5.Bölüm KASABAYI KASABA YAPAN ETKEN

45 8 7
                                    

İnstagram: asteria_officialll

-5.Bölüm Kasabayı
kasaba yapan etken -

"🎶Reflection-
The Neighbourhood🎶"

"Ne kadar derine inersen in, düşünceler seninle birlikte kaybolurdu. "

Bölümü oylar ve yorum yaparsanız müteşekkir olurum...

🔥🔥🔥🔥

Zaman zaman bazı inişler hayatımızda bulunurdu. Fakat elbet bir gün bunları affedecek bir yükselme herkesi kolları arasına alırdı. Kasabanın kütüphanesinde bir köşede oturmuş, elimdeki kitaba bakıyordum. Havadaki nem terlememe neden oluyordu. Okuduğum kitaba biraz daha gömüldüm. Aslında yazıları okurken aklım başka yerlerdeydi.

Düşünüyordum. Gördüğüm şeyi ya da daha doğrusu gördüğümü sandığım şeyi düşünüyordum. Kamerada hiçbir şey gözükmüyorsa deli olmam kaçınılmaz değil miydi? Deanın mesajından sonra onunla uzun uzun konuşmuştum. Bana inanmadığını söylemiyordu, aksine inanıyordu fakat kamerada hiç kimsenin gözükmediğini defalarca kez dile getirmekten kaçınmamıştı.

Korkudan yanlış görmüş olabilirsin cümlelerini beynimin bir yerlerinde hâlâ sayıklıyordum. Korku insanlara yanlış şeyler yaptırdığı gibi yanlış şeylerde gösterebilirdi.

Elimdeki kitabı masaya bırakıp yerimden kalktım ve oldukça geniş olan bir kitaplığa yöneldim. Günün bu saatlerinde kasabadakiler çok fazla kütüphaneye uğramazdı. Okula gidenler ve işe gidenler dışında buraya gelenlerin sayısıysa bir hayli az olurdu. Yani ortamda neredeyse yok denecek kadar az kişi vardı ve etraf sessizdi.

Ortamdaki sessizliğe adım uydurdum ve minik adımlarla kitaplıkları gezmeye başladım. Türlere göre sıralanmış bir çok kitap vardı ve burası kasabanın en büyük kütüphanecisiydi. Daha doğrusu, zaten bu kasabada iki tane kütüphane vardı. Kitaplıkta ki kitapların üzerinde parmaklarımı gezdirirken karşı taraftan birinin gözleri gözlerimle çarpıştı.

Bana bakarken elindeki kitabı ortamız da ki kitaplığa yerleştirdi ve sessizce oradan süzüldü. Kütüphane kişileri diye bir şey vardı. Bu da onlardan olmalıydı. Sessizlik ebedi olmasada burada zorunluydu. Elime seçtiğim bit tarihi kitabı alıp yeniden masama doğru yöneldim.

Tarihi kitaplar, diğerlerinden daha fazla ilgimi çekiyordu. Kalın kitabı alıp masanın tam ortasına koydum. Kitap o kadar kalındı ki, tahtadan yapılmış masanın titrediğini ister istemez hissetmiştim. Rahatsız edici sandalyeye oturup kitabın ilk sayfasını açtım. Bu sandalyeleri değiştirseler iyi olurdu, yoksa belim geri dönülemez bir şekilde kötüleşecekti.


Saatlerce kitaba bakınsam da okuduğum şeyden çok fazla verim alamıyorum. Düşüncelerim beni yine yalnız bırakmıyordu. Lanet olsun. Neredeyse hiçbir şey anlamadığım kitabı sert bir şekilde kapattım. Tam o sırada dirseğim masanın diğer yanındaki kitaba çarptı ve kitap yere düşerek tok bir ses çıkardı. Kütüphanede bulunan bir kaç kişi sese doğru bir bakış atsa da tekrar önüne döndüler.

Eğilip kitabı yerden alırken açıkta duran sayfadaki resim ilgimi çekti. Tek kaşımı kaldırırken yerdeki kitabı elime alıp, tarihi kitabı ileriye ittim. Resimin üzerinde gezinen parmaklarım canavarın isminde duraksadı. Lycan. Parmaklarım yavaşça daha da aşağıya indi ve ister istemez büyük bir çekimle canavarın özelliklerini okumaya başladı.

ASTERİA-KAYBOLAN KRALİÇE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin