.7 | kurşunlarala dans

147 21 18
                                    

All Might'ın onun performansının düşük olduğunu fark ettiği günden beri bir ay geçmişti. O günden beri ne kadar istemese de kahramanlık derslerinden önce bir şeyler yemeye özen gösteriyor, performansı asla düşmesin diye kendini parçalarcasına çok uğraşıyordu. Bazen ilerlediğini bile hissediyordu. Eskiden zorlukla yapabildiği bazı hareketleri, hayalini kurduğu özel patlamaları kolaylıkla yapabiliyor ve uğraşları sonunda biraz da olsa başardığı için kendini iyi hissediyordu. Derslerini de geri toparlamayı başarmıştı. Bir sürü teneffüsü ve okuldan sonra vaktini öğretmenlerine sorular sorarak, akşam vaktini odasında tekrar ederek geçirdiği için dikkatini toplayamadığı onlarca dersi telafi etmiş eski notlarına geri kavuşmuştu. Akademik olarak olduğu yere geri gelmiş hatta daha iyisini bile yapmıştı.

Ama fiziksel ve psikolojik sağlığı olarak aynı şeyleri söylemek imkansızdı. Kusmaları eskisinden çok daha artmıştı. Dişleri hassaslaşmış, yüzü şişmişti ve boğazı sürekli asit kustuğu için 7/24 yanıyordu. Arkadaşları ve Deku daha da üstüne gelmeye başlamış bu da onlarla ilişkisini kısıtlamasına sebep olmuştu. Artık eskisi gibi onların yanında zaman geçirmiyor, odasından pek ayrılmıyor hatta eskisi gibi onlara yemek pişirmiyordu. Hepsi Katsuki'nin onlardan uzaklaştığının farkındaydılar, Katsuki'nin ne kadar derslerde ve egzersizlerde iyiye gittiğini bilseler de gün geçtikçe daha da küçüldüğünü ve solduğunu görebiliyorlardı. Ama ne zaman herhangi biri bu konu hakkında konuşmaya çalışsa Katsuki hemen bir bahane bulup kaçıyordu. Sero bile öğle yemeği zamanı yaptıkları sigara kaçamaklarında ağızından laf almaya çalışsa da başarısız olmuştu ve arkadaşıyla olan tek etkileşimini kaybetmemek için bu konuyu bir daha asla açmamıştı.

Arkadaşlarıyla ve Deku'yla olan etkileşimini minimuma indirmiş olsa da hala gününün büyük bir bölümünü onlarla geçiriyordu ve hala saklaması gereken şeyler vardı. Bu yüzden onlarla olduğunda yemeğini yiyor, pişman olup boğazı asitle kavrulana kadar kusuyor, bazen de çok kötü hissettiğinde odasında jiletle baş başa vakit geçiriyordu. Yaraları gün geçtikçe artsa da artık onlara bakmaya ve onları gizlemeye iyice alışmış hatta gizleme sanatını mükemmelleştirmişti. Şu ana kadar kimse onu yakalamamış hatta onun bildiğine göre kimse şüphe etmemişti bile. Tabii ki de yanlış biliyordu ama bu başka bir günün konusuydu.

____________

Kacchan iyiye gitmiyordu. Bakusquad'la beraber ne kadar uğraşsalar da bütün çabaları boşa çıkmış hatta Kacchan'ın hepsinden daha da uzaklaşmasına sebep olmuştu.

Öğle yemeklerinde kendi arkadaşlarıyla oturmuyor hatta yemekhaneye bile inmiyordu. Bazen İzuku onu yakalamayı başarsa da çoğu zaman farklı yerde egzersizlerini yapıyor ve yemek pişirmediği günler neredeyse uyku saatinde geri dönüyordu. Bütün sınıf için kahvaltı ve akşam yemeği pişirmeyi bırakmamışsa da artık hiçbir zaman onlarla masada oturmuyor, büyük ihtimalle de bir şeyler yemiyordu. İzuku her atıştırmalık, smoothie ya da herhangi bir şey teklif etmeye kalksa her seferinde bir bahane bulup reddediyordu. İzuku bu saçma bahanelere inanacak kadar salak değildi ama Kacchan, Kacchan'dı. Onu kimse istemediği bir şey yapmak için zorlayamazdı.Bir de soyunma kabinindeki davranışları vardı tabii ki. Bir kaç haftadır sanki vücudunu herkesten gizlemek istercesine ya insanlardan önce ya da tuvalette değiştiriyordu. En yakın arkadaşları ve İzuku biliyordu yemediğini ve hepsi tahmin edebiliyordu ne kadar zayıflamış olabileceğini. Ama göremedikleri için kesinlikle emin olamıyor bir şey de yapamıyorlardı.

Bu sırada bir de İzuku'nun kabusları vardı. O geceden beri onun peşini bırakmayan bu kabuslar. Her seferinde Kacchan'ı tam yakalamışken, tam kurtaracağına inanmışken aşık olduğu yakut gözlü çocuk kollarında ölüveriyordu. Ve İzuku her seferinde nefes nefese kalkıp sarışının gerçekten ölmediğine, ölmeyeceğine kendini inandırana kadar gözüne bir damla uyku girmiyordu.

.something wicked | slow updateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin