3; bugün daha bir çirkinsin

10.9K 1.1K 495
                                    

"Sana daha önce sarının sana yakıştığını söylemiş miydim?"

Kafam telefonuma gömülüyken duyduklarımla gözlerim hafifçe açılmış bakışlarım dirseği masaya, çenesini de avucuna yaslayan sözlerin sahibine dönmüştü. Gözleri hafif kısık şekilde üzerime dikiliydi.

Kıyamet mi kopacaktı?

Yoksa ben mi ölecektim?

Çünkü tanrı aşkına yaklaşık bir yıldır, o da hoseok vasıtasıyla, tanışıyorduk ve bir yıldır bırakın iltifat etmeyi Namjoon'un ağzından hoşuma gidecek tek kelime bile çıkmamıştı.

Kesinlikle kıyamet kopacaktı.

Telefonumu kapatıp masaya koyarken dirseğimi aynı onun gibi masaya yaslamış, yüzümde engel olamadığım küçük tebessümle çenemi avucuma yaslayarak gözlerimi ona dikmiştim. Bu sırada "Hayır?" diyerek mırıldanmıştım. Konuşmam üzerine an ve an suratında sinsi bir sırıtış oluşmuş, dirseğini masada sürterek bana doğru yaklaşmıştı.

"İyi ki söylememişim. Çünkü hiç yakışmıyor da."

Diyerek yüzündeki sinsi sırıtışı itici bir gülümsemeye dönüştürmüş ve benim suratımın buruşmasına sebep olmuştu.

Çok gençtim.

Evet, evet katil olmak için çok gençtim.

Suratını benden uzaklaştırsın diye ve biraz da sinirle masadaki buruşturulmuş karton bardağını suratına fırlamıştım. Fakat sanki bu ona hiç etki etmemiş gibi itici gülümsemesini kahkahaya dönüştürmüş, çok komik bir şey varmış gibi gülmeye devam etmişti.

Sinirle ve biraz da sıkıntıyla oflayıp oturduğumuz kamelyada arkama yaslandım. Gözümün ucuyla kamelyadakilere göz gezdirmiş hepsinin telefona gömülü olmasıyla birlikte sesli bir şekilde iç çekmiştim.

Tam tamına bir buçuk saattir arkadaşlarımı bekliyordum ve geçen her saniye beni daha da boğmaya başlamıştı. Üstüne üstlük bulunduğum ortam, Taehyung ve onun arkadaş grubu, çok sıkıcıydı ve Taehyung da benimle ilgilenmek yerine telefonuna gömülüydü diğerleri gibi. Çok sıkılmıştım ve birazdan sıkıntıdan Namjoon'la bile sohbet edebilirdim.

Durumum o kadar vahimdi yani.

Fakat yine de vazgeçmemiş, az da olsa ilgi çekmek için tekrardan sesli bir şekilde iç çekmiştim. Bu sefer Taehyung'un ilgisini çekmiş olacağım ki göz ucuyla bana bakmış fakat daha sonra tekrar telefonuna geri dönmüştü. Kendi gibi aptal bir video izliyordu ve o telefonu kafasında parçalamama ramak kalmıştı.

Salak gibiydim.

Üstelik sırf onun için burada olmama rağmen onun umurunda bile değildim.

Aramızın düzeldiğini düşünmüştüm, hoş aramız hiçbir zaman düzgün olmamıştı ama, yani bana olan kızgınlığı geçmişti. Sonuç olarak Namjoon iyileşmişti yani.

Fakat hiçbir şey düşündüğüm gibi değildi. Buraya o istediği için değil, okulun daha fazla diline düşmemek ve onun popülaritesine zarar vermemek için gelmiştim resmen.

Ve hayır ilişkimiz sahte bir ilişki değil.

Öyle gibi geliyor olabilir, bazen bana da öyle geliyor fakat değil. Aksine, birbirimize çok aşıktık biz. '-tık?' çünkü pek öyle hissettirmiyor artık. Tabi ben hala aşığım ama onu bilemiyorum. Hoş onu hiçbir zaman bilemedim.

Taehyung'u asla tanıyamadım.

En başında da böyleydi. Onu sadece okulun popüler çocuğu olarak biliyordum. Lisede de, üniversitede de okulun bayıldığı popüler çocuğuydu hep. Onunla başka hiçbir şekilde alakam olmamıştı. Sadece duyduklarım ve gördüklerimden biliyordum.

movies | taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin