Komşumun Külü

526 49 28
                                    

"Komşumun Külü"

"İşleri vardır belki, hiç rahatsız etmeyelim."

Aslında onlara Koran'ın komşum olduğunu dahi söylememiştim, başta bunu pek önemsemediğim içindi. Şimdi ise garip bir rahatsızlıkla söylemek istemediğimi fark ettim. Hayal imalarda bulunup dururdu, Aras ise yeni bir imzalı forma derdine düşüp beni rezil ederdi.

İkisinin Fenerbahçeli oluşu bazen zordu.

Fakat tek Galatasaraylı olarak ikisinin de üstesinden geliyordum.

Aras ve Hayal'in bakıştığını göz ucuyla gördüm, masaya oturduğumda ikiside karşıma oturdu.

"Aranızda bir sıkıntı mı var, hem seni hastaneye nasıl götürdü?"

Avucumun içine aldığım kola dolu bardaktan bir yudum aldım, boğazım hafifçe ağrısını hissettirdi. Hayal anında elime vurup, "Kola içmesene mal, miden hala kötü." deyince omuz silkerek kolayı kendime çekip bir yudum daha aldım.

"Aslında pek hatırlamıyorum, o bana anlattı."

Zehirlendiğimi öğrendiklerinden beri bana karşı ekstra ilgili olmuşlardı. Hatta Hayal ailesini bırakıp yanıma taşınmayı bile teklif etmişti ama annesinin asla izin vermeyeceğini hepimiz biliyorduk. Hem onu da kendimle birlikte sürüklemek istemiyordum, hayatımı tamamen düzene sokma derdindeydim.

Kimse olmadan, kendi çabamla.

Şu kısa süreçte bunu gayet iyi başardığımı hissediyordum ama halen bir şeyler eksikti.

Koran'ın ismini vermeden komşumun tuz istemeye geldiğini söylediğimde aklıma başka yalan gelmediği için kendime küfür ederken ikisi karşımda katıla katıla güldü.

"Gerçekten tuz mu istemeye gelmişti?"

Kaşlarımı çattım, "Sanırım." deyince Aras'ın attığı sesli kahkahaya Hayal de eşlik etti.

Kapı çaldığı için bakışlarım hızla oraya döndü ama Hayal yerinden kalkıp, "Mete gelmiştir!" diye şakıyarak kapıya koşturunca rahatladım. Aras ise hala dalga geçme derdindeydi.

"Komşunun tuzu sayesinde hayatta kalmışsın."

Göz devirdim ve olayı kahkahalar atarak Mete'ye anlatan Hayal'e ters ters bakmayı ihmal etmedim.

"Komşunun külüne muhtaç olmuşsun gerçekten de."

Daha sonra başka konulardan konuşmaya başladığımızda tuz ve külüne muhtaç olduğumun komşunun konusu kapandı. Bundan memnuniyet duyarak gülümsemelerimin eşliğinde mideme ağır gelmeyecek şekilde beslendim. Hayal, annesinin aramaları sonucu beni öperek Meteyle birlikte çıkmışlardı.

Derin bir nefes aldım, çünkü Aras koltukta oturmuş yapacağımız konuşmayı bekliyordu. Aslında bana kalsa konuyu kapatmalı ve konuşmamalıydık ama o öyle biri değildi.

Küçücük bir sorun olsa bile halletmeyi isterdi.

Ona göre o küçücük konuşulmayan sorun, başka küçük konuşulmayan sorunlarla birleşip dağ haline gelebilirdi ve sonra o dağın altında kalınabilirdi. Sorunlarını çözme taraftarıyken ben her zaman kaçma taraftarıydım. Görmezden gelirdim, yokmuş gibi davrandığımda zihnimde bir süre sonra gerçekten hiçbir şey olmamış gibi takılırdı.

Ailemle olanlar gibi.

Başka biri olsaydı eğer karalara bağlardı belki ama ben başından beri bunu beklediğimi kendime inandırdığım için şimdi yoklukları bana fark etmiyordu.

Düşman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin