Yandere Mikaela Hyakuya.

831 40 36
                                    

Animeyi izlemeye yeni başlamıştım. Az çok karakterini anladığımı umuyorum.
İyi okumalar.

Gelen gürültüyle ve uğultuyla gözlerini açtın.
Bir süre öylece tavana baktın.
Sonra aniden ayılıp kendine geldin.
Yine onlar geliyordu.
Toplayıcılar deniyordu onlara sizin aranızda.
Ayda bir iki kere gelip sizlerden birkaç tane alır ve kontrole götürürlerdi.
Kontrolden geçersen seni saraya götürürlerdi.
Ve gelen soylular sizi oradan satın alırlardı.
Ama bu güne kadar hiç sen seçilmemiştin.
Başına geleceklerden habersiz yaklaşan ayak seslerini dinliyordun.
Geçip gideceklerini sandın ama öyle olmadı.
Kapı açılıp,aniden ışıklar yandığında, kolunu gözlerine siper ettin.
Birkaç toplayıcı odayı doldurdu.
Işığa yavaş yavaş alışınca, kolunu yüzünün önünden çektin.
Bağırıp ,sıraya geçmenizi ikaz ettiler.
İstemeden de olsa diğer çocuklar gibi sıraya girdin.
Toplayıcılar bir bir sizi inceliyordu.
Sen ve oda arkadaşların yaşca diğerlerinden daha büyüktünüz.
Birkaç sene sonra nesillerinin ilerlemesi için üretim birimine yollanacak kadar büyüktünüz.
Bunu yetkililerle konuşmuştun.
O yüzden bu zamana kadar seçilmemiştin.
O birimde daha fazla yaşama ihtimalin vardı.
Ayrıca bir kaçış planı da yapmıştın.
Onların neden şimdi burada olduklarını anlamıyordun.
Genelde yaşları daha küçük olan taze kan torbalarını seçerlerdi.
Kafan biraz karışsa da onlar'ın işine burun sokmak intihar gibi bir şeydi. Bu yüzden düşünmemeye çalıştın.
Sadece, içinden seçilmemek için dua ediyordun.
Çünki onların kullanıp atacağı bir kan torbası olmak istemiyordun.
Bu zamana kadar gelmiştin.
Şimdi planını baltalayamazlardı.
Böyle olmazdı.
Çökük ve hasta gibi görünmeye karar verdin.
Böylece seni seçmek istemeyeceklerdi.

Ama tabii ki de bu işe yaramamıştı.
Şimdi doktor muanesindeydin.
Herkesi farklı odada almışlardı.
Seni de bir kadın muane ediyordu.
Senin; gözlerine, kulaklarına ,dişlerine , kemiklerinin yapısına baktılar.
Ayrıca kan örneğini alıp bir hastalığın olup olmadığına bakmak için araştırmaya başladılar.
Muaneden sonra hepinizi bekleme odasına götürdüler.
Bu dönemde artık sonuç çıkarnak yeterince gelişmiş olduğundan sonucu sadece onbeş dakika beklemeniz gerekiyordu.
Sonunda sonuçlar çıktığında, seçilenlerin isimleri okumaya başlandı.
Başını eymiş bir şekilde duruyordun.
İsminin okunmamasını dilerken aniden telafuz edilmesiyle başını kaldırdın.
Sen şaşkın şaşkın bakarken, toplayıcılardan biri sana seslendi.
- HEY DUYMADIN MI VELET GEÇ ŞU TARAFA DOĞRU.
Sen irkilerek seçilenlerin yanına geçtin.
Gözlerin dolmuştu ve titremeye başlamıştın.
Çok korkuyordun.
İstemediğin herşeyi yaşaman çok acı bir ironiydi.
Trajikomik bir yanı vardı.
Yaşadıklarına bir anlam veremiyordun.
Size yürumeniz emredildiğinde dört kişi arka arkaya tek sıra ilerlemeye başlamıştınız.
Yüzün mimiksizdi.
Sadece sessizce yere bakarak ağlamaya devam ediyordun.
Sizi bir arabaya tıktılar ve yola koyuldular.
Gittiğiniz yer belliydi.
Saray.
Birçok soylu orada olacaktı.
Yetimhanede yaşamak hiç berbat birşey değildi.
Asıl berbat olan şey senden sürekli beslenen ve seni sürekli ezip sana işkence eden canavarlarla aynı yere kapatılmaktı.
Bazı soylular satın aldıkları çocukları cinsellik için bile kullanırlardı.
Bunu da çok iyi biliyordun.
Daha önce, bazı soyluların ; kölelerini hamile bırakıp bırakıp sonra da doğmak üzere olan bebekleri öldürmeleri ile meşurlanmıştı.
Onlardan birine gitmek istemiyordun.
Böyle birşey yaşamaktansa ölmeyi tercih ederdin.
Siz yola çıktığınızda, gün batmak üzereydi.
Şimdi ise etraf zifiri karanlıktı.
Karanlıkta diğer arkadaşlarından biriyle el ele tutuşup birbirinizi sakinleştirmeye çalışıyordunuz.

Araba durduğunda, hemen sizi indirdiler.
Tek sıra halinde ve düzenli bir şekilde yürümemişti ve sırayı bozarsanız ellerindeki demir sopalarla cezalandırılacağınız söylenmişti.
Yavaş adımlarla kendi ölümünüze yürüyordunuz.
En azından sen öyle düşünüyordun.
Saray'ın görkemli girişi karşısında nutkun tutulmuştu.
Hiç bu kadar lüks ve ışıldayan bir yapıya denk gelmemiştin.
Tabii bu buz dağının görünen kısmıydı.
Bir de görünmeyen tarafı vardı.
Bir sürü güvenlikli kapıdan geçtikten sonra, kocaman bir salona vardınız.
Soylular çoktan gelmişlerdi.
Ve sizi satmakla mükellef olan kış sunumuna başlamıştı.
- BAYANLAR BAYLAR İŞTE YENİ HASADIMIZ.
Yaratıktan hallice olan soylular, kana susamış bir şekilde sizleri süzmeye başladılar.
Satıcı adam sizi süzerek konuştu.
- Vee bu seneki hasadımız biraz ...olgun.
Sırıttı.
Sivri dişlerinin arasından çıkan dilinden salyaları damlıyordu.
Gözlerini başka bir yere çevirip yutkundun.
Bunları düşünmek istemiyordun.
Sadece bir an önce bitmesini istiyordun.

Yandere anime senaryoları .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin