"Eveeet herkes yemeğini bitirdiyse çember kuralım ve yere oturalım."diyen sınıf öğretmenimizi onaylayıp yere oturduk.Helin her zamanki gibi yanımdaki yerini kaptı.Serkan ona ters bakışlarını gönderirken Helin ona dil çıkarıp
"Ne kıskançsın Serkan ya aman.Ben kendi sevgilimin yanına gidiyorum.Hıh"dedi ve kalkıp Samet'in yanına oturup başını omzuna yasladı.
"Paylaşamıyorsunuz beni."dedim ve Serkan'a baktım.Omuz silkip Helin'in kalktığı yere oturdu.
"Helin'in sevgilisi misin,benim mi?"
"Bu nasıl bir soru Serkan? Tabii ki senin sevgilinim."
"Ama Helin'le daha çok öyle görünüyosunuz.Bana hiç ilgi göstermiyorsun."dedi ve dudağını büzüp kedi gibi koluma kafasını sürtmeye başladı.Halil
"Serkan mal mısın oğlum?"
"Niye?"
"Sürtünüyorsun kıza."
"Sevgilim değil mi?"
"Sevgilin diye sürtünecek misin?"
"Evet"
"Salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya."dedi ve karşımıza oturdu Halil.
"O ne saçma bir diyalogtu ya."dedim ve Serkan'a baktım.
"Bende anlamadım ki."
"Her neyse."
Herkes oturduktan sonra çoğunluğun ne yapmak istediğini konuştuk.Korku hikayesi isteyenle şarkı söylemek isteyen eşitti.Berkay ve Nazlı adında 2 kişi taş,kağıt,makas yaparak önce hangisinin yapılacağını karar verdiler.Nazlı korku hikayesi tarafıydı,Berkay ise şarkı söylemek.Nazlı kazandı ve
"Ben kazandım kazanmasına ama korku hikayesini kim anlatacak?"Helin
"Bence hiç gerek yok böyle bir şeye boş verin şarkı söyleyelim."diye atıldı hemen.Serkan
"Ne oldu,korktun mu?"
"Evet korkuyorum.Yalan söyleme gibi bir niyetim yok."
"Ya ne olacak sanki?"
"Serkan,uğraşma benle sevgilimin kankası falan demem kafa göz dalarım sana."
"Ay çok korktum!"
"Yeter Serkan." (Helin)
"Yetmez Helin." (Serkan) Helin, Samet'e döndü ve
"Halil haklı derken bir şey biliyorum da söylüyorum."
"Ya atışmayı kesin ve kimin anlatacağına karar verelim."diyerek atışmalarına son verdim.
"Senin kesin korkutacak hikayelerin vardır."dedi Nazlı.Başımla onaylayıp anlatmaya başladım. O sırada Halil ve Recep belli aralıklarla tuvalete gitme bahanesiyle kalktılar.
"Bodrum kata girmek yasaktı. Bu her zaman böyle olmuştu. Ve çocuk, annesinin koyduğu yasağı çiğnememek için direniyordu. Çünkü o annesinin sözünden hiçbir zaman çıkmazdı. Ama bir gün, bodrumdan gelen seslere daha fazla karşı koyamadı ve aşağıya inmeye karar verdi." Helin'e çaktırmadan bakıyordum. Gözleri büyümüştü.
"Sonuçta; annesi dışarıda çim biçmekle meşguldü ve o da bu sırada bodrumdaki küçük köpekle birazcık oynayabilirdi.
Hem belki de çok açtı köpek. Sonuçta; günlerdir ağlar gibi havlıyordu. Yanına biraz da süt alarak bodrum kata inmeye başladı ve kilitli kapıyı açtı. Aşağısı çok karanlıktı ve köpeğin hiç sesi çıkmıyordu. İçeri doğru biraz daha ilerlediğinde, gözleri karanlığa alışmış, etraftaki cisimleri seçmeye başlamıştı.