47

27 5 12
                                    

Adım Hilal,18 yaşımda hayatımda belki de bir daha yaşayamayacağım en güzel yaşlarımı, düşünmekle heba eden milyonlarca gençten biriyim. Sınavım beklediğimden iyi geçmişti. Ama bu tabi ki hedeflerim için yeterli değildi. Daha fazla sınav ile alakalı bir şey düşünmek istemiyordum. Artık bir yolunu bularak önüme bakmam lazımdı. Ender'i düşünmek istiyordum. Gelecek kaygısı, aile baskısı, başarısızlık korkusu , yetersizlik hissetmeden onunla anılar yaşamak istiyordum.

Annem ve babamla vedalaştım. Annem sanki askere gidiyormuşum gibi ağlıyordu. Babam ise öğütler veriyordu. Üniversite açılana kadar halamın çalıştığı kafede garsonluk yapacaktım. Böyle olmasaydı babamdan İstanbul'a gelebilmek için izin almayı bırakın konusunu bile açamazdım. Biraz daha havadan sudan muhabbetler açıp konuştuk. Otobüse binme vaktim gelmişti. Koca para saydığım koltuğa oturduğumda heyecan duygusunu daha fazla hissediyordum. İlk defa ailem olmadan yolculuk yapacağım için tedirgindim de. Yanımda Neriman teyze olsa da kendimi rahat hissedemiyordum.

Saatler nedense geçmiyordu. Uyuyordum, uyanıyordum. Bir türlü varamıyorduk sanki. Halamla konuştuğumda beklediğim cevabı vermişti. Bu yüzden rahattım. Ama içimdeki kötü düşünceler bir türlü susmuyordu. Kendimi bildim bileli bu yetersizlik hissi vardı. Acaba onun yanına yakışır mıyım? Acaba onun sevgisine layık mıyım? Benimle sevgili olduğunu söylemekten utanır mı?

Gözümü açtığımda yaptığım ilk şey bana yol arkadaşlığı yapan Neriman teyzeye nerede olduğumuzu sormaktı. İstanbul'da olduğumuzu söylediğinde otogara gelene kadar kafamı yastığa geri gömmeye karar verdim. Uyuyunca vakit biraz olsun hızlı geçiyordu.

45 Dakika sonra

Neriman teyze oğlu geldiğinde gitmişti. Bana, gelmem için ısrar etseler de halamı aradığımı ona ayıp olacağını söyleyerek nazikçe kabul etmemiştim. Bavullarla birlikte hala Ender'i bekliyordum. Aradığım halde telefonlarıma cevap bile vermemişti. Birden belimin kavranmasıyla refleksle dirseğimi Ender'in koluna vurmuştum. Tamam! Ben bu kadar heyecan yapacağımı düşünmüyordum. Ya da heyecandan böyle bir şey yapacağımı. O da gelmeseydi sinsi sinsi arkamdan! Sarıldığımda kollarını yine belime sardı. Aradan ne kadar vakit geçti bilmiyorum ama tek bildiğim şey şaka gibi hıçkırarak ağlıyordum. O ise gülüyordu. Azıcık ciddiyet ya!

"Tişörtüm sümük oldu ama. Pazardan kaça aldım haberin var mı kızım senin."

"Sus." Ağzımdan çıkan kelime yüzünden kızarmıştım . Ender kıkır kıkır gülerken sonunda dayanamayarak ağzını sıktım . Bu çocuk hep böyle gülüyor muydu?

"Susturmak senin elimde bebeğim." Söylediği lafın üzerine gülümsedim.

" Sadece ağzını sıkmamla kurtulamazsın dayak da yiceksin." Yanağıma sulu bir öpücük kondurduktan sonra kenarda duran valizleri aldı.

"Dayak yemeye de razıyım geldin ya."

"Ender ne yapıyorsun?" Omuz silkti.

"Ne yapıyora benziyorum acaba aşkım. Peşimden gel."

Peşinden kenarda duran üçüncü bavulumu aldıktan sonra yürümeye başladım. Büyük ihtimalle taksi bulacaktık. Sanki düşüncelerimi okumuş gibi konuşmaya başladı.

"Yusufi'nin arabasıyla geldim. Daha doğrusu geldik. Bizi yalnız bırakmak istememiş. Amca olmak için çok gençmiş beyfendi."

"Yok artık çüş." Verdiğim tepkiye kahkaha atmıştı.

"Yavrum sen geç arabaya ben yerleştireyim."

Ender'in dedikleri üzerine elimde ki valizi ona verdim. Arabaya geçmek için arabanın kapısını açmaya çalıştım. Arabanın kapısı kilitliydi. O sırada arabanın içinde orta parmak yapan Yusuf'u görmemle gülmüştüm.

"Niye gülüyorsun gevşek." Ender yanıma gelip saçlarıma öpücük kondurmuştu. Hoşuma gitmişti.

"Yusuf arabaya binmemem için kapıyı kilitlemiş. Kapıyı açmak için zorlarken bana orta parmak çekti."

Ender dediklerimden sonra cama vurunca Yusuf camı açmıştı. Ne var dercesine kafasını sallarken kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım. Yüzünün aldığı hali o kadar komikti ki.

"Aç lan kapıyı."

Arabaya bindiğimizde annemi arayıp halamın beni aldığını söyledim. Halamı arayıp evin adresini aldıktan sonra Yusuf arabayı çalıştırdı.

"Yenge Mervelere ders çalışıyorum diye çıkıp Ender salağının yanına gidersin artık."

" Yusufi sen de maşallah yalan konusunda uzmanlaşmışsın. Ender ön camı açabilir misin aşkım?

Halam'ın evine gidene kadar Yusuf ve Ender'in saçma ama bir o kadar komik olaylarını dinledim. Gülmekten gözümden yaşların geldiği zamanlar bile olmuştu. Ender, ben gülüyorken bana o kadar güzel bakıyordu ki. Ben hiç aynada kendime baktığımda kendime sevgiyle bakmamışım onu farketmiştim. Ben daha kendime böyle sevgiyle bakamamışken, o bana öyle güzel nasıl bakıyordu?

Bakışı bile Ender olan adamdı o ...

Ahenk'e (Bayım) bu yaşında acı bırakıyorum. Hilal'e aşk...

lemonya (texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin