Geçmek bilmeyen koca üç dakikayı sessizce ardımızda bırakmıştık. Ne o bana bakıp birşey diyebiliyordu ne de ben. Sessizliği bölmek adına dudaklarımı aralamıştım ki Mert odaya girdi. Destur!"Haa yenge bu arada birşey demeyi unuttum." Yenge deme lan! Aslında yakıştı gibi... Tövbe, ne diyorum ben?
"Bu abim varya, senin hakkında şey diyordu..."
"Mert kes sesini!" diye böldü abisi. Ben bu asabi adamla mı evleneceğim? Kızarken de bir tatlı oluyor ama. Allah'ım ben bana engel olamıyorum, sen bana engel ol.
"Neden Narin yengemin sağ gözünün altındaki gamzeyi 'Çukurunda kaybolduğum' olarak sevdiğini söylemeyeyim ki?" Ne! Ne diyor lan bu çocuk?
"Mert seni şimdi şurda..."
Beyefendi cümlesini bitiremeden Mert kapıyı kapatıp kaçmıştı. Şimdi bana bir açıklama borçluydu.
Ben: Mert ne diyor böyle?
Beyefendi: Saçmalıyor işte...
Ben: Peki... Hanım hanım, bu konu burda kapanmadı!
Beyefendi: Yanlış anlaşılma olduğunu git söyle istersen?
Ben: Niye ben söylüyorum?
Beyefendi: Ben mi söyleyeyim?
Ben: Valla ben babamın şerefini ayaklar altına alamam. Adam o kadar laf söyledi, üstüne böyle birşey söylersem ne duruma düşer hiç düşündün mü?
Beyefendi: Benim babamın şerefi ne olacak? Nerden bileyim ben senin babanın şerefini?
Ben: Ee... Ne yapacağız?
Beyefendi: Bilmiyorum?
Ben: Ne demek bilmiyorum?
Beyefendi: Sen neden bilmiyorsun?
Ben: Bildiğimi bilseydim sana sorar mıydım?
Beyefendi: Of tamam kavganın sırası değil, şimdi soracağım soruya cevap ver.
Beyefendi: Evleniyor muyuz, evlenmiyor umuyuz?
Ben: Sen şimdi bana evlenme teklifi mi ettin?
Beyefendi: Galiba biraz öyle oldu...
Ben: Ne demek galiba! Sözünün arkasında olmayanlarla işim olmaz!
Sinirli bir şekilde ayağa kalkıp (ayağımın acısı geçmişti) kapıya doğru gittim, tam kapıyı açacakken beyefendi kapıyı tuttu.
Ben: Ne yapıyorsun?
Beyefendi: Eymen.
Şaşkın şaşkın baktığımı görünce "Yani adım Eymen" dedi.
Eymen...
Eymen...
Eymen...İçimden tekrar edip duruyordum. Biliyorum tam bir deliyim.
Daha isminin şokunu atlatamadan dediği cümleyle yüksek dereceli şoka girmiştim. Hadi çıkarın bakalım...
"Narin evlen benimle?" "Tamam bu sefer kesin öldüm. Dur bakayım... Aynen nabzım da atmıyor, etrafta karanlık, kimseyi de göremiyorum. Şehadet getireyim bari, eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdü-"
"Narin kızım kendine gel." Lan bir şehadet getirseydim!
Gözlerimi açtığımda Eymen'in odasındaydım, yerde olmayan boyumla 1.80 yatıyordum. Ölmedim mi lan şimdi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Anlaşılma
Ficção AdolescenteDuruş pozisyonundan kaynaklı yanlış anlaşılma, evliliğe kadar giderse ne olur? Gelin hep birlikte bakalım... Müstakbel kocam: Nasibim olur musun? Narin: Sahura kadar Müstakbel kocam: Aklın mı yemekte, yoksa ciddi misin? Narin: Pardon sonsuza kadar ...