Helin BULUT
Odama çıkıp üstümü değiştirdim.Azra telefonla konuşuyordu.Yatağıma oturup telefonumda gezinmeye başladım.Az sonra kapı çaldı.Azra'nın bakacağını düşünerek kalkmadım.Ama tekrar çalınca kalkmak zorunda kalmıştım.Benimle aynı anda kalkan arkadaşıma söverek alt kata inip kapıyı açtım.Karşımda Halil ve Recep vardı.İçeri geçip oturdular.Bende arkalarından gittim.Halil,yanını gösterince gidip oturdum.Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.Bende kollarımı beline sardım.O sırada Azra geldi.O da Recep'e sarıldı.Halil konuşmaya başlayınca ona baktım;
"Kampın kaç gün olacağını öğrendim."
"Kaç gün olacakmış?"
"1 Hafta"
"Neden 1 hafta ya!"
"Aynı cümleyi bende kurdum."dedi Recep.Ona bakıp gülümsedim.
"Helin Hanım gelmek istemiyormuş!"
"Aaa neden?"
"Ya ne yapacağım ben orada ya?"
"Ya biz varız.Eğleniriz."dedi Halil ve devam etti;
"Birde sahil kenarı yapacaklarmış."Kalktım ve alkışlayarak
"Bak bu sevindirici haber işte"dedim.
"Helin"Azra bana seslenince ona döndüm;
"Efendim"
"Pratik odasına gidip dans edelim mi?"
"Olur.Hadi gidelim."dedim ve kolundan çekerek yukarı çıkardım.Recep ve Halil de arkamızdan yukarı çıktılar.Pratik odasına girip bilgisayarı hoparlöre bağladım.Random play dance açtım ve Azra ile dans etmeye başladık.
1 Saat sonra
Artık dans etmekten yorulmuş,yere oturmuştuk.Kapı çalınca Halil ve Recep aynı anda kalkıp kapıya koştu. Biraz didiştikten sonra kapıyı açtılar. Gelenle biraz ilgilenip kapıyı kapattılar. Birden Recep öyle bir ses çıkardı ki kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Halil sırtına vurup:
"İyice hayvanlaştın."
Ben:
"İğrençsin Recep ya..."
Azra:
"YAA İĞRENÇ KOKUYOOR!!"
"LAĞIM SUYU MU YUTTUN?!"Artık dayanamayıp kahkahayı bastım
Recep de:"Dün o fasulyeyi yemeyecektim."Aynı anda
"Ayyyyy!!!"
Tam içeri adımını atacaktı ki Halil:
"Defol git biraz dışarıda dur da götün hava alsın."
Azra artık gülmekten yere yatmıştı.
Bende onun gülüşüne güldüm. Halil elinde bir kutuyla girmişti.
" Bu ne?"
"Sana gelmiş" diyerek bana uzattı. Alıp baktım. Gönderen kişi abimdi. Heyecanla kutuyu açtım. O sırada Halil, Recep'le ilgileniyordu. Azra da gülmeyi bırakıp merakla kutuya bakıyordu. Kutuda parfüm vardı. Hem de uzun süredir aradığım parfüm... Azra parfümü elimden almaya çalışınca hızla kendime çekip;
"Ne yapıyorsun Azra?"
"Koklayacağım."
"Sıkma ama."
"Tamam,söz sıkmayacağım."deyince verdim.Kapağını açıp öyle bir çekmişti ki içine kahkaha atarak
"Hayvan.Ara sıra sıkarsın,bu kadar derin çekmene gerek yok."Recep
"Aynen"Böylece konuşa konuşa günü akşam ettik.Halil ve Recep'i evlerine gönderdikten sonra odama çıkıp duşa girdim.Üstümü giyinip tekrar alt kata indim.Salona geçtiğimde Azra başında havluyla oturmuş,telefona bakıyordu.Bende telefonumu alıp abimi aradım.Çok geçmeden cevap verdi:
"Abi"
"Efendim güzelim"
"Nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
