SENİ KOCAM YAPACAĞIM

Yeni Gün Yeni Not

Uyanmak ile ilk dersi kaçırıp ikinciye girmek arasında bir seçim yapmak çok zor gelse de bölüm birinciliğimi elimden kaçıramazdım. Sarının değişik bir tonunda olan kulak hizamdaki saçlarımı ıslatım, saç köpüğü ile biraz kıvırcık görünmesi için şekil verdim.

Kuruyan dudaklarıma renksiz ama yaban mersini kokulu balmdan sürüp cebime koydum, gözlüklerimi de taktım ve hazırdım. Aynaya bakarak kendime göz kırptım, hâreli yeşil gözlerim parıldıyordu bugün.

"Yakıyorsun maşallah bee" diyip kendime günlük gazımı da verince hızla kapıya yöneldim. Otobüse son anda yetişip kendimi resmen basamaklara fırlattım, şaşkınca bana bakan şöfòre gülümseyip kartımı okuttum ve ilerledim. Bugün otobüs hergün olduğu gibi kalabalık değildi.

Çantamı öne takıp sırtımı cama yasladım ve kulaklıkla müzik dinlemeye başladım. Okulumun durağına gelince hemen inip kafeteryaya yöneldim ve kendime güzel bir tost ısmarladım. Normalde burdan kahvaltı almazdım ama uyanmak zor gelmişti ve evde yiyecek vaktim de kalmamıştı. Arkamdan 'Yavuz, Yavuz" diye çığrınan kişiye döndüm hemen.

Tostum elimde, kaşlarım kalkık kaş göz yaptım 'hayırdır' manasında. Ders erken başlayacakmış ve benim tek tük görüştüğüm biri olsa da beni böyle şeyler konusunda uyaran Görkem'e teşekkür edip hızlı hızlı tostumu mideme indirdim.

Kendimi koşar adım sınıfa atıp henüz çantasını masaya bırakan profesöre özür anlamında birşeyler mırıldanıp yerime oturdum. Bu günü çok seviyordum çünkü cuma günleri tüm dersler aynı amfi de yapılıyordu şansımıza. Kafamı geriye atıp, biraz kestirmeye çalıştım.

Gözlerimi aniden açınca kürsüye geçen hocanın gıcık edici topuklu ayakkabı sesi kulaklarımı kanattı resmen. Kaşlarımı çatıp suratımı buruşturdum, bu sesi oldum olası sevememiştim. Kitabımdan sarkan kağıdı görünce heyecanlanmıştım. Bu sefer yazanlar gülümsetse de yine priapik vücuduma iyi gelmemişti. Dudaklarımı yalayıp gözlerimi bu sefer erkeklerin üstünde gezdirdim. Bana bakan inceleyen kimse yoktu. Kağıda tekrar baktım, tekrar okudum.

'SENİ ÖPMEM İÇİN BENİ DAVET EDİYORMUŞSUN GİBİ PARLATTIĞIN DUDAKLARINI, DİŞLERİMİN ARASINA ALIP SENİN TADINA BAKACAĞIM SEVGİLİ MÜSTAKBEL KOCAM'

Hızlanan nefesime lanetler okuyup bu kağıdı da cebime attım. Bunları biriktirdiğimi bilse kimbilir ne düşünürdü. Benim gibi suskun görünen bir insana sataşmak için mi yapıyordu yoksa bunları gerçekten yapmak mı istiyordu bilmiyorum, ama vücudumun sadece bu notlara verdiği tepki bile aklımı çeliyordu.

Bunları yazan kişinin bir erkek olmasını bile göz ardı ediyordum. Fena halde tahrik olmuştum ve nefesimi bir türlü düzene sokamıyordum. Sadece sessiz olmaya çalışarak ders saatinin bitişine kalan süreyi hesaplayıp duruyordum. Pantolonumun içindeki canavar en ufak bir hareketimde kendini hatırlatıp kasılmama sebep oluyordu.

Sonunda biten dersle kendimi yine engelli tuvaletine attım, beni bu kadar zor durumda bırakmak zorunda mıydı sanki. Sertçe kendimi rahatlatırken kim olduğunu bilmediğim kişinin yazdığı şeyleri uyguladığını düşündüğüm bir gerçekti. Aynada kendi gözlerime bakarken vücudum rahatlasa da tek başına olan tatminin beni yatıştırmadığı bir gerçekti.

Kendime sadece yatak arkadaşı olacak birini bulmam gerekiyordu, talepkar vücudum hergün birden fazla kez kendini rahatlatmak istiyordu. Bende bu konunun derslerimi etkilemesine izin veremezdim. Hızlı adımlarla amfiye yönelip yerime geçtim ve ikinci kez konulan notla sertçe nefes alıp üfledim.

'ENGELLİ TUVALETİNDE TEK BAŞINA RAHATLAMAK CAN SIKICI OLMUYOR MU SEVGİLİ MÜSTAKBEL KOCAM?'

Biliyordu, bildiğini bilmemi istiyordu. Derin bir nefes alıp bir kağıt çıkarttım, hormonlarımın ele geçirdiği beynimle karar vererek onun için bir not yazıp direkt kitabın üstüne koyup hışımla sınıftan çıktım.

'O ZAMAN BİR DAHA Kİ SEFERE SEN DE BANA  KATIL. MADEM MÜSTAKBEL KOCANIM GÖREVİNİ YAP VE BENİ SEN RAHATLAT, SENİN KURALLARINA GÖRE DE OYNAYABİLİRİM'

Artık kaçışı yoktu, bu olayı kabullenmiştim, madem beni bu kadar arzuluyor o zaman benimle ilgilenmesine izin verebilirdim.