Hastaneden çıkıp eve doğru yol aldı izuku .
gerçekten kacchan'a muhtaç olacak kadar acizdi.Yakın UA sınavına girecekti. Lakin gücü hakkında hiçbişey bilmiyordu. Daha almamıştı bile.
Eve vardığında anahtarı ile açtı.
Hayatı boyunca bu acı ile yaşamalıydı
Ya da kısa sürede acı yüzünden ölmeliydi.En düşük ihtimal bakugou ile çıkmasıydı. Bunun imkansız olduğunu biliyordu yeşilli. Ondan en nefret eden kişi. Hayatta onunla çıkmazdı.
Geceye kadar ders çalışıp resim çizdi yeşilli. Uykusu gelmişti.
Defterini çıkardı. Boş bir sayfa açıp günlüğüne yeni şeyler ekledi.Ama bu sefer daha mutlu hissediyordu. Ölüncede bu kadar mutlu olur muydu?
Bir sayfa yazdı izuku. Bir sayfa. Bu sayfayı yazarken mutluydu. Uzun süre sonra.
Defterini kapadı ve uyudu.
Sabah uyandı izuku sınav iyice yaklaşıyordu. Bugün All Might'tan o gücü alacaktı. Vücudu buna hazırdı.
Aslında değildi. Ama All Might bunu bilmiyordu.Hiç iştahı yoktu izuku'nun. Bir lokma yese bile kusma isteği geliyordu artık
Okul için erkenden hazırlandı.İnko"izuku kahvaltı yapmicakmısın?"
İzu" okulda yerim bir şeyler. "
Diyip hızla ayrıldı izuku. Okula erken saatte gidicekti. Canı öyle istiyordu.
Okula vardı. Sınıfa çıktı. Boştu. Kimse yoktu. Sessiz, sakin. Sırasına geçip oturdu.
Kollarını masaya koyup başını koydu.
Dışarıyı izliyordu.Dışarısı ne zamandan beri onun için huzurlu görünüyordu?
İzlerken uyuya kalmıştı yeşilli. Ama kendisi de bilmiyordu. Sınıfa erken gelenlerden birinin bakugou olduğunu.
Sarı saçlı girmişti sınıfa. Uyuyan yeşilliyi görünce şaşırmıştı. Ne zamandan beri onun gibi erken gelen vardı.
Yeşilliye yürüdü. Yüzü cama dönük olduğu için görememişti.
Ama içine gelen hisle elini yeşillinin saçlarına attı.
Ne zamandan beri ona bu kadar yumuşak ve güzel görünüyordu
Neden bu kadar hoşuna gitmişti.Elini hemen geri çekti ne düşünüyordu. En çok zorbalık yapan o iken nasıl düşünürdü.
Hızlıca yerine geçti.
Bir süre sonra sınıf doluyordu. Bakugou'nun gözü ister istemez Yeşilliye kayıyordu.Neden bu kadar tatlı görünmüştü.
Bakışlarını çevirdi. Kendine yediremiyordu.O sırada yine zorbalar yaklaşıyordu ona. Uykusunda bile durmuyorlardı
Elindeki bir şişe suyu yeşil saçlara boşaltmaya başladı.Su yüzünden yerinden sıçrayan yeşilli uyandığı gibi kusma isteğinin gelmesi ile ağzını tuttu.
Zorbalarının arasından geçip gitmeye çalışıcakken zorbası omzundan ittirip bunu engellemişti.
Acil tuvalete gitmesi gerekiyordu yoksa sınıfa kuaucaktı.
Fakat gitmesine zorbaları izin vermiyordu.Zorbaları onla uğraşırken dayanamayan izuku'nun ağzını tuttuğu parmakları arasından kan süzülmeye başladı.
Bunu gören zorbalar şaşırıp yerinde kalınca izuku koşarak çıktı.
Yere kan damlaya damlaya giderken tuvalete varıp kendini kabine atmıştı.
Ağzını bıraktığı gibi kanlar hızla klozete akarken aynı zamanda mavi zambakla birlikte siyah gül kusmaya başlamıştı.Siyah gülde neydi? Sadece yaprak veya sapı olmayan bütünler geliyordu.
İzuku zil sesini duyuyordu. Lakin kusmasını durduramıyordu.
Bir kaç dakika sonra kabinin kapısı tıklandı.
Bu hali ile açamadı tabiki. Açamazdı.
Açmamalıydı.Bir kaç dakika sonra Kusmayı bitirdi izuku. Başını duvara yasladı.
Nefeslendi.Yaprakları avucuna alıp klozete attı.
Hepsini attıktan sonra ayağa kalkıp sifonu çekti.Şuan gerçekten berbat hissediyordu.
Kabini açınca karşısında hoca buldu.
Hoca?Onu tek umursayıp seven Hoca. İzuku bu hocayı seviyordu. Gerçekten iyiydi. Ayrımcılık yapmıyordu en azından.
Hoca ona iyi misin diye sorup dururken izuku iyiyim diye yanıtlamıştı. Ders zaten o hoca ileydi.
Elini yüzünü yıkadıktan sonra birlikte derse gittiler.
Hoca izuku'yu yerine gönderdi ve derse geçti.İzuku çok solgun duruyordu. Zaten beyaz olan teni, ölü bir ten gibi solmuştu.
Kendi aşkını görünce göğsündeki şiddetli acı fokurduyordu.
Bunu hisseden izuku çantasından ilacını çıkarıp bir tane aldı ve geri koydu. Çantasından suyunu alıp hapı yuttu.
Başını kollarına koydu ve gözlerini kapadı.
Nerdeyse gün boyu uyumuştu.