Nancy~
Jonathan ile motors motel'e gelmiştik. Resepsiyon kısmına geldik ve konuşmaya başladım. "Biz bir oda istiyoruz."dedim. "Odamız var. Tek yataklı mı, çift yataklı mı olsun?"dedi kadın. "Çift."dedik aynı ayna.Odaya geldiğimizde yataklarımızda oturuyorduk. "Nance. Kapatayım mı?"dedi ışıkları göstererek. Güldüm. "Ne?"dedi. "Yok bir şey. Sadece... deja vu yaşadım."dedim.
"Evet."dedi. "Sence tuhaf değil mi?"dedim. "Ne?"dedi. "Sadece dünyanın sonu geldiği zaman takılmamız."dedim. "Sonu gelmiyor."dedi. "Bana öyle geliyor."dedim.
Elimdeki yara izine baktım ve güldüm. Elimi jonathan'na uzattım. "Seninki duruyor mu?"dedim. Elini elimin yanına koydu ve çizgiyi gördüm. "Evet."dedi.
"Benimki daha büyük."dedim. "Tebrikler."dedi. "Sağ ol."dedim. Birbirimize baktık ve sonra ellerimizi çektik.
Yatağa yatıp, "ne oldu?"dedim. "Nasıl yani?"dedi. "Bize?"dedim. "Onca şeyin ardından, sen...ortadan kayboldun."dedim.
"Will'in bana ihtiyacı vardı."dedi."bir de Steve..."dedi. "Bekledim."dedim. "Sadece bir ay."dedi. Sinirlenip arkamı döndüm.
"Işığı kapa."dedim. Işığı kapadı ve uykuya daldık.
Max~
Mia kalkmadığı için billy beni atari salonuna bırakmıştı. "Bir saate çıkmazsan..."dedi. "Eve yürürüm. Biliyorum."dedim ve kaykayımı aldım. "Alo! Tavrına dikkat et bok kafalı."dedi.Hızlıca sürmeye başladı ve arkasından orta parmak çektim. İçeriye girip hızlıca yürümeye başladım. Dig dug'ın önüne geldiğimde kağıdın üstünde 'BOZUK' yazıyordu.
"Kusura bakma yol savaşçısı."dedi sanırım buranın sahibi olan çocuk. "Ne oldu?"dedim. "Ana kartta kısa devre. Çok yazık oldu. Ama üzülme, arkada çalışan bir makine var."dedi. Yürümeye başladı, bende arkasından takip ettim.
Elindeki cips'i bana uzatıp,"şunu tutsana."dedi. Cebinden anahtarı çıkartıp kapının kilidini açtı. Kapıyı açtığında içeride diğer makineyle Lucas oyun oynuyordu. Beni görünce gülümsedi. Aklımdan'şaka mı bu?'dedim. İçeri girdim ve çocuk," bu kez o randevuyu ayarlasan iyi olur."dedi.
"Ayarlayacağım dedim."dedi Lucas. "Ayrıca yaş sınırına uygun davranın."dedi çocuk. Bana göz kırptı ve kapıyı kapattı.
İkimizde yüzü ekşidi. Lucas'a dönüp, "bu ne şimdi sapık?"dedim. "Kusura bakma. Güvenli bir yer olmalıydı."dedi. "Ne için? Psikopt gibi görünmek için mi?"dedim. "Geçen yıl olanlarla ilgili tüm gerçekleri anlatacağım ama biri öğrenirse tutuklanabilirsin."dedi.
"Muhtemelen ölebilirsin."dedi. "Öldürülür müyüm?"dedim. "Senden duymam lazım. Riski kabul ediyor musun?"dedi. "Tanrım! Bu çok aptalca!"dedim. "Riski kabul ediyor musun?"dedi. "Evet. Olur. Peki. Riski kabul ediyorum."dedim ve kaykayımı yere bırakıp bir sandalyeye oturdum.
