bar

27 2 0
                                    


Dönme dolabın en üstte durması için görevliyle anlaşmıştı Berkecan. Manzara çok güzeldi belki de yanımda Berkecan var diye manzara güzel geliyordu bilmiyorum. Ellerimde baskı hissetmemle Berkecan'a döndüm. Gözlerini üstüme dikmiş dikkatle bana bakıyordu , garipti. Hissettiğim utanç duygusuyla önüme dönmemle Berkecan'ın ellerini çenemde hissetim

-Utanma sevgilim benden demesiyle ona iyice yanaştım ve kafamı göğsüne yasladım. Kalp atışlarının sesini dinlemek huzur veriyordu. Başımın üstünde hissettiğim öpücük ile  Berkecan'a daha sıkı sarıldım. Daha sonra aşağıdan gelen müzik sesiyle şok içinde Berkecan'a baktım ay sen ne romantik pandasın yaaaa yerim sen. Dışarıya asi mafya bana minik kedi. MİYAV BERKECAN SENİ.

******

Lunapark maceramızdan sonra aşırı acıkmıştık ve Berkecan'la lüks bir lokantada yemeğe gelmiştik. Berkecan'ın değiştiğini hissediyordum. Bana bakışı, tavrı, sözleri ve davranışı... Aşkımız günden güne artacaktı bunu en derinlerimde hissediyordum. Keyifli bir yemeğin ardından Berkecan beni eve bırakmıştı ve akşama hazırlanmam gerektiğini söylemişti. Nereye gideceğimizi sorduğumdaysa asla cevap vermemişti. 

Odama girdiğimde aslında odamı ne kadar çok özlediğimi anladım ve akşam için koşarak banyoya girdim. Uzun ve rahatlatıcı bir banyo sefasından sonra kendime akşam için kıyafet bakmaya başladım. 

Berkecan'la uygun olsun diye siyah mini şort , siyah crop ve siyah topuklu botlarımı giydim. Aslında havalar sıcaktı ama Berkecan hep bot giyiyordu ve bende ona uygun olmak için giymek zorundaydım sonuçta biz bir çiftiz her şeyimiz aynı olmalı. Hızlıca giyindikten sonra makyajımı yapmaya başladım. Kıyafetlerim çok siyah olduğu için fıstık yeşili bir far sürmeyi tercih ettim ve pembe rujla da mükemmel makyajımı tamamladım.  Her zamanki gibi doğal ve sade görünüyordum. Yaşasın doğal güzellik. Telefonuma gelen bildirim sesiyle hızlıca telefonu elime aldım. Berkecan mesaj atmıştı 

-Aşağı in aşkımmmm. 

Ay senin o uzatmış m harflerini yerim. Aşağı inmemle arabasına yaslanmış seksi kömür gözlümü gördüm. Yine simsiyah giyinmişti. Bazen düşünüyordum acaba sadece bir tane siyah tişörtü var sadece onu mu giyiyor diye yoksa acun ılıcalı gibi evinde yüzlerce siyah tişörtü mü vardı minik pandamın. Berkecan'a hediye olarak fosfor sarısı bir tişört almayı aklıma not ettim ve yanına gidip dudağına uzun ve tutku dolu bir öpücük bıraktım. 

-Sevgilim çok güzel olmuşsun. Siyah renk çok yakışmış güzelim demesiyle teşekkür edip arabasına bindim yola çıktık. Kısa süren yolculuğun ardından işlek caddedeki en göze çarpan mekanın önünde durduk:  'SİYAH TÜRKÜ BAR'.    Ay ismi tam benim mafyama uygundu. Yanıma gelip elimi tuttuktan sonra türkü bara doğru adımladık. İçeride oynayan insanlar , ağır sigara kokusu, neon yeşil , pembe , mor ışıklarla burası harikaydı. Helal lan helal lan sana Yusufi diyerekten içeri adımladık ve Berkecan'ın arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim masaya gittik.

Masada 3 kişi vardı. Okuldan biliyordum bu tayfayı gerçi Berkecan'ı araştırdığım zamanda hep resimlerini görmüştüm. İsimleri; HELİNAY , GİZEMNUR VE BORA olan  ponçik pandamın arkadaşlarıyla gayet iyi anlaşmıştım bir kişi hariç ;  okulun ilk günü beni uyaran çakma sarışın Helinay. Masaya oturduğumdan beri pis bakışlarını üzerimden çekmiyordu. Ortamdaki muhabbet çok iyiydi sadece HelinAy'ın sürekli Berkecan'ıma yanaşması sinirlerimi bozuyordu bu yüzden daha fazla dayanamayıp Berkecan'a 

-Dans edelim mi? dedim .Bunu dememle HelinAy yüksek sesli bir kahkaha atıp 

-Bebeğim sen yenisin  bilmezsin , Berkecan dans etmekten nefret eder. 

Ay götüme bakın hele gerizekalı şey seni diye içimden kızı öldürme planları yaparken Berkecan elimden tutup beni piste götürdü ulan sana nikah basarım ben kurbaney. Kafamı çevirmemle Helinay'ın morarmış suratını gördüm ve el hareketi çektim. Pistin ortasına geldiğimizde İBRAHİM TATLISESTEN ŞEMMAME çalıyordu. Tanrım bu benim en sevdiğim şarkı. Hemen Berkecan'la halayda yerimizi aldık tabii ki benim mafyam halay başı olmuştu çokta güzel olmuştu. Berkecan'la yorucu halayın ardından biraz hava almaya dışarı çıktık ve ona halayın başından beri merak ettiğim soruyu sordum.

-Halay çekmeyi nerden öğrendin? O ise beni şaşırtan bir cevap verdi:

 -Bizim oralarda çok düğün olur Mardin'de yani küçükken oynaya oynaya öğrendim ben. 

-Peki arkadaşlarınla hiç halay çekmedin mi baksana helinay senin dans etmeyi sevmediğini söyledi dememle yanağıma masum bir öpücük bırakıp 

- Çünkü ben herkesle dans etmem. Sevdiğim kadınla halay çekmek benim küçüklük hayalimdi ve bugün gerçekleştirdim çok mutluyum ve sana çok teşekkür ederim güzelim. İyi ki hayatıma girdin demesiyle ağlamaya başladım ve dudaklarına yapıştım. Uzun bir süre onun güzel pembe dudaklarını vakumladım. Aşk güzel şeydi be...




OKULDAKİ BAD BOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin