Yandere anime senaryoları .

Yandere Hawks.

Eveeet yb geldi sonunda.
Bu ısteği isteyen okuyucumdan özür diliyorum.
Çünki çok geç geldi.
Elimde değildi ancak bölümü bitirebildim.
Umarım seversin.
İyi okumalar.

Çok heyecanlıydın.
Kendi tasarladığın kahraman kıyafetini güzelce giyindin ve kendine aynada baktın.

Bugün resmi olarak pro kahraman olacaktın.
Bu yüzden hazırlanıp belediye binasına gidecektin.
Her pro kahraman ilk görev yıllarını stajer gibi geçirir.
Muhtemelen seni de senden daha tecrübeli bir kahramanın yanına vereceklerdi.
Saçını, başını biraz daha düzelttin ve evden anahtarını da alarak çıktın.
Evine yakın değildi o yüzden taksiye bindin ve adresi söyledin.
Saat bir de orada olmak gerekiyordu.
Yaklaşık kırk dakika sonra oraya vardığında, neredeyse düşüp bayılıyordun.
Oldum olası çok panik biriydin.
Burada seni bekleyen bir sürü insanı görünce de kalbin yerinden çıkacakmış gibi olmuştu.
Ellerin terlemeye başladığı için ayrı bir huzursuz hissediyordun.
Telaşlandığın veya heyecanlandığın zaman kekelerdin.
Bir konuşma yapmak zorundaydın ve bu heyecan şu anda senin kariyerinin sonu gibi duruyordu.
Başlamadan bitmesini istemiyordun.
Birkaç kişi önünden hızla geçerken sen panikle yol vermek için geri çekildin o sıra arkandan geçmeye çalışan Pro kahraman Hawks a çarptın ve tökezledin.
Hawks aniden gelişen bu olaya biraz şaşırsa da soğuk kanlılığını korudu ve seni düşmekten kurtardı.
Sen onu görünce hemen kendini onun kollarından kaydırıverdin ve özür dileyerek oradan uzaklaştın.
Başka bir yerde beklemenin daha iyi olacağına kanaat getirmiştin.
Ancak bilmiyordun ki arkandan bakan yüzü allanmış, baygın gözleri aşka bürünmüş bir Hawks bıraktığını.

O gün resmi şekilde kahraman ilan edildin.
Yanına verildiğin kişiyi duyunca şok olmuştun.
Rezil olduğunu düşünerek onun yanından hızla uzaklaştığın kişiydi.
Hawkstı.
Ön sıralardan seni alkışlarken yanına sahneye çıktı ve formalite için çekilen birkaç fotoğrafta seninle birlikte poz verdi.
Hawks kendinden geçmek üzereydi.
Bu duyguyu seni gördüğü zamandan beri yaşıyordu ve o kadar ağır gelmişti kanatları bile garip bir ruh halindeydi.
Onun yanında sahnedeyken neredeyse burnunu saçlarına daldıracak ve senin konunu iyice içine çekecekti ama bunun burada iyi karşılanmayacağının farkındaydı.
Ayrıca artık beraber çalışacağınızdan dolayı mutluydu.
Artık yedi yirmidört beraber olacaktınız ve onu şu konu dışında daha mutlu eden başka bir şey yoktu.
Herşey bitip senin gitmen gerekince konuşmanızı uzatmak ve senin hakkında bir şeyler öğrenmek için çırpınıp durmuştu.
Neleri seviyorsun, neleri sevmiyorsun,ne tür erkeklerden hoşlanırsın her şeyi.

Bir süre önce Aizawa ya karşı platonik bir ilgi diyduğunu öğrendi.
Sinirlendi ama onu öldürme isteği belirmedi.
Başta kabullenmedi tabii.
Ona göre bu hiç cool bir şey değildi.
Bunu yapmamalıydı.
Bir pro kahraman olarak asla bu tür olaylara giremezdi.
Ama senin yanından ayrıldığı zaman hiç iyi hissetmiyordu.
Gereksizce agresifleşiyor, beyninde başka insanlarla görüştüğüne dair kuruntular oluşturuyordu.
Onunla staj yaptığın zamanlar dininden ayrılmaz ve asla sana ağır iş yaptırmaz olmuştu.
Sen buna biraz bozulmuştun çünki sana güvenmeyip bir iş yapamayacağını düşündüğünü sanmıştın.
İşler öyle gelişmeye başladı ki artık bir şeylerden şüphelenmeye başlamıştın.
Onunla çalışmaya başladın başlayalı sürekli sana mesaj atıyor,seni arıyor ve ilgisini bir şekilde belli ediyordu.
Bir keresinde gece yarısı uyku sersemiyken onu camında otururken gördün.
Ona sordun ama sana rüya görmüş olabileceğini söyledi.
Bunu ona kondurduğun için biraz utanmıştın.
Bir daha bu konuyu açmak istemedin.
Tabii bu bitmedi.
Sana çok karışmazdı ama artık az da olsa kıskandığını anlayabiliyordun.
Takip edildiğini ve habersiz çektiği fotoğraflardan haberin yoktu.