"Galatasaray"
✭
Henüz beş yaşımdayken erkek kuzenlerimin kullandığı garip terimlerin ne olduğunu anlamadığım için bana da anlatmalarını istemiştim. O zaman aralarından şimdi en yakın arkadaşlarımdan biri olan kuzenim yanıma gelmiş ve bana bir soru sormuştu.
"Elis, sen hangi takımı tutuyorsun?"
Kafam karışmış bir şekilde Hayal'in yüzüne bakarak ona "Neyden bahsediyorsun?" diye sormuştum. O ise kıkırdamış ve elinde sürekli yediğimiz cipslerden çıkan kartları bana göstermişti. O kartlardan hiçbir şey anlamadığım ve pek de dikkatimi çekmediğimden hep çöpe atmıştım.
"Bak bu, Beşiktaş." diyerek siyah beyaz rengindeki kartı gösterdi. Yüzünü buruşturup onu yere atmıştı.
Daha sonra diğer kartı gözüme sokmak istercesine kocaman gülümseyerek "Bu da Fenerbahçe." dediğinde gösterdiği şeyi sevdiğini anlamıştım. Sarı ve lacivert renginde ki kartı az önce ki kart gibi yere atmak yerine avucunda tutmaya devam etmişti.
Elinde kalan son kartı kötü bir şeymiş gibi ucundan ucundan tutarak yüzüme gösterdiğinde gördüğüm renklerle gülümsemiştim. Kırmızı en sevdiğim renkti ve ben pek sarıyı sevmiyor olsam da bu iki rengin uyumunu hemencecik sevmiştim. Elimle kartı tutup avucuma alarak Hayal'e bakarak,
"Ben sarı kırmızıyı tutuyorum." demiştim.
Çocuk sesiyle gülerek alnıma vurmuştu.
"Onun ismi sarı kırmızı değil aptal, Galatasaray."
Alnımdaki elini ittirerek kartı incelemeye devam etmiştim. O ise takımların ne olduğunu, futbolu bildiği kadarıyla anlatıyordu. Karşımızda oturan çocuklar topla oynarken elini kaldırıp onları işaret etmişti.
"Futbol bu işte, büyük büyük adamlar bir topun peşinden koşup gol atmaya çalışıyorlar. Kim en çok golü atarsa o kazanır, aynı sayıda gol atarlarsa ya da hiç gol atamazlarsa da berabere kalırlar."
Kafama takılan onlarca şeyi yeni bir şeyler öğrenmenin sevinciyle sormuş ve bazılarını bilmeyen Hayal'i bırakıp bunu daha iyi bilen amcama gitmiştim. Avucumda ki kartı ona gösterdiğim de gülümsemişti.
"Amcasının yeğeni işte!" o da sarı kırmızıyı tuttuğu için bu kadar çok sevinmişti.
Amcamın kucağına oturarak Galatasaray ve futbol hakkında bir sürü soru sormuştum, o ise hiç sıkılmadan bir bir cevaplamıştı beni. En sonunda kendi kendimle kaldığımda bir türlü ismini söyleyemediğim için tuttuğum takıma sarı kırmızı diyordum. Bir süre sonra sarı kırmızıya olan tutkumla yıllarım geçmişti.
Benim için Galatasaray hayatta ki en önemli şeydi.
Mutlu olduğumda Galatasaray, mutsuz olduğumda Galatasaray, her şeyimle Galatasaray'ım vardı.
İlk kez stada gittiğimda şimdiki nef stadyumuna değil Ali Sami Yen stadına gitmiştim. Hayatımın en önemli ve en güzel anlarından biriydi.
Bütün güzel anılarım Galatasaray'dı.
Büyüyüp üniversiteye başlayacağım zaman ailemin tüm tepkisine rağmen Galatasaray için binbir umutla uğraşıp muhabir ve gazeteci oldum. Mezun olduğumda binbir uğraşla ailemin olumsuz eleştirilerine rağmen orada staj yapmıştım.
Galatasarayla olmak benim için her şeyden iyiydi.
Tüm hayatım sarı kırmızıdan ibaretken bu tutkumu asla anlayamayan diğer insanlar beni bu yönden eleştirmeye çalışmıştı. Ben ise Galatasaray'a daha çok bağlanarak onlara cevabımı vermiştim.
Ailemin durumu gayet iyiyken neden böyle bir şey istediğimi anlayamıyorlardı, en başta onlar tutkuma karşıydı. Amcam bile abarttığımı savunarak beni en çok üzen kişi olmuştu. Fakat inadımdan ödün vermeyerek oldukça yüksek olan puanımla istediğim bölümü vermiştim.
Sonra mezun oldum.
Daha sonra gece-gündüz demeden çalışarak Galatasaray'ın muhabiri olmak için çalıştım. Tabii tek uğraşım sadece bu değildi. Birde Galatasaray'ın bir üyesi olmak için uğraşıyordum.
"Başardım." diyerek sessizce fısıldadım.
Telefonuma gelen mesaj aklımı kaçırmama sebep olacaktı neredeyse! Çünkü ben tüm uğraşlarımın ve çabamın karşılığını alarak önce Galatasaray'ın en genç üyesi oldum, daha sonra da bizzat takımın muhabiri oldum.
"BAŞARDIM!" diye tüm gücümle bağırdığımda etrafımdakiler bir deliye bakıyormuş gibi izlemişti beni.
"Galatasaray, seni çok seviyorum!"
✭
Nefes almayıp kitap yazan benden, herkese merhaba! Kitabıma hoş geldiniz..
Şuraya okuma tarihinizi,
Buraya da hangi takımı tuttuğunuzu yazar mısınız?
Son kısmı hariç bu bölüm kendi yaşadıklarımdır.
Ve evet bu kitabı kendimden esinlenerek yazıyorum wksmwjdnejjsn. Galatasaray'ıma üye olmak ve muhabirleri olmak küçüklükten beri hayalimdi.. ama ailem buna izin vermedi :")
Ayrıca kitabımda takımların birbirine karşı küfürleri olacaktır, şimdiden uyarayım.
❥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
Teen FictionPeki siz hiç aklınıza her geldiğinde küfür ettiğiniz bir adama aşık oldunuz mu? Ben oldum.. ▪︎ Bakışlarım dolgun dudaklarına gittiğinde sertçe yutkundum ve gözlerine baktım, o da dudaklarıma bakmıştı. Boğazımı temizleyip, "Bu ne demek şimdi?" dediğ...