Azra'yı çadıra taşıdık. Sude ve Burak'ın da durumu iyiydi. Buse hoca telaşla yanıma gelerek
"Sude ve Burak'ın telaşından yanınıza gelemedim. Azra şuan iyi mi?" dedi.Başımı olumlu anlamda sallayıp
"Evet hocam şuan biraz daha iyi. Sude'nin yaralanması onu kötü etkiledi sadece." dedim. Serkan ve Samet koşar adım yanımıza geldi. Buse hoca"Yardıma ihtiyacınız olursa seslenmeniz yeterli. Bugün nöbet tutacağız. Nöbet sırası Batu Hoca'da fakat aradığınızda yardıma gelirim sıkıntı yok, tamam mı?" diyerek sırtımı sıvazladı. Hocanın koluna nazikçe dokunarak
"Teşekkür ederiz hocam. İyi geceler" dedim. Buse hoca 'iyi geceler' deyip çadırına doğru yürümeye başladı. Arkasından bakarak iç çektim. Samet ve Serkan'a döndüm.
"İkinizle biraz az önceki olay hakkında konuşalım mı?"
Sessizce başlarını salladılar ve Azra'yı duyabilelim diye çadırın yanındaki çimenlere oturduk. Sessiz ama anlaşılır bir ses tonuyla"Azra 13 yaşındayken kız kardeşinin ve annesinin babası denen o mahlukatın canice katletmesine şahit oldu. En ufak bir kan gördüğünde önceden çok canı yanardı. Ama artık onu atlattık. Sadece" diyerek Serkan'a baktım.
"Sadece bugün çok fazla olay yaşandı. Psikolojimiz bozuldu. Ona da bize de çok ağır geldi olaylar. Tabii Azra'yı fazla etkiledi orası aşikar."Serkan'ın omuzuna elimi koyarak
"Biliyorum Azra'nın bu krizine hiç denk gelmedin. O seni bile isteye itmez. Kriz anında beni bile görmedi. Görmez de.. Ona biraz anlayış göster olur mu? O seni çok seviyor. Ona destek çık" dedim.
Serkan sessizce yere bakarak
"Evet bu krizine hiç denk gelmedim. Beni ittiğinde kalbim kırıldı ama senin bu anlattıklarının hiçbirini bilmiyordum.." dedi. Bakışlarını bana ve Samet'e çevirdi.
"Azra'ya şu zamana kadar her kararında destek oldum. Başını belaya soktuğunda, ağladığında.. Ve bu durumunu bilmiyordum evet.. Merak etmeyin ona destek olacağım. O beni hayata döndürdü. Hayatımın anlamı o.. Gözlerindeki ışıltı, ses tonu, sevecenliği enerjimi yerine getiriyor. Ve evet bana bunları neden anlatmadı diye çocuklaşabilirdim. Ama onun bir bildiği vardır. Belki de sırf bu yüzden onu terk edeceğimi düşünüp mutlu bir insanmış gibi kendini tanıttı bize. Ama ben onu bırakmam, bırakamam Helin.."
Serkan sustu. Sesinde hüzün vardı. Kafasında düşünceler cirit atıyordu eminim. Ortamın sessizliğini bozarak güldüm.
"Bugün Azra'yla ben uyuyayım. Yarın zaten tüm bunları hatırlamayacağı için sabahın 6'sında dikilir ayağa." dedim. Samet ve Serkan beni onayladı. Ve ayaklandılar. Ayağa kalkıp önce Samet'e sarıldım. Sonra Serkan' a bakıp
"Geçecek bu günler.. Hadi iyi geceler" dedim ve çadıra girdim.Azra masum bir kız çocuğu gibi öylece uyuyordu. Kaşları çatıktı. Başını okşadım. Ne zaman kabus gördüğünü anlasam başını okşadığımda sakinleşirdi. Fısıldayarak
"Sen tanıdığım en güçlü kızsın. Atlatacağız bunu da birtanem.. Her zaman yanındayım." dedim ve başından hafifçe öptüm. Yastığı hazırlayıp çadırın üst camını açtım. Yastığa kafamı koydum ve yıldızları izleyerek uykuya daldım.
Sabah saat 6
Gelen hışırtıyla uyandım. Sağıma baktığımda Azra yine bildiğimiz gibi çantasında bir şeyler arıyordu.
Hafifçe sırtına dokunup uykulu bir sesle"Ne arıyorsun yine sabah sabah?" dedim. Arkasına döndü ve hafifçe gülüseyerek
"Uyandırdım mı sizi prenses hazretleri?" Bakışlarını çantasına çevirdi. Tekrar gürültülü bir şekilde aramaya başladı.
