Uzun bir aradan sonra yeni bölüm. Çoğunuz belki unutmuştur hikayeyi çünkü bende unuttum demek isterdim ama maalesef. Hayatım Narin gibi resmen, unutamıyorum lan hikayeyi😅 Gecen sene ramazanda başladım hikayeye oruç tutuyorlardı daha, bu sene bayrama ancak oruç bitti de bayram yapıyorlar. Nasıl denk getirdiyse yüce rabbim amsjjdNeyse daha fazla gevezelik etmeden buyrun bölüme.
(Satır arası yorumlarınız insanı motive ediyor bir iki şey yazarsanız çok mutlu olurum.)
***Sonunda ramazan bitmişti ve artık kahvaltıda ay çöreği yiyebilecektim. Bence bunun adına çörek ayı da olmalıydı dünyada. Ama benim fikirlerimi ancak Mars Devlet Başkanı dikkate alırdı bu yüzden pek üzerinde durmaya gerek yoktu.
Sabah uyandığımda mandal almak için ilk işim balkona çıkmak oldu. Hemen Selim'in odasına sessizce girip kapıyı kapattım. Öküz gibi uyuduğu için bayram namazına kaldıramamıştık ve şimdi cezasını çekecekti. Sessizce yatağa yaklaşıp o masum, bebeksi yüzüne baktım ama gram acıma yoktu içimde smdjjdfMandalı açıp burnunun önüne getirdim ve sıkıştırdım. Anında tepki verip uyanmasını bekledim ama öyle olmadı. Bende başında saniye sayıyordum. 43,44,45...
"Uyansana oğlum böyle keyfi çıkmıyor."
Hala ses yoktu Selim'den. Açıkçası korkmaya başlamıştım, acaba ölüp başıma mı kaldı diye düşünmedim degildi. Yanaklarına vurmaya başladım ama hala tepki vermiyordu, içimi bir endişe kapladı. En son kendimi hazırlayıp sert bir tokat attım uyanması için ve anında yatakta doğrulup ağzından derin bir nefes aldı.
"Öldün sandım lan salak!"
"Napıyorsun abla!" diyip burnundan mandalı çıkardı.
"Kendine gel diye attım tokatı, tamamen seni düşündüğümden."
"Ben onu mu diyorum?"
Anlamadığımı belirten bir ifadeyle baktım suratına.
"Mandalın burnumda ne işi var?"
"Ne bileyim ben mandalın bekçisi miyim?"
"Ya sabır!" diyip çıktı yataktan.
"Vurmak yerine mandalı çıkarabilirdin çok düşünceli ablacım."
Hakikaten ben niye düşünemedim bunu?
Acaba içimdeki şeytan uyanmıştı da benim mi haberim yoktu?
Evet kesinlikle öyleydi. Haberim olmadığı için de ben mesul değildim.
"Hadi dışarı abla"
"Sen kimi kimin odasından kovuyorsun! "
"Seni kendi odamdan kovuyorum? " dedi 'bir sakıncası mı var' dercesine.
Etrafa bakınca kendi odam olmadığı gerçeğini hayat çok sert çarpmıştı yüzüme. Ama Selim'e çarptığım tokat kadar sert değildi.
"Geri zekalı!" diyip çıktım odadan.
***
Hep beraber kahvaltıya oturmuştuk, herkes sakince yerken tabiri caizse ben hayvan gibi yiyordum çünkü önümde ay çöreği vardı. Bir ara takılıp ölecektim bu yüzden ama hadi bakalım hayırlısı.
"Bu sene bayram harçlıkları kaç oldu çocuklar?" diye bir soru yöneltti babam bize doğru. İkimizde aynı anda cevap vermiştik.
"600"
"700"
"O parayı siz kendiniz çalışıp harcarsınız." diyip güldü babam.
Selim yazları çalıştığından dolayı birşey diyemezken ben söze atladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Anlaşılma
Fiksi RemajaDuruş pozisyonundan kaynaklı yanlış anlaşılma, evliliğe kadar giderse ne olur? Gelin hep birlikte bakalım... Müstakbel kocam: Nasibim olur musun? Narin: Sahura kadar Müstakbel kocam: Aklın mı yemekte, yoksa ciddi misin? Narin: Pardon sonsuza kadar ...