4. Bölüm:

3.8K 51 3
                                    

Şimdiden iyi bayramlar ve güzel okumalar. Sizi seviyorumm. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn.

***

Bölüm şarkısı: Lana Del Rey | Dark Paradise

''Gözlerimi her kapadığım da,
Bu karanlık bir cennet gibi..''

Omzuma dokunan el ile başımı telefondan kaldırdım. Beni izleyen esmer çocuk ile göz göze geldiğimde ise gerilmiştim. 

''Merhaba'' dedi. ''Benimle gel.''

Ve o kalabalığa karıştığında şaşkınlıkla kalktım yerimden. Onu gözden kaybetmemek için verdiğim çabalar neon ışıklarla aydınlatılıyordu. Yüksek sesli müzikte dans eden, çığlıklar atan insanların arasından geçerken neredeyse heyecandan bayılmak üzereydim. 

Uzun bir koridorun ardından açtığı kapıdan çıkan çocuk ile tereddütle durdum. Çok fazla wattpad kitabı okumamdan mıdır yoksa paranoyaklığımdan mı, kafam çok farklı çalışmadan edememişti. Tövbeler et Levlâ. kitaplarda ki gibi olmaz, ölürsün oracıkta.

Düşüncelerime gülüp yüksek tempolu müzikle kendime telkinler verip, bir film sahnesini aratmayacak şekilde çıktım dışarısı. Burası bir ara sokaktı. Soluk ve korkutucu bir yerdi burası, neon ışıklara tezat. 

Gözlerim esmer oğlanı ararken beklenen kavuşma oldu. Alacalı tenine yakışan yeşil gözleri kahvelerimde yeşerirken kalbim duracaktı neredeyse. Yüzüne vuran dalgalı saçları, ince dudakları arasındaki yanan sigaradan çıkan dumanlarla uyum içindeydi sanki. Yaslandığı duvardan sırtını çekti ve bana doğru adım attı gülümseyerek. İçine çektiği son dumanın ardından yere attığı sigarasını ayaklarıyla söndürdüğü sırada güçsüzce bir adım attım ona.

4 yılın ardından bir 19 Ekim'de, Ankara'nın soluk sokaklarından birisinde tanrı el değiştirmişti. Kader ağları onun eline geçerken, yeşil gözleri yeşermişti topraklarımda.

Aramızda bir kaç adım kala durdum. O ise hiç kıpırdamadan kısık gözlerle izlemişti beni. 

''Selam'' dedim heyecanla. Sesim içime kaçmış gibi çıkmıştı ama olsundu. 

''Selam'' dedi hiç unutamadığım sesi. Sanırım sosyal medyada stolkladığımdan daha güzeldi. 4 yıl ona en çok güzellik katmıştı. Bari yaptıklarını söyleme. Bir eli uzanıp titreyen elimi tuttuğunda nefesim kesilmişti. Tanrı'm! Bu reaksiyonlar da neyin nesiydi? ona aşık olduğumu sanmazdı umarım. Sanki değilsin...

Yine de bunu erkenden öğrenmesi benim için felaket olurdu. Neyi? 4 yıl boyunca aşkını yeni fark edip, ergen platonikler gibi davrandığını mı? Ergen bir platonik değil, sadece âşıktım. Waow...

''Gel, bir yere gitmemiz lazım'' dedi beni peşi sıra sürüklerken. Sesimi çıkartmadım, sormadım. Elimi tutan elleri eşliğinde bardan çıkıp Ankara sokaklarına karıştık, rüyalarımdaki gibi.

Yürüdük, yürüdük, yürüdük... Hiç konuşmadan bakışlarımızla anlaşarak saatlerce yürüdük belki de. Sanki dudaklarımız aralandığında 4 yılın savaşını verecektik, ertelemek için gözlerimizle anlaşıyorduk. Çünkü ertelemezsek- Ne diyorsun kızım? Tövbe tövbe..

Kafamın içinde bu zamana kadar dönen tüm senaryolar çöp olmuştu onu gördüğüm an itibariyle. Kafamın içine sığamazdı bu an, biliyordum. Ama kalbim...

Ankara'nın gözde yerlerinden birisinde girdiğimiz sitenin güvenliğine selam vermiş, daha sonra içeri girip 8. katın asansör düğmesine basmıştı. Sessizlik içinde kata geldiğimizde elimi hiç bırakmamıştı. Uzun koridordan geçip gri bir kapıda durduğumuzda diğer elini cebine attı ve bana hafifçe gülümseyerek deliğe götürdü. İkinci seferde doğru anahtarı bulduğunda elimi bırakmıştı. Kapıyı açtığında içeriye girdi ve öylece dikilen bana baktı. ''İlla davet mi etmem lazım? Rahat olsana.''

KADER TANRIÇASI | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin