Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık. Sevilmeyi beklerken,beklemeyi özlemişiz (Cemal Süreya)
...Hafif yağmur Rize'yi sarmıştı.
Toprak kokusu yurdun etrafını sararken güzel bir düş manzarası bize sunuyordu. İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır derler ya kendi yolumu çizmek için ilk küçük adımım üniversitede kısmı iş olarak bugün öğlene kadar kütüphaneyi düzenleyip orada çalışmam lazımdı. Hafta sonlarım bu iş sayesinde boş geçmez. Buraya adapte olmanın en çok katkılarından biridir bu iş. Hiç kimsenin nerdeyse olmadığı üniversitede sessiz ortam hem huzur hem de ürkütücü bir yanı vardı.Kütüphanenin kapısını kilidini açtım ve kitapların kokusunun hakim olduğu için nefes alıp montumu ve çantamı sandalyeye koydum. Masanın üstündeki ve yanlış dizilmiş kitapları doğru şekilde dizmeye başladım. Kitaplarla aram seçtiği bölümle de anlaşıldığı gibi iyidir. Raflara kitap dizerken elime en sevdiğim uçurtma avcısı kitabını aldım, üç defa bu kitabı okumuştum. Bir çocuğu kendi renklerinize göre boyayamazsınız, derdi kitapta ve ben bir gün abim beni affeder diye onu sevdiği şeyleri yapmaya çalışırken sonucunu gidişini seyretmekle bulmuştum. Onu bazen o kadar çok özlüyorum ki bilse bu duygularımı bir gün kavuşa bilir miydik?
Kapı açılma sesi gelince raflardan kafamı kaldırıp kapı yönüne doğru yürümeye başladım. Kimseyi göremeyince duyduğumdan şüphelendim. Boşverip işime geri döndüm. Kitapları dizme işim bitince kontrel etmek için raflara göz ucuyla bakarak kontrol ederken en uc rafa geldim. Tam dönerken biriyle çarpıştım. Dengemi tutamadım ve çarpıştığım kişiyle beraber yere düştük. Dudaklarımın arasından şaşkınlıktan tiz bir nida çıktı. Gözlerim kendiliğinden kapanırken kalbim durmuş gibi oldu.
Filmlerdeki gibi saçlarım önüme gelmedi tabi çünkü tesettürlüyüm. Kirpiklerimi kırpıştırıp araladım. Altımdaki bedene baktığımda duran kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Bu sefer heyecandan tiz bir ses çıktı. Siyah gözleri beni buldu. Bu adam kimdir,necidir? Bilmiyorum ama ilk görüşte ondan hoşlandığımı kabul ediyorum fakat yanlış kişi yanlış zamanda birisini bulmuştum. Toparlanıp üstünden hemen kalktım. Elim refleksle kalbimin üzerine koydum.
"Hocam?"
Yerinde donmuş gibi hareket etmeyen Mazhar hoca beni daha çok korkuttu.
"Dilşah!"
Kendine gelip yerden kalktı.
"Senin burada ne işin var?"diye sordu.
"Hocam ben burada kitapları düzenliyordum iş gereği. Asıl sizin hafta sonu burada ne işiniz var?"
Mazahar hoca anladım gibisinden kafanı salladı. Arkasında öğrencilerin okuma ve çalışması için ayrılan masaların bir tanesinde suyunu eline alıp bana döndü.
"Korkuttun beni." Elindeki suyu bana uzattı.
"Siz de hocam."dedim ve elindeki bana uzattığı suyu aldım.
"Kusura bakma seni görmedim içeri girerken. Ben de bugün konser öncesi bazı işlerimi halletmek için üniversiteye geldim. Boş vaktim olunca da buraya gelip bir kaç roman almak için geldim."
Anladım gibisinden ben de kafamı aşağı yukarı hareket ettim.
"İşin bitti ise yanımda kahve getirdim berber içelim. Yorgunluğunu alır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİMDEN TUT
ChickLitDilşah yetimhanede büyümüş genç kız,üniversite kazanır ve öğretmenine karşı bir takım duygular besler. .Öğretmen-öğrenci. Tek şansım üniversiteyi kazanmaktı. Belki bundan sonra gökyüzü asla yıldızları eşit paylaşmayacaktı ama bir tane de olsa görme...