Yandere anime senaryoları .

Yandere Tanjiro

Çığlıkları duyar duymaz o tarafa yöneldin.
Aynı birlikte bulunduğun avcılardan biri arkandan seslendi.
- Bekle!
Çok tehlikeli destek çağırmalıyız.
Koşmaya devam ederek konuştun.
- Zaman yok insanalar ölüyor!

Tanjiro kaçan köylülerden birini daha yakaladı ve kalbini tek hamleyle söktü.
Kalbi vahşice miğdeye indirdi.
Ailesiyle geçirdiği o güzel gün, şeytanlar tarafından kıyamete çevirilmişti.
Aynı gün onun hem ölüm, hem de doğum günüydü.
Bir canavar olarak yeniden doğmuştu.
Öfkeyle dolu bir şekilde uyanmıştı.
Amacı açlığını bastırmak ve ailesine bunu yapanları parçalara ayırmaktı.
Tanjiro; biraz olsun dönüşmeden önceki bilincine sahipti.
Bu yüzden ilk önce insanlardan beslenmemeye çalıştı ama yavaş yavaş akıl sağlığını kaybetti.
Açlığının doruğundaydı.
Doyumsuzdu.

Tanjiro sezilerine güvenerek aniden geri hamle yaptı.
Bu yuzden, ona doğru savunduğun kılıçların o'nun bedenini ıskaladı.
Sinirle bağırdın.
- Hay lanet!
Tüm dikkati birden bire sana kaydı.

Dehşet vericiydi.
Tam anlamıyla kana susamıştı.
Azından akan salyaları diliyle yalayarak sana doğru ilerledi.
- Ah bakın burada ne varmış.
Küçük bir tilki.
Seni baştan aşağı süzdü.
Gördüğünü beğenmişti.
Senin gibi güzel birine sahip olmayı çok isterdi ancak açlığını kontrol edemiyordu.
Bağırdı.
- BANA KANINI VER!
Kılıçlarını hazırlayarak gelecek olan darbelere odaklandın.
Sivri tırnaklarını o kadar hızlı savuruyordu ki kolların, ellerin , boynun vs hep çizik çizik olmuştu.
Kılıçların ise pek iş yapmıyorlardı.
O, sana göre fazla güçlü bir şeytandı.
Sonunda bir fırsatını bulup kılıçlarını o'nun tenine değdirebildiğinde yorgunluktan ölmek üzereydin.
O'nun elinin içine açtığın yarayı yaladı ve arsızca gülümsedi.
- Hahah çok şeker.
Elime bir hatıra bıraktın.
Elindeki yara kapanırken sana yaklaşmaya devam etti.
- Ama yine de zayıfsın.
Ah sana sonsuza dek sahip olamamak çok kötü olacak.
Kanını sonuna kadar tüketeceğim ki benimle sonsuza kadar yaşa.

Söyledikleri seni daha da ürkütmüştü.
Kontrolden çıkmış, saldırgan bir şeytan birden bire sana ilgi duymaya başlamıştı.
Tanjiro sana yaklaşırken, geri geri gittin.
Çok fazla gücün de kalmamıştı bu yüzden yalpalıyordun.
Geri geri giderken, ayağın takıldı ve kendini yerde buldun.
Yerden tekrar kalkacak gücü bulamamıştın.
Ağlamaya başladın.

Tam sana ulaştığı an arkadaşın, bir yolunu bulup ona arkasından saldırdı.
Tüm odağı sende olmasına rağmen yine de onu sezebilmişti.
O'nun kılıçlarını tek elle tutup geri çevirdi ve ona sapladı.
Kendi kılıcıyla deşilen çocuk yere yığıldı.
Arkadaşının cansız bedeni yere yığıldı.
Haykırıp, aptal bir cesaretle ona saldırdın.
Gözlerinden akan yaşlar görüşünü bulaniklaştırsa da durmuyordun.
Tanjiro senin cesaretin ile eğlendi.
Senden yayılan umutsuzluk ve öfke kokusu onu daha da acıktırmıştı.
Korkmuşken daha da sevimli ve güzel görünüyordun.
Bu yüzden senden gelen saldırılara karşı, sanki yorgunmuş gibi davranarak savunma yaptı.
Bu sırada da düşündü.
Kokun, gözlerin, dudakların ...
Ona o kadar güzel geliyordu ki bir an sana bağımlı olabileceğini düşündü.
Karar verdi.
Seni alacaktı.
Savunmadan çıktı ve tek eliyle seni bayıltacak bir darbe indirdi.

Gözlerini açtın.
Görüşün bulanıktı ve başın zonkluyordu.
- Ugh kafam.
Hareket etmeye çalışıp,yapamadığını fark edince panik olmaya başladın.
Bacakların ve kolların kalın bir halatla sandalyeye bağlanmışlardı.
Çırpındın ama bir faydası olmadı.
Kendini,sandalyeyle birlikte yeri öperken buldun.
Gürültüyü duyan Tanjiro sessizce beklediği salondan sırıtarak çıktı ve senin odana yöneldi.
Kapının sesini duyunca korkuyla daha falza çırpınmaya başladın.
Bir umut belki iplerden kurtulabileceğini düşündün ama sadece onun alaycı gülümsemesi ile gözgöze geldin.
Sesli yutkundun.
Tanjiro yavaş adımlarla yanına gelip eğildi.
Gözlerinin içine değil ruhuna bakıyordu neredeyse.
Seni diri diri parçalar gibi,yer gibi bakıyordu.
- Uyandın demek küçük şeytan.
Öylece ona bakmaktan başka birşey yapamıyordun.
Ondan uzaklaşmak istiyordun ama bağlı olduğun sandalye buna fazlasıyla engel oluyordu.
Güldü.
- Dur yardım edeyim.
Sandalyeyi düzeltti.
Bağlı olan eklemlerin tahriş olmuş gibi yanıyordu.
Seni süzdü.
- Aww bana bakma öyle yavru köpek gözleriyle.
Bu gerekli bir önlemdi.
Benden uzaklaşmanı istemiyorum.
Ona, " hadi ya? " der gibi baktın.
Çenenden kibarca kavradı ve gözlerinin içine bakarak sana yaklaşmaya başladı.
Başını çevirdin.
Kulağına fısıldadı.
- Seni tatmayı çok istiyorum.
Gözlerin büyüdü.
Ruhun sökülüyordu resmen.
Yüzünün kızarmasını engelleyemiyordun.
Yüzüne bakıp sırıttı.
- Birileri heyecanlandı galiba.