51. Gün. İlk defa uzun süreli dışarı çıkmaya karar verdim. Banyo yaptım ve kendime gelmeye çalıştım. Akaashi'lere gözükmeden alt caddedeki durağa gittim ve barlar sokağına giden bir otobüse bindim. Bu fikir aklıma nereden gelmişti bilmiyorum ama sadece bir şeyler yapmam gerekiyormuş gibi hissettim. Yapacağım şey beni iyileştirmeyecekti, sadece vereceğim tepkileri merak ediyordum. Düşünce ve hislerimin izleyeceği yolu merak ediyordum. İnanın ama kelimelerim kifayetsiz kalıyor çektiğim acıyı anlatmaya.
Otobüsten indim ve biraz yürüdükten sonra eski bir arkadaşımın olan barın önüne geldim. İçerisi beklediğimden sıcaktı. Suna'yı gördüm ve selam verdim. Hemen yanıma koşup sarıldı.
"Kageyama, iyi misin?" Diye sordu. Yüzünde bana acır gibi bir ifade vardı. Sanırım herkes ne olup bittiğini biliyordu. "İyi sayılırım. Görmeyeli sen nasılsın?" Dedim. "Ben de iyiyim, geçsene şöyle. Sana bir içki ısmarlayayım.""Hayır diyemeyeceğim sanırım." Dedim. "Ama sadece bira yeterli." "Hay, hay efendim!" Dedi iki tane bira çıkartırken. Sonra yanıma gelip oturdu.
"Her şeyi biliyorsun sanırım." Kafa salladı. "İnan, kimse Hinata'dan böyle bir şey beklemiyordu. Hatta sizin aranızda olan ilişki kadar derin değildi benim Osamu ile olan ilişkim. Sizin aranızda her zaman farklı bir bağ olduğunu düşünmüşümdür.""O... Farklıydı." Dedim. Kesinlikle öyleydi. Onun yerini kimse dolduramayacaktı. Onun içimde yarattığı boşluğu yalnız ölüm doldurabilirdi.
"Neyse Kageyama, tekrar yanına geleceğim ama burası kalabalıklaşmaya başladı. Osamu gelince onunla da konuşursunuz istersen, tamam mı?" Dedi. Kafa sallayıp teşekkür ettim. Sonra yavaş yavaş biramı içmeye devam ettim. Biraz sonra yanıma beyaz saçlı biri oturdu. Tatlı ama sert bir şeyler içmek istediğini söyledi ve bana da viski ısmarladı. Viski severdim ama en azından bana bir şey ısmarlayacaksa sorabilirdi. Umursamadım.
"Adın ne?" Diye sordu. "Kageyama Tobio." Dedim.
Biraz geçtikten sonra o da adını söyledi. "Ben de Korai Hoshiumi, sorduğun için sağol ya." Dedi.
O an pek ilgilenesim yoktu o yüzden pek odaklanamamıştım. "Pardon." Dedim.
"Neyse önemli değil. Nasılsın?""Nasıl gözüküyorum?"
"Çökmüş ama toparlamaya da çalışmıyor gibisin. Akışına bıraktın sanırım?" Dedi.
"Sanırım..." Konuşmadım ama o bir şeyler anlatıyordu. içkilerimizi bitirmiştik ama o bana bir bardak daha ısmarladı. Hayır demedim. Hemen o bardağı da kafaya diktim. Başım ağrıyordu. Yavaş yavaş kontrolü kaybettiğimi hissediyordum. Daralmıştım. "Hey Kageyama, gidelim mi buradan?" Dedi. Onaylarcasına kafa salladım.
Beni kolumdan tutup kaldırdı. Suna'nın yanımıza gelip bir şeyler sorduğunu hatırlıyorum. Korai, herhangi bir sıkıntı olmadığını söylemişti. Ben de o bizi rahat bıraksın diye onaylarcasına kafa sallamıştım.
"Nereye gitmek istersin bakalım, Kageyama?"
"Evin yakın mı?" Dedim. Kafa salladı.
"Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim Kageyama." Dedi.
"Bu gece her şeyin, her zamankinden daha kolay olmasını istiyorum Korai."
"Öyle olsun bakalım." Dedi. Sonraki 10 dakika boyunca yürüdük ve kısa bir binanın önünde durduk. 1. Kata çıktık. Bana odasını gösterdi.
"Önce bir şeyler içmek ister misin, Kageyama?"
Kendimi yatağa bıraktım. "Yeterince sarhoşum, Korai.""Seni daha da çok sarhoş edeceğim, Kageyama."
Her ficteki kageyamayi kinliyorum arkadaslar...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
yara / kagehina
Fanfictionkaybettiğin gün gibi bekliyorum. üstümde bi başkasının ceketi yine de tanırsın, biliyorum. tw: sigara, self-harm!