Ödev

4.3K 194 62
                                    

"Belki de elin elime bi değse,
Gerisi var hoşuna giderse."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bade'nin anlatımından
Beria hocanın verdiği yüz elli soruluk ödevi yapmak için içeri geçtim. Matematik kaynağımı çıkardım ama onun öncesinde konu anlatımı dinleyecektim. Çünkü konuyu bilmiyordum. Aslında okul hayatında başarılı bir öğrenciyim. Öğretmenler de genellikle benden memnundur yani fizik hocası hariç onun dersinde hep uyuyorum. Onun dışında iyiyim ama Beria hocaya bakmayıp tahtaya baksam çok büyük ayıp olurdu.

Konu anlatımı dinlemiş ve soru çözmeye geçmiştim. O kadar zor değildi. Zaten dinleyince yapabiliyordum. Uğraşlarım, savaşlarım, gayretlerim ve çabalarımın sonrasında bitirebilmiştim. Yine de yapamadığım bir kaç soru vardı. Onları da Beria hocaya soracaktım. Saat geç olunca çantamı hazırladım ve yatağımda uykuya daldım.

Alarmım çalınca hemen kapattım. Gözümü açmak yine çok zor olmuştu. Bu uyku düzenini oturtmam gerek. Hazırlandım ve kahvaltı etmeden çıktım. Çıktığımda Beria hoca arabayı çalıştırıp hızlıca gitti. Sanırım görmemişti. Okula vardığımda sınıfa girmemle Dersu'yu gördüm. Alper'de benden önce gelirdi normalde. Acaba gelmemiş miydi? Dersu'nun yanına ilerledim.

"Alper gelmedi mi bugün?"

Dersu bana dönüp yüzüme baktı. Yüzünde hoşnutsuz bir ifade vardı.

"Geldi, geldi de. Ceyda ile takılıyor. Off, ben Alper'e demeyeyim diyorum ama kıl oldum şu kıza."

Çantamı arka sıraya koydum ve konuşmaya başladım.

"Evet, bende Alper mutlu diye katlanıyorum. Neyse, dayanacağız başka çaremiz yok. Bide ben acıktım ya kantine gidelim."

Dersu inanamayarak bana bakıyordu. Ona "ne var?" dercesine bir bakış attım.

"Lan daha yeni geldik. Ne çabuk acıktın!?"

"Ya Dersu sanki bilmiyorsun kalktığım gibi kahvaltı edemiyorum."

"Doğru, doğru. Hadi gidelim o zaman."

Kantine gidip kendime iki tane poğaça aldım. Bir sürü seçenek varken poğaça alıyordum. Buna vizyonsuzluk mu denir, ağzının tadını bilen mi denir bilmiyorum. Her zaman üç tane alırdım, nadir de olsa iki tane de alırdım. İşte nadir zamanlarımdan birindeydim. Kantinde çalışanlar bir tane almama izin vermeyip ikincisini veriyordu. Hep

"Sen bunla doymazsın Bade. Tanıyoruz artık seni."derlerdi.

Haklılar da. Her sabah daha poğaçalar yeni getirilmişken gelip bir kaç tane alıp gitmemden ve gün içindeki oburluklarımdan artık beni tanıyorlardı.

Dersu ile masaya geçip oturduk.

"Bade, canım nasılsın?"

Sesin geldiği yere baktığım da Gamze hocayı görmemle gülümsedim. Ağzımdaki lokmayı bitirdim ve ayağa kalktım.

"İyiyim hocam, siz nasılsınız?"

Bakışlarını gözüme çıkarttı.

"İyiyim canım benim. Bir şey olursa lütfen yanıma gelmekten çekinme. Biliyorsun odam hemen şurada."

Halledebilirdik | GXG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin