9

168 23 7
                                    

Eve geçtim, güneş doğmak üzereydi. Hava soğuktu ve bana küçük gelen ceket O'nu hatırlatıyordu. Ev, dışarıdan da soğuktu. Kahve hazırladım ve geçenlerde Akaashi'nin getirdiği kurabiyeleri bir tabağa koydum. Çalışma masama geçtim ve bir kağıt aldım. Yine O'na yazmak istiyordum. Ama ondan önce elim telefona gittin. Shoyou'yu aramak istediğime karar verdim. Yine açmayacaktı biliyorum ama sadece ona bir adım daha yakın hissettmek için her şeyi yapardım. Rehbere girip numarasına tıkladım. Hala sevgili sevgilim diye kayıtlıydı. Çaldı, çaldı ve çaldı lanet telefon. Ve korktuğum şey oldu, telefon açıldı.

Ses gelmiyordu ama benim iki gözümden de aynı anda yaşlar düşmeye başlamıştı. Yanılmıştım ses gelmediği konusunda, o ağlıyordu. Sevgilim ağlıyordu, hıçkırık sesleri kulağımda yankılanıyordu.Sadece ağzımdan 3 kelime çıktı.

"Nasıl kıydın bana?"

"Özür dilerim... Acı çekiyorum, hem de çok." Sessizlik oldu. Kızgınlık ve kırgınlık beni ele geçirmişti. Acıyı parmak uçlarıma kadar hissettim.

"Oikawa'yla birlikte olmak için beni terk eden bir insanın özrüne ihtiyacım yok... Ama hala kendime kızıyorum..."

"Neden?"

"Çünkü hala seni seviyorum."

yara / kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin