Bilincin yerine geldiğinde,kıpırdandın.
Hareket edemediğini,Gözlerinin ve azının bağlı olduğunu fark ettiğinde,telaşla daha çok çırpınmaya birilerine zor da olsa sesini duyurmaya çalıştın.
Neler olduğunu anlamak şuan sana zor geliyordu.
Bütün duyu organların körelmiş gibiydi.
Daha sonra bir kapı sesi duyuldu.
Demir ve gıcırdayan bir kapıydı.
İtmesi ağır bir kapı olduğunu düşündün.
Kaçmak zor olacaktı.
Orta yaşlı bir adamın sesi kulağına çalındı.
- Hey sen yerinde dur.
Yoksa bu demir sopayı miğdene kadar sokarım.
Ağlamaklı bir sesle ona yalvarmaya başladın.
- Bakın, bırakın gideyim.
Nolur.
Benim için para verebilecek kimsem yok zaten.
- Zengin bir üvey baban varmış ama.
Kes tatavayı.
- O adam bana günahını vermez ve annem için katlanıyor bana.
Tabii ben de öyle.
- Tabii tabii.
Ağlamaya devam ettin.
- Ses kes yoksa ben dilini kesicem.
Üniversite kampüsünün önünde başına aldığın darbe sonucu bayılmış ve gözünü burada açmıştın.
Gününe lanet ettin.
Korku dolu gözlerle etrafa bakarken paslı kapı yeniden açıldı.
İçeri iki adam girdi.
Biri kel ve iri diğeri sıska ,full dövmeliydi.
Kenarda oturan adama, paranın hâla gelmediğini ve kontrole gitmesi gerektiğini,o gelene kadar sana onların göz kulak olacağını söylediler.
Adam onaylayıp eski depodan çıktı.
Çırpınmaya ve konuşmaya çalıştın.
Kel olan bağırdı.
- RAHAT DUR SENİ APTAL VELET.
Durmadın.
Çırpınmaya devam ettin.
Sıska olan saçından tutup ona bakmanı sağladı.
Yüzüne eğildi.
- Bana bak.
Ya şimdi uslu durursun ya da seni...
Adamın göz bebekleri kaydı.
Sadece beyazları kaldı.
Alnından akan kanı, adam yere yığılmadan hemen önce fark etmiştin.
Azındaki bez parçasına rağmen boğazını ağrıtabilecek bir feryat kopardın.
Paniğe kapılmıştın.
Sen çırpınırken diğer adam da silahını kapmış etrafta aptal aptal dönüp tehditler atıyordu.
Eğer uzaklaşmazlarsa seni varabileceğini söyleyip duruyordu.
Tabii bu olay o adamın da yere yığılmasıyla son bulmuştu.Kambe silahı indirdi ve sırıttı.
- İş tamam.
Ben mükemmelim.
Dedektif Haru ona bakarak göz devirdi.
- Evet evet herneyse.
Gidelim.
Kız bekliyor.
Kambe sırıttı.
- Gidelim.
Sen gözyaşları içerisinde,zar zor nefes alır bir şekilde etrafa bakarken kapının aniden açılmasıyla yerinden sıçradın.
Kambe ve Haru ellerindeki tabancalarla içeri girdi.
Senin yüzünü gören Kambe;duraksadı.
Yüzündeki o ifadenin ona çok tatlı ve çekici geldiğini farkettiğinde, kendinden biraz utansa da bu çok kısa sürdü.
Haru ya fark ettirmemeye çalıştı ve kendini toparladı.
Önlem amaçlı başka damlar olup olmadığını kontrol etti.
Her şeyin yolunda olduğuna kânaat getirince seni çözüp kurtarmaya geldiklerini anlattılar.
Sen şokla titremeye ve ağlamya devam ederken mabulansın arkasına oturttular.
Kambe Haru ile birlikte rapor verirken senin de ifadeni başka bir polis memuru alıyordu.
Memur, kibarca omuzlarına bir battane bıraktı.
Kambe gözlerini biran için Haru dan ayırıp, size baktı.
Farketti ki o polisin sana olan kibar davranışları bile onun canını sıkıyordu.
Haru onu dürtükleyince ona döndü?
- Alo!
Ne bakıyorsun etrafa?
İşe odaklan.
Bu işe girmek isteyen sendin.
Kaşlarını çattı.
- Odaklıyım zaten.
Beni sinir etme.
Onun yanından ayrıldı.
Senin yanına doğru ilerlemeye başladı.
Haru onun arkasından garip garip baktı.
O her zaman alaycı ve sinir bozucu olandı.
Hep kötü espiri yapan taraftı.
Bu tavrı genelde Haru sergilerdi.
Onda bir şeylerin ters gittiğini fark etmişti.
Daha sonra bu konu hakkında onunla konuşmayı aklında tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yandere anime senaryoları .
Fiksi PenggemarUYARI! ⚠️⚠️ Bu bir saplantılı aşk durumudur . Bazen rahatsız edici söylemler, eğlemler vs olabilor okurların bilgisine . Rahatsız olabilecek okurların başka kitaplara gecmesini rica ediyorum.😊⚠️ ⚠️Baktım böyle şeyler benim dahil çoğu kişinin dikkat...