Kelime sayısı: 920
Not: Bu bölüm için safkan Slytherin'siniz.
Not2: Lucius Malfoy'un kız kardeşisin, yani Y/N Malfoy.
Not3: Bütün kitap bununla ilgili olsa bile bu bir hayal et, yani Voldemort yok. Potter'lar yaşıyor.
NightyDark_'a ithafen ✨💛
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Uzun zamandır beklediğin an gelmişti. Sonunda Beauxbatons'daki işin sonlanmıştı. Bu okulu ve bu şehri sevsen bile aileni özlemiştin. En çokta o'nu özlemiştin. Uzun zamandır Lucius ile konuşamamıştın. Yazdığınız mektuplar olsa bile sesini duymamış olmak ve ona sarılamıyor olmak seni üzüyordu. Aileniz yüzünden bir ton azar işitir ve büyük bir baskının altında kalırdınız hep. Böyle bir ailenin arasında tek sığınağın ise abin olmuştu. Onlara karşı seni her zaman korur ve savunurdu. Cissa ile çıkmaya başladığında bile seni aksatmamış, hatta Cissa bile seninle bu konuda konuşmalar yapmıştı.
Bu sadece okulun son iki yılında değişmişti. Artık seni düşünen sadece abin ve Cissa değildi. Lily'i sadece arkadaşı olarak sevdiğini, asıl sevdiği kişinin başkası olduğunu anlayan Severus hayatında ve kalbinde bir yer edinmeye başlamıştı. 6.yılınızda seninle arkadaş olmak için çabalamış, 7.yılınızın sonlarında ise seninle flört etmeye başlamıştı. Ve sende buna severek karşılık veriyordun.
Fakat o sana çıkma teklifi edecek cesaretini daha yeni yeni toplamışken okul bitmiş ve Beauxbatons'dan iş teklifi almıştın. Severus ise Hogwarts'ta kalmaya devam edecek ve iksir derslerine girecekti. Bu süreç içerisinde ikiniz de hayatınızla ilgili yollar çizmiş ve kararlar almıştınız fakat birlikte bir yola çıkamamış olmak, ikinizin de içinde bir burukluk bırakmıştı. Şimdi yıllar sonra evine geri dönüyordun. Yıllar önce mezun olduğun okulunda artık profesör olarak görev alacaktın. Hogwarts'ta KSKS profesörü olmak senin hep istediğin bir şeydi ve artık hayallerin gerçekleşiyordu.
(Remus seri üzgün...)
Ellerindeki valizleri yatağın üzerine bırakarak kapaklarını açtın. Kıyafetlerini özenli bir şekilde yerleştirerek hızlıca sana verilen odadan çıkmıştın. En son bebekken gördüğün yeğenini tekrar görecek olmak seni heyecanlandırıyordu. Onu nasıl bulacağını düşünerek bahçeye çıktığında Slytherin cübbesi ve sarı platin saçları ile karşında duran çocuğu gördüğünde gülümsemiştin. Lucius'a ne kadar benzediğini düşünmeden edememiştin.
"Draco!" Diye seslenmen ile sana dönmesi bir olmuştu. Sana anlamaya çalışır bir şekilde bakan çocuğa gülümseyerek konuştun. "Halana satılmayacak mısın?" Dediğinde ilk başta şaşırsa bile açtığın kollarının arasına girmişti. Etraftaki öğrenciler Lucius'un bir kardeşi olduğunu bilmedikleri için şaşkınca bakarken bahçe girişinden özlemle sana bakan gözleri fark etmemiştin.
"Babam sürekli senden bahsediyordu. Ne kadar güzel, zeki, yardım sever ve şefkatli olduğundan bahsederdi." Dediğinde içinde büyüyen mutluluğu tarif bile edemezdin. Ellerini ona uzatarak tutmasını beklemiştin. Draco başta okulda olduğu için tereddüt etse bile ilk defa annesi dışında birinin kendisine bu kadar şefkatle yaklaşmasından dolayı sıkıca tutmuştu ellerini. Draco ile Karagöl'e ilerlemeye başlamıştınız.
Sana yaptıklarından ve olanlardan bahsederken ilgiyle onu dinlemiştin. Bazı yerlerde anlatamadığını farkettiğinde ise önce kendin anlatmaya karar verdin. Sana daha kolay açılabilmesi için hayatından bazı sırlarını açmıştın ona. Lucius'a sır verirken her zaman yaptığın şeyi yaparak serçe parmağını uzatmıştın ona. Draco anlamayarak sana baktığında duyduğun ses ile gülümsedin. "Serçe parmağını uzatmalısın Draco, halan sırlarını her zaman bu şekilde gizlediğine emin olur." Diyen Lucius'ı duyman ile kalkarak ona sarılman bir olmuştu. Cissa ile de sarıldıktan sonra Draco'ya tekrardan parmağını uzattığında sana karşılık vermişti. "Sırrımın aramızda kalacağına inmiyorum ufaklık." Diyerek saçlarını karıştırdığında gülerek saçlarını düzeltmişti.
"Nasıl herkesi kendine hayran bırakabiliyorsun? Onunla ilk defa görüşüyorsun ve fazla zaman geçmedi. Buna rağmen onun gözünde ne denli yer edindiğin çok açık." Diyen abin ile ona dönerek gülümsedin. "Ben sadece içimden geldiği gibi davranıyorum." Dediğinde gözlerini devirerek sana okulun kapısını göstermişti. Nedenini tahmin edebildiğin için derin bir nefes alarak oraya dönmüştün. Bu kadar uzak olsanız bile birbirinizin gözlerinde kaybolmanızı engellememişti. Sen yavaşça ona doğru ilerlerken sabırla yanına ulaşmanı beklemişti.
Tam karşısında durup gözlerinin içine gülümseyerek baktığında yıllar sonra karnındaki kelebeklerin yeniden hayat bulduğunu hissetmişti Severus. Yıllar sonra sevdiği, gerçek aşkı karşısında aynı neşesi ile kendine bakarken yeniden hayat bulduğunu hissetmişti. İkiniz de sessizce anlaşmış gibi yürümeye başlamıştınız. Gittiğiniz yer elbette ki belliydi. Gençken her zaman buluştuğunuz, başkalarının sizi görmemesi için her zaman gittiğiniz randevu odanıza gidiyordunuz. Herkesin kaçmak için kullandığı ihtiyaç odasına.
İçeriye girdikten sonra koltuklarda yan yana oturarak sessizce bir süre öyle kaldınız. En sonunda derin bir nefes alarak konuşan sen olmuştun. "Uzun zaman oldu Severus." Dediğinde buruk bir gülümseme ile gözlerine bakmıştı. "Gerçekten uzun zaman oldu. Gideceğini öğrendiğimde olduğu gibi..." Diyerek sessizleştiğinde pişmanlıkla ellerine uzandın. "Üzgünüm, sana haber vermeliydim. Bunu mektup ile değil benden duymalıydın. Böyle olmasını istemezdim ama her şey biranda gelişti. Sıkı bir okul olduğu için dersleri aksatmazlardı ve profesörleri istifa edince aceleyle çağırdılar." Diyerek kendini açıklamaya çalıştığında düşünebildiği tek şey ellerini sıkıca saran ellerindi.
"Benim için üzücü olan gitmek değildi Y/N, sadece... Sen gitmeden konuşabilmeyi isterdim. İçimdeki sana söylemek isterdim. Aslında bunu yapmayı düşünüyordum fakat o gün gittiğin haberini aldım. Oysa o gün sana sevdiğimi söylemek istemiştim Y/N. Her zaman yanımda olduğun, bana destek verdiğin ve kalkmama yardım ettiğin için teşekkür edecektim. En çokta bana gerçek aşkı ve sevgiyi öğrettiğin için..." Dediğinde heyecandan bayılacağını hissetmiştin. Yıllardır sevdiğin adamdan bu itirafları duymayı beklesen bile, bunun gerçek olması kalbini şiddetle sarsmıştı. "Severus... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum-" derken hızlıca söze girmişti Severus.
"Bana bir şeyler söylemeni istemiyorum Y/N, ben sadece bir söz istiyorum. Senin için atan kalbimin, hızlanma sebebisin sen. Tek isteğim ise hep öyle kalman. Ben sadece daima hayatımda olmanı istiyorum, bu arkadaşım olarak kalman gibi bir istek değil Y/N." Dediğinde gözlerin mutlulukla dolmuştu.
Hızlıca Severus'un boynuna ağladığında, kolları sıkıca sarmıştı seni. Bir süre böyle sarıldıktan sonra ayrıldığınızda serçe parmağını uzatmıştı sana. Buruk bir gülümseme ile bakarken serçe parmaklarınızı kenetleyerek sözünü verdiğinde yavaşça sana yaklaşmıştı Severus. O kadar yavaş ve naif bir şekilde buluşturmuştu ki özlem kokan dudaklarınızı... Hayatınızda daha kırılgan hissettiğiniz biran bile hatırlamıyordunuz.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Kestik 🎬🎬
Umarım bölümü beğenmişsinizdir aşklarımm 🤍🤍
🧙♀️Lumos...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ile hayal et
FanfictionHayal et kitapları her zaman favorim olmuştur. Bende ikinci hayal et kitabımı yayınlamaya karar verdim. Umarım seversiniz canlarım 🧙♀️