"Egoist Piç"
✭
Kısık sesli küfrümü kimsenin duymadığını sansamda Kemal bey kahkaha attığında beni duyduğunu anlamıştım.
"İyi dedin kız!"
Gülüşüne eşlik ettim. Küfür konusunda kendime engel olamadığım nadir anlar vardı, o anlardan biri de bu adamı gördüğüm zamanlardı. İçimde ona karşı bitmek bilmez bir nefret varken başka türlüsünün olması da mümkün değildi.
Bu nefretin sebebi kesinlikle her maçımızda bize gol atması değil!
Benden sadece iki yaş büyükken bu yaşında Fenerbahçe'nin efsaneleri arasına ismini yazdırmayı başaracak kadar iyiydi. Isınma hareketleri yapan adamı izlemeyi bırakıp kameranın önüne geçtim.
"Nasıl görünüyorum?"
Kemal bey gülerek baş parmağıyla işaret verdi, bu iyisin demekti. Mikrofonu dudaklarıma yaklaştırarak Kemal beyin parmaklarıyla üçten geriye doğru saymasını bekledim. Tüm heyecanıma rağmen küçük bir gülümsemeyle gayet profesyonel görünüyordum.
Üç, iki ve bir.
"Canlı yayındayız."
Kameraya bakarak gülümsedim.
"GSTV'den herkese iyi günler dileriz, Galatasarayımızın Fenerbahçeyle yapacağı dostluk maçı birazdan başlayacak."
Sahaya giren oyuncularımızla bu sefer bize ait tribünler gürültü çıkarırken Fenerbahçeliler ıslıklıyordu.
"Rakibimizin ardından oyuncularımız da ısınmak için sahadalar."
Kamerayı oyuncularımıza çeviren Kemal beyin ardından heyecanla oyuncularımıza döndüm. Hepsi de mükemmel görünüyordu, her birine hayran ve sadığım.
Galatasaray armasını taşıyan herkesin ben de yeri vardı.
Canlı yayına alacağımız kaptanın yanımıza gelmesini beklerken kalbim gümbür gümbürdü. Galatasaray da en çok sevdiklerimden biri de oydu, Fernando Muslera. Elinde ki eldivenleri takmadan bir eline alarak yanımıza doğru gelmeye başladığında heyecandan öleceğimi hissettim. Kocaman gülümsememle onunla menajerinin yardımıyla, arada bir kendisince araya kattığı Türkçe kelimeleriyle röportajı bitirmiştik. Cebimde ki telefonu çıkarıp ona gösterdim, gülümseyerek hemen onayladı beni.
Büyük bir mutlulukla yanına yaklaşarak selfie çektim.
"Gracias captâin."
İspanyolca konuşmamla Uruguaylı olduğundan kaşlarını kaldırıp kendi dilinde konuşmamla mutlu olmuştu. Yerim ben bu adamı! Yanımızdan gittiğinde heyecandan kızaran yanaklarıma avuçlarımı bastırdım.
"Heyecandan bayılacağım, tüm hayallerim gerçek oldu."
Kemal bey her hangi bir yorum yapmasa da omzumu sıvazlayarak beni anladığını belli etti. Bakışlarımı sahaya dikerek tüm oyuncularımıza tek tek baktım, ısınma sırasında olduklarından kameramı çıkarıp mükemmel denilecek düzeyde çekim yaptım. Her biri gerçekten de fazla iyiydi. Üstünde ki formaları yeterliydi!
Gözüm Kerem'e takılmışken yanından geçen Koran Bartu'yu gördüm.
Kerem aşkıma odaklanıp onu çekecektim ki o buna izin vermemiş, kendisi fotoğrafa dahil olmuştu. Hatta Kerem görünmezken onu çekmişim gibi bir poz olmuştu. Kameraya yansıyan fotoğrafına ardından onun durduğu yere baktım, elinde ki suyu başına dikmiş içiyordu. Yüzünde her hangi bir ifade yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
Teen FictionPeki siz hiç aklınıza her geldiğinde küfür ettiğiniz bir adama aşık oldunuz mu? Ben oldum.. ▪︎ Bakışlarım dolgun dudaklarına gittiğinde sertçe yutkundum ve gözlerine baktım, o da dudaklarıma bakmıştı. Boğazımı temizleyip, "Bu ne demek şimdi?" dediğ...