4- Meçhul

591 40 7
                                    

( n'olur kelimesinin o harfini uzatmadan, yazıldığı gibi okuyalım.)

(Selim'in hazin sonu)

Sabah herkesten erken kalkmıştım. Owowow yine şaşırdınız dimi? Ben şaşırmadım çünkü Selim'e düzenlediğim suikast içerikli darbe girişimi için özellikle alarm kurmuştum. Dün olanların cezasını çekecek değil mi? Evet!

Saatin daha 08.20 olduğunu görüp yataktan sessizce kalktım ve mutfağa gittim. Hemen çaydanlığa az miktarda su koyup kaynatmaya başladım. Allah'tan çok kaynatmadım. İnsaflı kızım💅🏻

Kaynamış suyu bir bardağa koyup Selim'in odasına girdim, bardağı komodinin üzerine bırakıp Selim'in ayaklarını yorganın dışına çıkardım. Ne de masumlar :(

Bardağı alıp "Bismillahirrahmanirrahim" dedim sessizce ve suya bir nas bir felak okuyup Selim'in ayaklarını haşladım.

"Anneeeeee!"

"Sus geri zekalı!"

"Yaktın abla beni!"

"İftira atma lan haşladım!"

"Hissetmiyorum ayaklarımı!"

"Ben de kalbimi hissetmemiştim sen bana çikolata almayınca :( "

"Seni babama söyleyeceğim."

"Ayakların yiyorsa git söyle."

"Yemiyor abla ne yaptın onlara?" Geberttim onları :)

"Seni Kemal'den kurtardım salak."

"Tamam ona da söyleyeceğim."

"Ne diyorsun be!"

"Acıdan ne dediğimi mi biliyorum? " İçimdeki yağlar, bir bakayım... Erimişler :)

"Bişicik olmaz iki güne gelirsin kendine."

"İki gün mü?"
"Abla iki günlük yevmiyemi aldın elimden!"

"Salak ayağın haşlanmış hala para derdindesin, pis boğaz!"

"Sen yaptın!"

"Olabilir, bu senin pis boğaz olduğunu değiştirmez."

***
Annem öğlen saatlerinde iftara gideceğimizi söylemişti.

"Kızım rahat ol bugün iş yok iftara gidiyoruz, gerçi pek bir iş yaptığında yok ama..."

"Anne ya!"

"Tamam tamam arada işe yarıyorsun. " Ben olmasam haliniz yaş anacım.

"Ee kime gidiyoruz?"

"Dün babanın arkadaşı bize geldi ya iki oğluyla beraber, hanımına demiş onlarda bize gelsin. Sağolsun o da davet etti." Ne! Allah'ım sana emanetim...

***

Beyefendinin sipariş ettiği pastayı bugün gidip almam gerekiyordu. Annemden 'Size pasta alacağım n'olur izin ver?' diye izin koparmaya çalışıyordum. Sonuçta benim ayaklarım yürüyecek, benim ellerim taşıyacaktı değil mi? Evet.

Üstüme feracemi giyip başıma da şal yapmıştım, çantama telefonumu da koyup son olarak yuvarlak ince çerçeveli siyah gözlüğümü de taktım ve aynadan kendime göz kırpıp dışarı çıktım. Amma yakışıklı olmuşum lan!

Fırına varmak için karşıdan karşıya geçecekken o beyefendiyi gördüm, fırına girmek üzereydi. Gözlerim bir anlığına onda takılı kaldı ama hemen eğdim başımı. Kesinlikle şaşkınlıktan, başka bir şeyden değil yani!

İnşallah başka bir rezillik çıkarmazdım, hele bu adama yeteri kadar  rezil olmuştum.

O dalgınlıkla karşıya geçerken bir korna sesi duydum, çok yakından geliyordu. Kafamı çevirdiğimde çoktan mavi bir arabanın bana doğru geldiğini gördüm. Sonrası meçhul...

***

Gelsin yıldızlar ve yorumlar ( ;

Yanlış Anlaşılma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin