6. Bölüm O BİR ÇOCUK DEĞİL

42 6 9
                                    

İnstagram: asteria_officialll

-6.Bölüm O bir çocuk değil -

"🎶Conan Gray- People watching🎶"

"Düşünceler, siz istemediğiniz de daha sıkı tutunurlardı."


Bölümü oylar ve yorum yaparsanız müteşekkir olurum...

🔥🔥🔥🔥

Bazen yürüdüğümüz yolda beklemediğimiz engeller karşımıza çıkardı ve onları aşmamız gerekirdi.

Yolumu değiştirmezdim, engellerden kaçmazdım. Sadece yürürdüm. Karşıma çıkacak engellerin üstünden atlamak için hazırlıklı olurdum. Bazen engelleri aşmak uzun sürerdi ama yolumu değiştirmektense, engellerle kendi yolumda takılı kalmaya yeğlerdim.

Birisi bana bir oyun oynuyordu. Bu oyun eğlenceli olmamakla birlikte aynı zamanda masum da değildi. Taş açık camdan atılmıştı, isteseydi kapalı olan diğer camımı da kırabilirdi. Annemin evde olduğunu biliyor olmalıydı. Annemin evde olduğunu biliyor olması, kalp atışlarımı hızlandırıyordu.

Cama baktığım zaman gördüğüm silüet, kısa bir süre sonra kaybolmuştu. Elimde tuttuğum kağıt parçası ve zeminde yatan taş olmasaydı, bunun bir hayal olduğunu sanabilirdim. En azından kendimi öyle sanmak için zorlardım.

Fakat şuan kendimi kandıramıyordum. Kendimi her kandırmak istediğimde bakışlarım, olaya şahit gibi duran kağıda düşüyordu. Bu gerçekti.

Elimdeki kağıdı çantama sıkıştırdım ve arabama bindim. Gittiğim yer belliydi. Onunla konuşmuyordum fakat ortada ciddi bir durum varsa, bunu göz ardı edecek değildim. Bu iş uzamaya başlamıştı. Caddenin etrafındaki kameralara baktıracak ve orada duran kişinin kim olduğuna bakarak, bulup bulamayacağımızı görecektim. Evet, orada biri vardı ve bu hayal değildi. Belki önceki gözlerimin uydurmasıydı. Ama şuan ki için hiç zannetmiyordum.

Direksiyonu sola çevirdim. Deanın çalıştığı ofise tekrardan gidiyordum. Oraya tekrardan gitmeden önce Deanı aramıştım ve şaşırtıcı bir şekilde telefonuna bakmayı akıl erdirebilmişti. Telefonu açmayacaksa yanında taşımasındı! Ama en sonunda telefonunu açtı. Ne yani tebrik mi etmeliyim?

Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Biri camınıza taş atıyorsa bir polise giderdiniz. Benim en yakın arkadaşım bir polisti ve güveneceğim başka birisi yoktu. Demon. Onu bu işe bulaştırmak istemiyordum. O ismi hemen aklımdan silmeye çalıştım. O isim aklımdan kolay kolay silinecek gibi değil.

Aklınıza bir isim yerleşti mi onu penseyle tutup çıkarmaya çalışsanız da fayda etmezdi. Kökleri beynimizde yer edinirdi. Onu her unutmaya çalıştığınızda kökler sıkılaşır ve orada olduğunu hatırlatırdı. Unutmamıza sadece zaman izin verirdi. Çünkü kökler, zamanla çürürdü.

Arabadan inip ofise girdim. Gözlerim alt tarafı tarasada Deanın burada olmadığını görünce üst kata yöneldim. Kapısı kapalı olduğu için tıklatmak için uzandım fakat tam o sırada kapı açıldı. İçeriden kahverengi ve epey uzun bir adam çıktı. Yüzüne ters bir bakış atınca ellerini havaya kaldırdı. "Sakin ol, epey sinirli gözüküyorsun," dedi ellerini yeniden ceplerine sokarken. Lauballi genç bir adam, konuşmak isteyeceğim son kişiydi. Yolumdan çekilince yüzüne bir daha bakmadan kapıyı ardımdan kapadım.

Bakışlarım odada gezindi. Dean her zamanki gibi koltuğunda oturuyordu. "Bu lauballi kişileri bilerek mi yakınında tutuyorsun, yoksa zorla mı?" Diye sordum. Kaşlarını kaldırdı.

ASTERİA-KAYBOLAN KRALİÇE-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin