"Onu yalnız bırakmamalıydım, onu yalnız bırakmamalıydım, onu yalnız bırakmamalıydım..." Felix ellerini kulaklarına kapatmış, cenin pozisyonu almış şekilde ileri geri sallanıyordu, bu sözü kaçıncı tekrar edişi olduğunu bilmiyorlardı fakat Felix hastanede gözünü açtığındaki gibi ağlamadığı için biraz daha rahatlardı.
İlk gözlerini açtığında olanları hatırlayıp çığlık çığlığa ağlamış, sonunda sakinleştiğinde de bu hale gelmişti.
Han yanaklarındaki ıslaklıkları silip ona yaklaştı ve yanına oturup saçlarını okşadı.
"Lix, su ister misin?" Felix başını iki yana salladı, gözleri her an ağlayabilecek gibi dolu doluydu.
Felix alnını dizine yaslayınca Han da bakışı onun sırtına yaslamıştı.
"Felix sarılması?" Felix başını kaldırıp onun her şey geçecek gülümsemesine baktı ve dayanamayıp kendini onun kollarına bıraktı.
Han hep panik atak geçirdikten sonra sakinleşebilsin diye Felix ona nasıl sarılıyorsa öyle sarıldı, kolları arasına çekip başını göğsüne yaslamasını sağladıktan sonra kucağında büzüşmüş ve tekrar ağlamaya başlamış Felix'in saçlarına bir öpücük bırakarak onları okşamaya başladı.
"Olay nasıl oldu bileniniz var mı?" Changbin yüzündeki ıslaklığı silerken titrek sesiyle sormuştu bunu.
Chan anlık Felix'e kısa bir bakış atıp Changbin'e döndü.
"Annesi yaptırmış."
"Nasıl?" Chan bayağı gerilmişti ve bu yüzden dizini sallıyordu.
"Hyunjin'in ailesel sorunları olduğunu biliyorsunuz zaten, uzun süredir de annesinin onu bulsun diye birilerini gönderdiğini biliyorsunuz. Sanırım en son onu bulsun diye gönderdikleri adamlar... Hyunjin'i bağlayıp ona yanan demirle vurmuşlar, dakikalarca çocuğa onunla darbeler indirmişler ve tek yaptıkları bu da değil. Bileğindeki ip sert diye zaten Hyunjin'in bilekleri kesilmiş, ellerindeki bıçakla da vücudunun bazı yerlerini kesip oralara iz bırakmışlar. En sonunda da onu yakmışlar ve... Buradayız işte." Seungmin şüpheyle ona döndü.
"Bu kadar şeyi nereden biliyorsun?"
"Karakoldan geliyorum Seungmin, kamera kayıtlarına baktık ordan biliyorum." Seungmin anladığını belirten bir şekilde kafasını salladı ve tekrar kollarındaki Changbin'i sardı.
Han kollarında büzüşmüş Felix'in saçlarını okşarken Minho'ya bakıyordu, sırtını duvara yaslamış, ellerini dizlerine dayamış, olumlu bir şeyler düşünmeye çalıştığını belli eden ifadesinin kapladığı yüzüne gözyaşlarının dökülmesine izin veriyordu.
Han şu an Felix'i bırakmazdı fakat Minho'ya da gitmek istiyordu.
Minho'ya baktığını görünce Jeongin ayağa kalkıp Minho'yla konuşmaya gitti, Han az çok rahatlarken Felix'in iç çekişleriyle ilgilenmeye karar vermişti.
"Lix, ağlama ama olmaz böyle. Bak zaten yangında o kadar dumanı soluyunca ciğerlerini incittin, senin uyanman bile zordu ve şimdi ağlıyorsun. Güzelim..." Han onun yüzünü kavrayıp Felix'e güven verecek bir bakış attı. "Ben buradayım, bir şey olacak mı sanıyorsun? Korurum ki seni, bırakmam asla." Felix aklına dolan anılarla iç çekti.
Han panik atak geçirdiğinde söylemişti ona bunları, bu cümleleri sürekli deja vu yaşasın ve kafası dağılsın diye kullanırdı ve Han bunu hatırlatmak istemişti.
Felix de mesajı almıştı zaten.
Şu an iyi olması gerekliydi, tek üzülen kendisi değildi ve önünde daha on dokuz yaşını yeni yeni tamamlamış Jeongin Minho'yu rahatlatmaya çalışıyordu.
Kendisini bencil gibi hissetmişti fakat Hyunjin'e olanları kaldıramıyordu.
Han'ın ellerinden yavaşça sıyrıldı.
"Ben kendi başımın çaresine bakabilirim sanırım." Han mesajı alıp onun burnuna bir öpücük bıraktı ve ayağa kalkıp Minho'ya yaklaştı.
Onlar konuşurken odaya aülamaktan küçük gözlerip kan çanağına dönmüş Yeji ve ona destek olmak için elini sıkıca tutan Rosé girmişti.
Yeji yavaşça Changbin'in yanına oturdu, konuşmuyordu ve bu biraz tuhaftı. Rosé de bulduğu boşlukla Felix'in yanına gidip abisini sıkıca sardı.
Felix burnuna dolan vanilya kokusuyla kardeşine daha sıkı sarıldı.
Aklına Hyunjin'in vanilya kokusu gelmişti.
Hyunjin önceden hep vanilya kokardı, fazla kahve tükettiği ve sürekli resim çizmekle uğraştığı için kokusu az çok değişse de Felix onun vanilya koktuğu zamanları hala hatırlıyordu. Sanırsın dünya savaşı görmüş aq
Felix gözyaşları içinde kardeşine sarılıtken doktor odaya girdi.
"Hwang Hyunjin'in yakınları siz misiniz?" Chan hızlıca ayağa kalktı.
"Evet, evet biziz."
"Ailesi falan yok mu?" Yeji zoraki ayağa kalkınca Chan destek olabilmek için elini tuttu.
"Ben kız kardeşiyim, ailem buraya gelemezler." adam onlara kısa bir bakış atıp önündeki dosyaya döndü.
"Hastanın ciğerlerinde ağır bir hasar var, aldığı demir darbeleri yüzünden bacaklarında da büyük hasarlar var ve yanıkları... Bazıları geçici, fakat üçüncü derece çok fazla yanığı var ve izi kalacaktır. Uyanma konusuna gelirsek... Emin konuşmaktan hoşlanmam ama elimizden geleni yaptığımızı bilmenizi isterim, içerideki hasta için ekstra çaba sarf ediyoruz." adamın bakışları kısa bir an Chan'ı bulduğunda Chan kaşlarını çattı, bu adamın kim olduğunu gayet iyi biliyordu.
Adam odadan çıkınca ardından koşmaya başladı fakat Changbin onu tutmuştu.
"Sakın, sakın Chan." Chan birkaç saniye kapıya baktı.
"Changbin-"
"Biliyorum, yapma." Chan dolan gözlerinin ardından Changbin'in onu çekip odadan çıkardığını hissetti.
Onlar çıkınca Seungmin Yeji'yi kendine çekip yanına oturttu.
"Chan ve Changbin tahmin ettiğinizden uzun süredir tanışıyorlar." Felix başını kaldırıp onlara baktı.
"Hyunjin uyanacak mıdır?" masumca sorduğu soru üstüne Minho yavaşça Han'dan uzaklaşıp onun yanına gitti ve önünde diz çöktü.
"Uyanacaktır Bbokie, senin için uyanacaktır." Felix önünde diz çökmüş, dağılmış duran Minho'ya baktı bir süre.
Fazla dağılmıştı, çok fazla.
Felix'in bakışlarındaki özür diler tonu fark ettiğinde Minho kalkıp onun yanına oturdu ve kolları arasına çekip yavaşça hasta yatağına uzandı.
Felix daha önce ona sarıldığını pek hatırlamıyordu ama şu an ikisinin de birinin kolları arasında olmaya ihtiyacı vardı.
Felix onun beline kollarını doladı ve Minho'nun omzuna yaslandı, gözlerinden yaşlar akmaya devam etse de az önce dudaklarından kaçan hıçkırıklar bitmiş, yerini iç çekişlere bırakmıştı.
İlk kez...
İlk kez Minho'ya sarılıyordu ve bunun böyle bir durumdan dolayı olması kalbini fazlaca yoruyordu.
Hyunjin'ini şimdiden özlemişti.
Çok duygu geçiremedim araya dalıp duygusallığın amk da olabilirim
Diğer bölüm ecdat mı siksem
Sizi düşünüyorum aq
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wonderland¦ HYUNLİX
FanfictionSadece merak ediyorum, Harikalar Diyarı'nda olsaydık bir şansımız olur muydu?