İnsan bir der ki arkadaşlarına şöyle böyle bir fic var
Okuyun güzeldir ben okuyorum
Ama yok
YAPMIYOSUNUZ
İNANAMIYORUM SİZE
***Hızlıca görüşüme giren arabaya koşturdum. Birazdan Bay Lee'nin ailesinin evine gidecektik. Bu nedenle de dışarıdaki işimi çabucak tamamlamıştım. Ayrıca defalarca gitmiş olmama rağmen yine de basan heyecanım beni geriyordu. Çünkü değişik bir şekilde farklı hissettiriyordu. Eskiden gittiğim gibi değildi sanki. Derin bir nefes alıp arabanın yanında Bay Lee'yi görmemle hızlandım.
Elimde bir saksı, saksının içinde çicekle ne kadar başarabiliyordum tartışılırdı gerçi.
Açıkcası çicek alma fikrini nereden çıkarmıştım bilmiyordum fakat Bayan Lee kesinlikle bunlara bayılacaktı. Çiceklerle aşk yaşayan bir kadındı. Cidden bahçesine bahçıvan bile sokmayıp hepsiyle kendi ilgileniyordu. Harika biri olduğunu göz ardı edemezdim. Onu çok seviyordum o da beni. Ayrıca bu çiceği daha önce görmediğine emindim.
Ben görmemiştim yani.
Arabanın etrafına baktığımda Şoför Choi'nin orda olmadığını görmüş ve göz devirmiştim. Bu demekti ki arabayı ben sürecektim. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Cidden şuan kafasını koparmak istiyordum. Zaten geçen yaptığından dolayı sinirliydim. Durup dururken şimdi neden Şoför Choi yoktu? Kafamı iki yana sallayıp boş vermeye çalıştım. Düşündükçe bana ızdırap çektirmek istediğini falan düşünüyordum.
Sonunda Bay Lee'nin yanına geldiğimde yanına gidip saygı göstermek adına hafifçe eğildim. Beni görünce gülümseyip o da kafasını salladı.
İşte iki saniyede sinirim yok olmuştu. Gülümsemesine takılmıştım. Anında dudaklarım genişledi. Cidden nasıl bunu beceriyordu. Sadece bir gülümsemesiyle? Ben transtan çıktığımda elimdeki çiceğe baktığını fark ettim.
"Onu nerden buldun?" Gülümsemem yüzümdeyken arka tarafa gidip çiceği yavaşça bagaja yerleştirerek kapağı aşağı indirdim. "Çicekçiye gittim. Biliyorsunuz Bayan Lee çicekleri sever. Hoşuna gider diye aldım." Ben ön tarafa geçerken kafa salladığını gördüm.
Arabayı sürmem gerektiği aklıma gelince elimi sürücü kapısına attım. Fakat hiç beklemediğim bir anda elimin üstünde bir sıcaklık hissettim.
Bay Lee'nin eli?
Bu kadar az temasa bile hızlanmaya başlayan kalbime küfürler ederek sakinleşmeye çalıştım. Tanrım ne saçmalıyorum birazdan heyecandan gidecektim. "Bay Lee... Bir sorun mu var?" elimi yavaşça tutarak boşluğa bıraktığında şaşkınlığım artıyordu.
Bunu neden yaptığını bilmiyordum en azından yüzüne bakarak mimiklerinden bir şey anlamaya çalışsam da pek başarabildiğim söylenemezdi. Sadece tatlı bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
Bunu yapmasa olmazdı sanki. Dondurma gibi onun önünde eriyordum.
"Ben süreceğim Sekreter Han. Sen diğer koltuğa geçebilirsin." Gözlerim pörtleyip kaşlarım anında kalktığında az önce ne olduğunu kavramaya çalışıyordum. Bu adamın kafasına ne düşmüştü? Ne olduğunu anlayamıyordum.
Yani şimdi Bay Lee? Kendi isteğiyle? Ben buradayken? Arabayı sürmek istiyordu?
Kim buna inanır?
"Bay Lee ben sürebilirim." diyerek elimi yeniden kaldırdığımda elimi kavrayarak tutması ikinci bir şok dalgasına sebep olmuştu. Bakışlarımı birbirine tutunmuş ellerimizden gözlerine çevirdiğimde bana baktığını gördüm. "Ben sürerim dedim. Sen yan koltuğa geç. Tamam?" kafasını hafifçe öne eğerek onay bekler gibi baktığında hipnoz edilmiş bir şekilde kafamla onayladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secretary or Lover | Minsung
FanfictionKimseye ikinci bir şans tanımayan katı kurallı Ceo Minho, Sekreteri Han'a ikinci bir şans tanımıştı. Bu şansın farklı bir duruma dönüşeceğini nerden bilebilirdi ki? ~ Texting+Düz yazı Seme Minho Uke Jisung © Bütün telif hakları Whats wrong with sec...