Sevgilim Benim Tatlı Sevgilim

3.4K 137 3
                                    

Güneşin ısıtmasa da göz kamaştırdığı bugün, bizim sevgili olarak okula ilk kez geldiğimiz gündü. Hemen hemen her dersimiz birlikte olduğu için birlikte oturup, birlikte molalara çıkıyorduk.

Yemekte birkaç bölüm arkadaşımızla birlikte yesekte gözlerim en ufak mimiğini kaçırmamak için hep yüzündeydi. Dudaklarının gül rengini, kıvrımını, çenesinin hafif sivriliğini, burnunun minicik sivri ucunu, yüzünün her bir milimini öylece seyrediyordum. Herkes yemeğe gömülmüşken gözlerime baka baka dudaklarını yaladı, vücudum minik pembe diline tepki verirken dilimi ısırdım. Suratındaki piç gülümsemesi midemi hoplattı, ayağa kalkıp lavaboya gideceğini söyledi.

"Bekle birlikte gidelim, ordan kütüphaneye gidecektik zaten. Hatırlarsan almamız gereken kitaplar vardı." Kafasıyla onaylayıp beni beklemeden yürümeye başladı, kendimi peşine takılmış bir sapık gibi hissetsem de olan şey daha farklıydı.

Ben zevkle kumanda edilen bir oyuncaktım ve kumandam Görkem'in elindeydi. O benimle çok güzel oynuyordu, tabi benimde bu oyun hakkında hiç itirazım yoktu. Kimsenin kullanmadığını bildiğimiz son kattaki engelli tuvaletine girdik yine. Beni elimden tutup kapalı klozete oturttu. Her hareketini izliyordum, elleri yüzüme yapıştı. Çenemden tutup yüzüme yaklaştı, gözlerim bağlıyken yaptığı gibi üst dudağımda dilini dolaştırdı.

İkimizden de tek bir ses çıkmıyordu, göremeden yaşadığım her anı görmemi ister gibi tekrar ediyordu. Elleri bacaklarımı okşayıp fermuarımı buldu, çoktan hazırola geçmiş aletimi eline alıp önce sertçe okşadı. Tek hamlede ağzına almasıyla gözlerim kapansa da, gözlerimin içine bakan gözlere bakıp hemen boşalmamak için direnmeye çalıştım. Sesli bir inleme koyverince elini uzatıp parmağını ağzıma soktu.

İçine girmek istiyordum, içinde sertçe gidip gelmek istiyordum. Ellerimi başının etrafına sarıp hareketlerini hızlandırdım, akşam evimde onunla birlikte olmayı düşleyerek ağzının derinliklerine doğru dudaklarımı ısırarak boşaldım.

Üstündeki kıyafetlerden tutup yerlerimizi değiştirdim, elimi pantolonuna sokup aletini elime aldım. Yumuşak hareketlerle onu çekmeye başladım, elimin içinde tatlı tatlı seğiriyordu. Diğer elimi alıp deliğine yönlendirince tekrar sertleştim, başımı eğip dilimi önce aletine, ordan toplarına, en son deliğine yönlendirdim. Altımda sesini çıkarmamak için kıvranıyordu.

Dilimin altında kasılıp gevşeyen deliği aldığı zevki açıkça yansıtıyordu. Elleri saçlarıma asılıp yüzümü deliğine daha sert bastırdı, istediği herşeyi ona vermek istiyordum. Bol bol salyamla ıslanmış deliğin girişine aletimi dayadım, bacaklarını belime sarıp kucağımda Görkem ile birlikte ayağa kalkarken yavaşça içine kaydım.

Elleri omuzlarımı parçalarcasına sıkıyordu, sırtını fayanslara yaslayıp içine kökledim. İnlemesini dudaklarına kapanarak yuttum, dili ağzımın içine yılan gibi kaydı. Hareketlerim zıvanadan çıkmış gibiydi, kalçasına vuruş seslerim yankılanmaya başlayınca uzanıp musluğu açtım.

Titreyerek boşalan sevimli adam kollarını iyice boynuma sardı, bir kaç itiş sonrası bende onun içine geldim. Aldığım zevkten dizlerim titriyordu, içinden bile çıkmadan tekrar klozete oturdum. Boynuna burnumu dayayıp kokusuyla sakinleşmeye çalıştım, kalp atışlarımız yavaş yavaş düzene girerken kayar gibi içinden çıktım. Kafasını boynumdan kaldırmıyordu, ders saati yaklaşırken omzuna bir öpücük kondurdum.

"Sevgilim gitmemiz lazım, derse beş dakika kaldı. Toparlanalım yavrum, hadi." Boynumda mırıldanıp daha sıkı sarıldı bana. Ne dediği bile anlaşılmıyordu. Bir kez daha söylememi isteyince anladım.

"Sevgilim, sevgilim, benim tatlı mı tatlı, utangaç ama cilveli sevgilimmm.."

Derin derin kokumu içine çekerken yavaşça üstümden kalktı, çenesini yakalayıp ıslak bir öpücük kondurdum. Kızarmış dudaklarıyla öyle öpülesiydi ki, kendimi zor tutup üstümüzü toparladım. Elini tutup avcunu öptüm, tişörtü bayağı bir ıslanmıştı. Kendi tişörtümü ona verip kazağımı üstüme geçirdim. Onun tişörtünü de montumun iç tarafındaki geniş cebe soktum.

Önden Görkem'i yollayıp son dakika kendim çıktım, etraf sakindi her zamanki gibi. Ellerim ceplerimde, yüzümde doyuma ulaşmış bir gülümseme vardı. Kendimi amfiye atıp sırama yerleştim, yanıma oturan sevgilim parmak uçlarıyla hafifçe elime dokundu. Uykulu gibi mahmur duruyordu, rahatlamış yüzü pespembeydi. Dudakları şişmiş, gül rengi koyulaşmıştı. Boynundaki geniş morluklar dikkat çekiyordu, elimi dizine atıp okşadım. Başını sıraya yaslayıp gözlerini kapattı, tatlı nefesi parmak uçlarıma dokunuyordu.

Son ders bitince eğilip kulağına fısıldadım,"sevgilim hadi eve gidelim" gözleri titreyerek açılıp karşısında beni görünce dudakları hafifçe kıvrıldı. Bomboş kalan amfiyi kontrol edip yüzünü okşadım, kedi gibi elime sürtünüyordu. Eğilip burnunu öptüm, göz kapaklarını, yanaklarını, gül rengindeki dudaklarını, sivri çenesini de öperken kapı açıldı. Afet hocamız gözleri büyüse de dudaklarında ufak bir tebessümle bize baktı. Yeniden gözlerini kapatmış olan sevgilime bakıp parmağımı dudağıma bastırıp sessiz olmasını işaret ettim.

Yakalanmıştık ama umurumda değildi doğrusu, kalbimi çalan gül dudaklı sevgilim yanımda mutlu olduğu sürece ben herşeyle başa çıkmaya hazırdım...

SENİ KOCAM YAPACAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin