Dolu Kadehi Ters Tut/ Öylece Durdun
Anıl'ın yazdığı mesajdan sonra ne diyeceğimi bilememiştim, çok geç bir saate kadar düşündükten sonra uykusuzluğa dayanamayıp uyumuştum.
Sabah uyanır uyanmaz telefonumu elime aldım.
Anonim: Ufaklıklardan hoşlanmadığını düşünüyordum.
Yarım saat bekleme süresinin ardından Anıl cevap verdi.
Anıl: Doğru düşünüyormuşsun.
Anıl: Dediğim gibi normalde pek hoşlanmam.Anonim: Özel hissetmeli miyim?
Anıl: İstiyorsan hissedebilirsin.
Anıl'ın mesajından sonra heyecanla yataktan çıktım. Sırıtmaktan sızlayan çenemi umursamadan banyoya gidip kısa bir duş aldıktan sonra kahvaltı etmek için mutfağa gittim.
Kahvaltı etmeyi pek sevmediğim için hızlıca bir şeyler atıştırıp odama çıktım. Bugün kendimi olduğumdan çok daha cesaretli hissediyordum. Bugün Anıl'a mesajlaştığı anonimin kim olduğunu söylemek istiyordum.
Akşam Anıl'ın her zaman takıldığı mekana gitmeye karar verdim. Cesaretim her an uçup gidebilirdi. Bu yüzden düşüncelerimden sıyrılmak için bir film açtım. Böylece akşama kadar çıldırmamış olacaktım.
Filmi bitirmiştim ama saat hâlâ çok erkendi. Bir film daha açtım. Açtığım ikinci filmi de bitirdim. Saate baktığımda hazırlanma vaktimin geldiğini anladım.
Bugün güzel görünmeliydim ama güzel olmak için ekstra bir çaba sarf etmiş gibi görünmek istemiyordum. Dolabımın kapağını açtım. Gözüme geçen sene doğum günümde kapımda bulduğum ama kimin gönderdiğini bir türlü öğrenemediğim lacivert, saten elbise çarptı. Daha önce hiç giymemiştim. Etiketi hâlâ üzerindeydi. Elbiseyi askıdan alıp incelemeye başladım. Sade ve şıktı. Hiç elbise giymememe rağmen tam benim tarzım olan bir elbiseydi.
(Bahsedilen elbise)
Elbiseyi askıdan çıkarıp üzerime geçirdim. Tam olarak üzerime dikilmiş gibiydi. Zayıf olduğum için normalde pek belli olmayan basenlerimi ortaya çıkarmıştı. Aynadaki görüntüme gülümseyerek baktım. Bu elbise benim için dikilmiş gibiydi.
Hızlıca hafif bir makyaj da yaptıktan sonra gözlüğümü takıp takmamak konusunda kararsız kaldım. Lens kullanmayı sevmediğim için ve Anıl için ekstra çaba harcamış gibi görünmemek için gözlüğümü takmaya karar verdim. Gözlüğe alıştığım için o olmadan kendimi garip hissediyordum.
Dolabımın çekmecesinden daha önce bir iki kez giydiğim kısa topuklu, siyah ayakkabımı da ayağıma geçirdikten sonra aynadan son kez kendime baktım. Güzel görünüyordum. Memnunca gülümseyerek odamdan çıktım.
Babaannem biraz rahatsız olduğu için uyuyordu, aldığı ilaçlar yüzünden de kolay kolay uyanmazdı. Ses çıkarmamaya özen göstererek evden çıktım.
Mekanın girişine geldiğimde midem heyecandan kasılıyordu. Derin nefesler alarak kapıdaki adamlara kimliğimi gösterdim ve içeri geçtim. İçeri girer girmez leş gibi kokuyu almıştım. İğrenerek yüzümü buruşturdum ve en köşede bir yere geçtim.
Gözlerim Anıl'ı ararken cesaretim her an gidecek gibiydi. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bir bardak içki içmek rahatlamamı sağlayabilirdi.
Elim telefonuma gitti. Bir buçuk saattir Anıl'ı bekliyordum ve bu içtiğim dördüncü bardak falandı. Bünyesi zayıf bir insan olduğum için beynim sallanıyor gibi hissediyordum. Anıl'dan ümidimi kesmişken onu gördüm. Anıl gelmişti. Gözlerimi kısarak Anıl'ın olduğu tarafa baktığımda yanında bir kız olduğunu gördüm. Geçen gün ailesiyle tanıştırmaya getirdiği kızdı. Sinirle tırnaklarımı koluma geçirdim. Daha fazla onları bu şekilde izlemek istemiyordum. Onların olduğu tarafa doğru ilerlemeye başladım. Sarhoşluğun etkisiyle sallana sallana da olsa yanlarına ulaşmıştım.
Anıl beni görünce şaşkınlıkla baktı. Hiçbir şey demeden öylece durdum ve gözlerinin içine baktım. Anıl yutkundu, yanındaki kıza bir şeyler söyledi. Müzikten dolayı duyamamıştım. Daha sonra yavaşça yanıma geldi, kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı.
"Nereye gidiyoruz, beni kaçırıyor musun yoksa?" dedim ve kahkaha attım. Bana tuhaf bir bakış atıp sürüklemeye devam etti. Müzik sesi yavaş yavaş kesiliyordu. Mekanın arka tarafına, lavaboların olduğu yere gelmiştik. Anıl durdu. Gözlerimin içine bir süre baktıktan sonra dudaklarını araladı."Söyle bakalım. Burada ne arıyorsun?"
Derin derin nefesler aldım sakinleşmek için. Şimdi söylemezsem bir daha asla söyleyemezdim. Şimdi söylemeliydim ve daha sonra buradan defolup gitmeliydim.
"Bendim." dedim anlamasını umarak.
Anıl kaşlarını çatarak suratıma bakmaya devam etti. "Ne sendin?" diye sordu.
Ona iyice yaklaştım. Nefesi suratıma çarpacak kadar yakınındaydım. Yutkundum. Anıl'ın bakışlarının dudağıma kaydığını fark ettim. Belki de sarhoş olduğum için hayal görüyordum.
"Anonim, bendim." dedim. Anıl'ın dudakları kıvrıldı. "Anlamadığımı mı sanıyordun?" diye sordu.
Kaşlarım çatılmıştı. Bunca zamandır biliyor muydu yani? Utançtan yanaklarımın yandığını hissettim. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Onu öpmeye karar verdim. Geri çekilirse reddedilirdim, çekilmezse ben kazanırdım.
Dudaklarımı onunkilere iyice yaklaştırdım. Onun kalbinin de benimki gibi hızla attığını hissediyordum. Anıl kafasını hafifçe yan çevirdi. "Sarhoşsun." diye fısıldadı.
Gözlerinin içine baktım.
"Sana ne kadar aşık olduğumu hatırlamayacak kadar sarhoş değilim." dediğimde dudaklarımda onun dudaklarını hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Petrichor / Daddy Issues
ChickLitDerin derin nefesler aldım. Neredeyse her gün ona yazmaya karar veriyordum ama gururum buna engel oluyordu. O en yakın arkadaşımın abisiydi ve nedenini bilmediğim bir şekilde benden nefret ediyor gibi davranıyordu. Bugün yazmaya karar verdiğim diğer...