edip, "Yürüyün." dedi. Barın kapısında duran siyah Range Rover marka arabaya bakıp ikiletmeden ilerledim. Sude de hemen yanımdan geldi.Yol boyunca Anıl'ın azarlamalarını dinlemiştik. İçkinin etkisi geçtiği için eski halime dönmüştüm. Utangaç, sessiz halime. Böyle olmaktan nefret ediyordum. Normal hayatımda gayet konuşkan bir insan olmama rağmen Anıl yanımda olunca dilimi yutmuş gibi davranmak cehennem azabı gibi bir şeydi benim için.
Nihayet eve geldiğimizde Sude'nin anne ve babası evde yoktu. Anıl'ın da evde olmaması gerekiyordu ama evdeydi. Nedenini soracak gücüm olmadığı için sormamayı tercih ettim.
Sude'nin odasına çıktığımızda Sude bir anda kahkaha atmaya başladı. Onun kahkahasına karşılık ben de kahkaha atmaya başladım.
"Abim nasıl çıldırdı ama! Fenaydı." diyerek Anıl'ın taklidini yapan Sude'ye gülerken gözüm saate çarptı. 02.14. "Yuh, saat kaç olmuş ya." dedim sesli bir şekilde. Sude de aynı şekilde karşılık verdikten sonra onun dolabından bir pijama takımı alıp giyinmek için koridordaki banyoya geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Petrichor / Daddy Issues
ChickLitDerin derin nefesler aldım. Neredeyse her gün ona yazmaya karar veriyordum ama gururum buna engel oluyordu. O en yakın arkadaşımın abisiydi ve nedenini bilmediğim bir şekilde benden nefret ediyor gibi davranıyordu. Bugün yazmaya karar verdiğim diğer...