Karşıma oturdu. "Anlat bakalım."dedim ve kollarımı birleştirdim. "Geçen yıl...will ormanda kaybolmadı."dedi. Başka bir yerde kayboldu."dedi ve anlatmaya devam etti.
Dustin~
Hızlıca mike'ın evine doğru bisikletimi sürmeye başladım. Kapıyı çaldım ve bay wheeler kapıyı açtı."Hattınız iki saatten fazladır meşgul bay wheeler. Farkında mısınız?"dedim sakince. "Farkındayım."dedi. "Mike evde mi?"dedim. "Hayır."dedi. "Değil mi? Hangi cehennemde peki?"dedim. "Karen, oğlumuz nerede?"dedi bağırarak. Bayan wheeler arkadan bağırarak,"Will'de!"dedi.
"Will'deymiş."dedi. "Aradım, kimse açmıyor."dedim. "Nancy. Ya nancy?"dedim. "Karen, nancy nerede?" Dedi adam. "Ally'de"dedi. "Ally'deymiş." Dedi.
"Çocuklarımız artık evde yaşamıyor. Bilmiyor muydun?"dedi. "Ciddi misiniz?"dedim. " benimle işin bitti mi?" Dedi. "Lanet olasıca. Hiç faydan yok, farkında mısın?"dedim ve yürümeye başladım. Arkamdan,"hop! Laflarına dikkat et."dedi.
Bisikletimi kaldırıyordum ki Steve'in arabası evin önünde durdu. Arabadan elinde güllerle çıktı ve kapıya doğru yürüdü. Bir şeyler söylüyordu. "Dinle. Düşündüm de... seni seviyorum. Özür dilerim. Ben niye özür diliyorsam."dedi.
"Steve,çiçekler bay ya da bayan wheeler'a mı?"dedim. "Hayır."dedi. "Güzel."dedim ve çiçekleri elinden alıp arabasına yürümeye başladım. "Ne oluyor?"dedi. "Nancy evde değil."dedim.
"Nerede?"dedi. "Önemi yok. Aşk meşkten daha önemli dertlerimiz var. Sopan duruyor mu?"dedim ve arabasının kapısını açtım. "Hangi sopa?"dedi. "Çivili olan."dedim.
"Neden?"dedi. "Yolda açıklarım."dedim ve içeri girip kapıyı kapattım. "Şimdi mi?" Dedi. "Şimdi."dedim.
Max~
"Kızı en son o zaman gördük. Sonra ortadan kayboldu. O kadar zaman geçtiğine inanamıyorum. Dün gibi geliyor."dedi. "Evet. Yani eminim."dedim. "İnanılmaz. Biliyorum."dedi. "İnanılmaz ama... epey beğendim."dedim. "Beğendin mi?"dedi. "Evet. Gerçi bazı yerleri aklıma yatmadı."dedim. "Aklına yatmadı mı?"dedi."Bazı yerler banaldi."dedim. "Neden bahsediyorsun?"dedi. "Keşke daha özgün olsaydı. Hepsi bu."dedim. "İnanmıyor musun?"dedi. "Lucas...ciddi misin?"dedim.
"Beni saf mı zannediyorsun?"dedim. "Neden uydurayım?"dedi. "Bilmem. Beni etkilemek için olabilir mi? Ya da sadece delisin."dedim. "Sana bu çok gizli olayları anlatıyorum. Hayatımı riske atıyorum. Tepkin bu mu?"dedi.
"Hayatını riske mi atıyorsun?"dedim. "Bunu komik mi buluyorsun?"dedi. "Evet.yani...komik sayılır.Aptalca ama komik."dedim. Ayağa kalktım ve kapıyı açacaktım ki mia karşımda belirdi.
Mia~
Billy, max'i atari salonuna bıraktığını söyledi, bende onun yanına gitmeye karar verdim. Atari salonuna vardığımda bir çocuk cips yiyordu. Atari salonunu gezdim ama max yoktu. En sonunda çocuğa sordum. "Max mayfield nerede biliyor musun?"dedim. "Çılgın max mi?"dedi. Kafamı salladım. Eliyle arkasındaki kapıyı gösterdi. Kapıyı açtım ve karşımda max duruyordu."Niye buradasın?"dedim. "Bana aptal bir hikaye anlattı."dedi ve lucas'ı gösterdi. Kolumdan çekip beni odadan dışarı çıkardı. Arkamızdan lucas'da geldi.
"Senin derdin ne? İstediğini verdim."dedi Max'e. "Grubun parçası olmak istedim, bir şakanın değil."dedi max. "Şaka değil."dedi. "İyi iş çıkardın, tamam mı? Tecrübe puanı kazandıracaksa diğerlerine yalanlarına inandığını söyle."dedi max. Max yürümeye başladı bende arkasından geldim. Lucas max'in kulunu tutup, "grubumuzun bir çok kuralı var ama en önemlisi,'arkadaşlar yalan söylemez.' Asla. Ne olursa olsun."dedi. "Öyle mi?"dedi max ve Dig dug'ın yanına gidip üstündeki kağıdı yırtıp lucas'un üstüne yapıştırdı.
"Peki bunu nasıl açıklıyorsun?"dedi max. "Seni korumak İçin buna mecburdum." Dedi Lucas. "Tam olarak kimden korumak İçin? Hawkins laboratuvar'ındaki kötülerden mi?"dedi. "Ne?"dedim ama bana bakmadılar bile. "Sesini alçat."dedi Lucas. "Yoksa başka boyuttan gelen demogorgon'dan mı?"dedi max. "Demo- ne?"dedim. "Max,ciddiyim, sus!"dedi Lucas ve max oyunu oynamaya başladı. "Hayır! Buldum! 11'den. O kız..."dedi ve Lucas eliyle max'in ağızını kapattı.
"Hey!"dedim ve elini çektim. "Kes konuşmayı. Bizi öldüreceksin."dedi Lucas. "Anlıyor musun?"dedi. "Sen ciddi misin?"dedi max. "Keşke olmasaydım."dedi Lucas."Ne oluyor?"dedim ikisinede bakıyordum.
"Kanıtla."dedi max. "Neyi kanıtlasın?"dedim. Sanki görünmezdim. "Kanıtlayamam."dedi. "Ne yani? Sözüne mi güveneceğim?"dedi. "Evet."dedi Lucas.
Dışarıdan billy'nin arabasının sesi geldi. Max'in koluna vurdum ve bakıştık. Max kaykayını aldı ve kapının önünde durduk. "Sıçtık. Gitmemiz gerek."dedi max. Max, lucas'ın elini tutup, "Hemen arkamızdan çıkma. Tamam mı?"dedi max.
Kapıyı açıp hemen arabaya koştuk. Lucas arkamızdan,"bana inanıyor musun?"dedi.
Arabaya bindik ve billy konuşmaya başladı. "Ne demiştim sana?"dedi. "Geç kalmadım."dedi max. "Neyi kastettiğimi biliyorsun."dedi. "Lucas mı?"dedi max.
"Artık ismiyle mi hitap ediyoruz?"dedi. "Burası küçük bir yer. Takılmıyorduk." dedi max. "Yalan söylediğinde ne olduğu malum."dedi billy. "Sakın."dedim. "Yalan değil."dedi max. Billy arabayı çalıştırdı.
....................................................................
Bu bölüm biraz saçma oldu ama bir sonraki bölümler harika olucak.Beğendiyseniz lütfen vote'layın.
Görüşürüzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stranger things-Steve harrington
AdventureHawkins'e yeni taşınan mia mayfield, hayatına devam etmeye çalışırken Steve harrington ile tanışır. Kardeşi max ile iyi anlaşırken, (üvey) kardeşi billy ile hiç anlaşamamaktadır...