7. Bölüm:

2K 42 5
                                    

1.5k! Herkese teşekkür ederim.

İyi okumalar... 

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM LÜTFEN!!!

***


Bölüm şarkısı: Yedinci Ev | Bir Kere Gelir

''Yaşam gibi, ölmek gibi..
Bir kere gelir aşk,
herkese bir kere...''

*Nara: Ayağına çağırmak mı, çok ayıp.

*Nara: Bu sefer sen bulacaksın Levlâ.

*Nara: Kader Tanrıça'nın ayaklarına gel...

*Nara: Ve,

*Nara: Ona kalbini aç.

Umarım bana yeri vahiy olarak inerdi de bulurdum. 

*Siz: Nereden bulacağım ben seni, kocaman Ankara?

*Nara: Düşün, bulursun.

*Siz: Hadi canım!

Mesajım okundu olarak kaldığında sinirle telefonu ısırdım. Çevrim dışı olmuştu. Telefonu ısırdığıma pişman olarak cebime koydum ve somurttum. Onun yerine kalkıp arasan ya Levlâ? Aman be! Nereden bulacaksam ben onu?

***

İlk onunla buluştuğumuz bara gittim. Daha sonra geçtiğimiz yollardan yürüdüm, Gökay'ın yanına gittim ama Nara'yı bulamadım. Kasetlerde anlattıklarını düşündüm ama bir sonuca ulaşamamıştım. 

''Bence biraz düşün. Yani anlamlı bir yere gitmiştir, gerçekten hislerini görmek istiyordur. Yani...'' Gökay'ın mantıklı önerileri de beni hiç bir yere ulaştırmıyordu. Sen geri zekâlısın, ondan.

''Of!'' Ayağa kalkıp üstümdeki tozu silkeledim. Dakikalardır bir kaldırımda ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. 

''Her yere baktım. Onunla tekrar karşılaştığımız bara, kasetleri izlediğimiz evine, geçtiğimiz yollara hatta oturduğu yerin her bir yanına! Ama yok.'' 

''Daha anlamlı bir yer olmalı. Gerçekten anlamlı.''

''Yani ne olabilir ki anlamlı? Sonuçta-'' Durdum. Kısılan gözlerimle Gökay'a baktığımda kaşları çatılmıştı. Tabii ya!

''Sonuçta geriye sadece ayrıldığımız yazlık kalıyor!'' Bingo Levlâ! Saatler sonra kafanı çalıştırmaya başladın. Neyse, geç olsun da güç olmasın diyelim.

Sonrasında İstanbul'un diğer bir kısmında olan yazlığa gitmek için hareketlenmiştik. Gökay'ın beni oraya götürmeyi teklif etmesine fazla sevinmiştim çünkü onu bunun için nasıl ikna edeceğimi düşünmeme gerek kalmamıştı. Arabada çalan Müslüm Gürses ''İtirazım Var'' diyerek içimizi dağlarken yolu seyrediyordum. Mantığım ikiye bölünmüştü ve ikisinin de ne yaptıkları hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ya da sadece Müslüm'üm etkisiyle arabeske bağlamıştın Levlâ!

*Siz: Nasılsın?

Mesajım saniyeler sonra okunduğunda gülümsedim. Bayılırdım böyle insanlara. 

*Nara: Artık bir hareket göstermeseydin güvercinleri postacı yapacaktım. 

*Nara: Kahve yaptım, onu içiyorum.

*Siz: He yani kapalı bir yerdesin... 

*Nara: Bir de konum iste istersen. 

*Siz: Olur, yolla.

*Nara: Ha! Ha! HA!

Funda'nın ''Çaresizim'' şarkısı çalarken artık içim bayılmıştı. Radyoyu kapatsam ayıp mı olurdu? Ya da sadece rica et.

*Siz: Benim bir puan hanem yok mu?

*Siz: Artılarımı eksilerimi görmem lazım. 

''Şey, daha keyifli şarkılar yok mu?'' Gökay yandan gülerek bana baktı. Ve daha sonra radyoyu işaret etti. ''İstediğini aç.'' Memnuniyetle radyonun kanalını değiştirdiğimde telefonum titremişti. 

*Nara: Bir puan tablosu istersen sadece eksilerden ibaretsin. Saymayı bıraktım.

*Siz: Ne kadar ayıp. Oysa ben tam puan alacak birisiyim. 

*Siz: Vermeyenler utansın.

*Nara: Tamam.

Ona düz bakışlara sahip emojileri, ve dolu gözleri olan bir kedi gifi gönderip Yedinci Ev'in sesi eşliğinde cama yaslandım.

***

Bir buçuk saatin ardından yazlığa geldiğimizde heyecandan elim ayağım birbirine dolanmıştı. Bahçe, hâlâ bıraktığımız gibiydi. Sanki aradan hiç seneler geçmemiş gibi ağaçlar sıra sıra dizilmiş, çiçekler renklendirmişti bahçeyi. Solup dökülen yaprakların oluşturduğu manzara hâlâ görülmeye değerdi. 

Gülümseyerek bahçeden içeri girdim ve arka tarafa dolandım. İçimdeki heyecanı bastırmaya çalışarak sessizce arka kapıdan içeri girdim ve yine sessizce eskiden depo olarak kullanılan odadan koridora çıktım. Evin içinden gelen sesler Nara'nın varlığını kanıtlarken sanırsam, yalnız değildi. 

Uzaktan gördüğüm salonda en az 5 kişi vardı. İçlerinde Nara'yı arayan gözlerim istemsizce kuşku doluydu. Yanlış yere mi gelmiştim yoksa onlar mı yanlıştı? Sana bir daha aksiyon filmi izletmesek mi Levlâ? 

''Hey!'' Uzun boylu, esmer bir oğlanın seslendiği yere gözlerim kaydığında bakışlarım yumuşamıştı. Nara, tüm güzelliğiyle gözlerimin önüne serilmişti ve şüphesiz ki çok özlemiştim. 

Lakin yumuşayan bakışlarımın hayal kırıklığıyla dolması uzun sürmemişti. 

Çocuğun çekip Nara'yı öpmesiyle diğerlerinin bağırışları yükselmişti. Kalbimde hissettiğim sızıyla bir adım attığımda ayağımı dolaba çarpmam bir olmuştu. 

İkisi ayrılıp bize baktığında herkes susmuştu.

Bense dolu gözlerimi gizleme yollarını arıyordum.


KADER TANRIÇASI | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin