Derin derin nefesler aldım. Neredeyse her gün ona yazmaya karar veriyordum ama gururum buna engel oluyordu. O en yakın arkadaşımın abisiydi ve nedenini bilmediğim bir şekilde benden nefret ediyor gibi davranıyordu.
Bugün yazmaya karar verdiğim diğer...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Scarlett Rose/ Is It Wrong?
Sude'yle kısa bir sahil buluşmasından sonra Sude her ne kadar ısrar etse de onlarda kalmayarak eve gelmiştim.
Canım Anıl'a yazıp onu sevgilisinin yanındayken rahatsız etmek istediyse de bundan vazgeçtim. Sevgilisi olan bir erkeği elde etmeye çalışacak kadar aptal değildim.
Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu. Her ne kadar kafam almasa da birkaç saat ders çalıştıktan sonra kendimi uykuya bıraktım.
Uyandığımda babaannem evde yoktu. Mutfak masasındaki notu fark edip okumaya başladım.
"Kuzum, beni Hatice Teyzen çağırdı. Bugün onun yanında kalacağım. Sen de Sudelerde kal. Bak kalmamazlık yapma. Aklım kalır sende."
Notu okuduktan sonra suratımı buruşturdum. Şu an en son görmek istediğim kişi Anıl'dı ve babaannem benden onun evinde kalmamı istiyordu. Sıkıntıyla oflyarak Sude'ye durumu açıklayan bir mesaj attım. Bir şeyler atıştırdıktan sonra sırt çantama birkaç eşyamı koyup Sudelere gittim.
Kapıyı çaldığımda açan kişi Anıl'dı. Onu görünce elim ayağımı dolaştı ama bu durumu umursamadan yanından geçip içeri girdim. Arkamdan kapı sesi gelince onun da tam evden çıkmak üzere olduğunu ve çıktığını anlamıştım. Rahatladığımı hissettim. Muhtemelen eve biz çoktan uyumuşken gelirdi.
Sude'yle film izlerken Sude filmi durdurup konuştu. "Sence de abimin sevgilisi çok uyuz değil mi?"
Boğazımı temizleyerek yanıtladım. Pot kırmak istemiyordum. "Neden ki?" diye sordum.
"Yani... Biraz alık bir tip. Gözleri boş boş bakıyor. Abim bizimle tanıştırmaya ilk defa birini getiriyor ve getirdiği kız asla abime göre birisi değil. Abim alıklardan hoşlanmaz ki. Bu işte babamın parmağı var gibi." diye yanıtladı beni.
Şaşırmıştım. "Nasıl yani? Baban ne yapmış olabilir ki?" diye sordum fazla meraklı görünmemeye çabalayarak.
"Aslında tam olarak bilmiyorum ama çözeceğim bu olayı." dedi ve filmi izlemeye devam ettik. Daha doğrusu Sude devam etti. Benim aklım az önce söylediklerinde kalmıştı. Anıl'ın babasının Anıl'ın ilişkisiyle ne alakası olabilirdi ki? Film bitene kadar bu düşünce beynimi kemirdi.
Film bitince bilgisayarı kapattık. Saat çok geç olmuştu. Uyusak iyi olurdu ama benim aklım hâlâ Anıl'daydı. O kızla mı beraberdi acaba şu an?
Sude bendeki durgunluğu fark etmiş olacak ki sordu. "Sen iyi misin? Geldiğimden beri çok durgunsun. Bir şey olmuş sana." dedi. Evet bir şey olmuştu ama ona anlatamayacağım bir şeydi. En yakın arkadaşım olsa bile ona anlatamazdım. Hem ne diyecektim ki? Abine aşığım mı diyecektim?
"Yok bir şey ya. Babamla tartıştık biraz." diye geçiştirdim. Sude, babamla aramın bozuk olduğunu biliyordu bu yüzden üzerime gelmedi.Rahatlamış bir şekilde yatağa girdim.
Uyumam gerekiyordu ama uykum asla gelmiyordu. Yaklaşık iki saattir yatağın içinde dönüp duruyordum. Aynı zamanda susamıştım da. Daha fazla dayanamayıp mutfağa indim. Dolaptan su şişesini çıkardığımda kapıdan sesler gelmeye başladı. Gelen muhtemelen Anıl'dı. Gelen kişiye bakmak için kapıya doğru gittiğimde yanılmadığımı anladım.
Anıl beni görünce sırıttı. "Beni mi bekledin bu saate kadar?" diye sordu, sarhoş olduğu için normalden farklı çıkan ses tonuyla.
"Neden seni bekleyeyim ya? Su içmeye kalktım." diye yanıtladım onu. Daha sonra cevap vermesini beklemeden yukarı çıkmak için merdivene yöneldim.
Bir yere çarpma sesi gelince hemen arkamı döndüm. Anıl hayvan gibi sarhoş olduğu için kapının önündeki dolaba çarpmıştı. Oflayarak yanına ilerledim. "Ne vardı bu kadar içecek sanki." diye söylendim. Anıl'ı yukarı taşımak için kolunu omzuma atarken Anıl, "O kadar çok şey var ki." diye yanıtladı beni. Söylediği şeyle refleks olarak kafamı kaldırdığımda burunlarımız birbirine değmişti. 1.90lık kaslı bir adamı taşıdığım yetmiyormuş gibi kalbim de çarpmaya başlayınca gücümün tükendiğini hissetmiştim. Anıl'a cevap vermeden zar zor odasına taşıdım. Anıl'ı yatağına oturttuktan sonra "Gerisini kendin halledebilirsin sanırım." diyerek kapıya yöneldim.
"Halledemediğim bir çok şey var." Söylediği cümle topuğumun üzerinden ona dönmemi sağlamıştı. Yavaş yavaş Anıl'a doğru yürüdüm. "O kızı gerçekten seviyor musun? Yani evlenecek misin onunla?" diye sordum aniden. Sonuçta insanlar sarhoşken doğruları söylerdi.
Anıl yumuşak bir kahkaha attı. "Ne sevmesi, ne evlenmesi? Bilmediğin çok şey var." diye yanıtladı sorumu.
Anıl birden elimi tutup, "Bu gece de sen benimle kal. Olmaz mı?" deyince afallamıştım. Sarhoştu ve ne dediğini bilmiyordu kesinlikle. Sabah uyandığında hiçbir şey hatırlamayacaktı.
"Olmaz. Herkes evde, uyanırlarsa bizi yanlış anlayabilirler. Gitmem lazım." dedikten sonra gitmek için bir hamle yaptım ama başarısız oldum. Anıl'ın aniden kolumdan çekmesiyle kucağına düşmüştüm. Şu an Anıl'ın kucağında oturuyordum. Yüzüme yayılan sıcaklık ve ona eşlik eden midemdeki baskıyla bayılacak gibi oldum. "Anıl..." diye mırıldandım. "Şşş.." diyerek tek eliyle yanağımı okşadı.
Şu an bu yaptığımız çok yanlıştı. Bir şey söylemek için ağzımı açtığımda beni susturan Anıl'ın dudakları olmuştu.
Sonunda öpüştüler jdbwksbwjdj. Yazarken çok heyecanlandığım bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz ❤️
