Ceza Sahası

553 54 11
                                    

"Ceza Sahası"

Burun deliklerime sızan kokuyla derin bir nefes aldım, ne ara Koranla sarıldığımızı bile anlamamışken kendimi de ona sarılırken buldum. Büyük bir şaşkınlıkla Koran'dan ayrılarak yüzüne baktım.

"Neden ağlıyorsun?"

Burnumu çektim ve bakışlarımı kaçırdım, ağlarken beyaz tenimin lanetiyle tüm yüzüm kızarırdı. En çokta burnumun ucu, Koran'ın bakışlarının en çok burnumda gezinmesi hoşuma gitmedi.

"Gerçekten sebebini merak ediyor musun?"

Yüzüme baktı, elamsı gözleri inceledi tenimi. Yine burnumda oyalanan bakışları yüzünden avuç içimle burnumu kapatasım geldi.

"Gerçekten merak ettim."

Neden ediyordu ki? Benden nefret etmiyor muydu? Yoksa ağlarken gördüğü için üzülmüş müydü?

Haklıydım değil mi? Gerçekten göründüğünün aksiydi o, öyle kolay kolay surlarını kimseye yıkmadığı belliydi ama ben onu az önceden itibaren sinir bozucu bile bulamıyordum.

Bakışlarımı Koran'dan ayırdım, anlatacağımı anlamış olacak ki yan tarafıma oturdu. Kırk yıl düşünsem Fenerbahçe'nin futbolcusuyla özellikle Koranla kaldırımda yan yana oturup konuşacağımı düşünmezdim. Halen inanılmaz geliyordu.

"Ailemden ayrıyım, bazı sebeplerden dolayı görüşmüyoruz."

Bakışlarını üstümde hissettim. Aileden bahsetmek istemiyordum aslında, çünkü herkesin bildiği gibi Koran'ın annesi birkaç yıl önce kanserden dolayı vefat etmişti. Koran'ın çoğu kez kanser derneklerine yardımda bulunduğunu duysamda kimsenin duymasını istemediği için medyaya yansımıyordu.

"Özel ama sormak istiyorum, neden?"

Gülmek istesemde aklıma düşen ailem yüzünden gülesim kaçtı. Onunla dertleştiğime hala inanamıyordum, daha iki gün önce birbirimize nefret kusuyorduk. Her ne kadar dün garip davransada ilk kez kendimi ona bu anda yakın hissettim.

Sebepsizce çekinmiyordum.

Onun hakkında her şeyi biliyordum, o da birkaç şey bilirse sorun olmazdı.

"Benden seçim yapmamı istediler, ben de onları seçmedim."

Gülümsediğini hissettim.

"Bu konunun altından da Galatasaray çıkacak gibi hissediyorum."

Gözümden düşen bir yaşı umursamadan ona baktım.

"Galatasaray'ı seçtim."

Elini uzatıp yanağımda ki gözyaşının ıslak izini nazikçe sildi. Tenime değen parmaklarını hisseder hissetmez nefesimi tuttum.

Elini geriye çektiğinde üşüdüğümü hissedip kendime kaşlarımı çattım, o ise bana bakmaya devam edip "Pişman mısın?" diye sordu. Başımı iki yana doğru salladım.

"Asla."

Gülümsediğini gördüm.

"O zaman ağlamana da gerek yok Elis, mutlu olmayı seçmişsin."

Yüzünü yüzüme doğru yaklaştırdı.

"Kim olursa olsun seçim arasında bırakan insanlar dünyanın en bencil insanlarıdır ve yapman gereken ilk şey onları hayatından çıkartman."

Gülümsedim. Bakışları bir anlığına dudaklarıma kaydı. Sonra kendisini hemen toparladı, dudaklarımda ki gülümseme dondu.

"Ben de bununla çok karşılaştım."

Düşman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin