BÖLÜM 2️⃣

15 1 0
                                    

Ruhum kalbinde filizlendi.
Sever misin ruhumu?

Korku,kalbi en çok yoran duygudur. Kaybetme duygusu kalbi sarar. El uzatırsın ama sonu nasıl bilemezsin. Bazen yatıştırısın bu duyguyu bazense yüzleşirsin. Canın yanar. Tekrar tekrar düşünüp olayları tekrarlarsın düşünde ama ne o zaman gelir önüne ne de kafanda kurduğun çözümler. Bu da bir 'keşke' dir, aslında.

Kim demiş yurtta çiçek büyütülmez. Evden getirdiğim reyhan tohumlarını küçük bir saksıya yerlertirmiş ve şuan filizlendiğini görmek çok mutlu etmişti beni. Güzel kokusu odayı doldurmuş ve enerjisini vermişti. Aklımda bir de bir tane kaktüs almak vardı. En kısa zamanda çarşıdan almayı not ettim. Özellikle almak istememin sebebi telefon yüzünden çok fazala radyasyona maruz kalmamdı. Komodini üzerindeki telefonum çalınca hemen elime alıp baktım. Mavi arıyordu. Cevaplamak için açtım.

"Alo, Mavi?"

Nefes seslerinden hemen sonra cevap verdi:"Kara dutum nasılsın? Odamda mis gibi türk kahvesi hazırlıyorum ve yanına da en sevdiğin elmalı kurabiyeler var. Hadi kalk gel,yanıma."

Ard arda cümlelerini bitirip nefeslendi.

"İyiyim Mavi. Duşa girecektim. Sonra bir uğrarım yanına."

Sesim kısık çıkıyordu.

"Özür dilerim,kara dutum. Benim yüzümden hocadan azar yedin ve üstüne ödev vermiş sana. Beni affet nolur?"

Yalvaran sesine daha fazla dayanamadım. istesem de ona kızamıyorum.

"Tamam tamam af ettim. Hadi kahveleri hazırla hemen geliyorum."

Biraz daha konuşup kapattım telefonu. Sabah olanlar aklıma gelince yatağımın üzerindeki yastığı alıp yanan yüzüme kapattım. İlk günüm rezilliklerle geçmişti. Hocanın yüzüne nasıl bakarım bilmiyorum.

Sabah nefesleri yüzüme çarpınca mayışmıştım. Ne o hareket ediyordu ne de ben. Dudaklarına bakmamak için kendimi zor tutmuştum. Birbirimizin gözlerine dalmışken çalan kapı sesiyle kendimize gelmiştik. Ben oradan nasıl kaçtım, ne ara yurda vardım hiçbirini hatırlamıyordum.

Hemen alt katta Mavi'nin odasına gittim. Oda arkadaşları dışardaydı. Hemen kahveleri masaya koydu ve kurabiyeleri yerken konuşmaya başladık.

"Ödevleri yapana kadar canım çıktı."

Ben hayıflanırken Mavi,gülüyordu. Ona göre gelmememin cezası. İlk hafta yalnız kaldığı için bana çok kızmıştı. Oysaki yurtta beraber kaldığımız kişiler ile son görüşmemiz idi. Herkes bir yere dağılmıştı. Ben ise çok uzak bir akrabamızın yanına hem çalışan hem kiracı olarak gitmiştim. Evet, yetimhanede büyüdüm ama hala iyi yürekli olan uzaktan akrabalara sahibtim. Galiba tek şansım onlara ve üniversiteye sahip olmamdı.

Kendi aramızda sohbet etmeye dalmıştık ki saat geç olmuştu. Tam odama inecekken Mavi birden bağırdı.

"Dilşah! Geliyor. Buraya gelecek."

Heyecandan yerinde zıplarken ben anlamaz bakışlarla onun yatağın üstünde zıplamasını seyrediyordum. Alt katta kalanlara üzüldüm.

"Kim geliyor? Delirdin iyice. Bir yerinde dur da anlat, kim geliyor?"

Beni duymuyordu bile. Hala zıplıyor ve telefona bakmaya çalışıyordu. Diğer yataktaki yastığı alıp ona vurmaya başladım yavaşça. Mavi daha çok gülüp kendi yastığını alıp bana vurmaya başladı. İkimiz yorulana kadar yatağın üstünde yastık savaşı yaptık. İlk pes eden bendim ve yatağa direk uzandım. Mavi yanıma o da hızlı nefesler ile uzandı.

YÜREĞİMDEN TUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin