Aile Ve Daha Fazlası

9K 468 26
                                    

Kurt halime dönüşmek istemesem de çırılçıplak tüm ormanı yürümek istemiyordum. Deniz arada bana kaçamak bakışlar atarak çantasını toparlıyordu.

Kurdumu serbest bırakıp hırlayarak dört ayak üstüne düştüm, şimdi gözleri bedenimi açıkça inceliyordu. Yanıma yaklaşan bedenin üstüne atlayıp yere düşürdüm, gözleri irice açılıp ellerini kaldırdı. Oyuncu bir şekilde avuçlarını yaladım, kafamı ellerinin arasından sokup yüzünü ve beni delirten boynunu da yaladım. Bronz teni, kokusu, tadı beni delirtse de ailem bizi bekliyordu. Dev gibi bir kurt olduğum için onun ince vücudunu taşıyabilirdim, zaten böylesi daha hızlıydı.

Üstündeki hırkadan dişlerimle tutup onu sırtıma yönlendirdim. En küçük kardeşim hariç kimseyi taşımamıştım, ama eşim için herşeyi yapardım. Sırtıma binmek istemeyen bedeni hafifçe hırlayarak yönlendirdim. Bacaklarını sırtıma atıp kollarını boynuma doladı hemen, kalp atışlarım hızlanmıştı. Yavaş tempoda başlayan koşum, eşim kendini bana sardıkça hızlandı. Sırtımdaki eşim kahkahalar atıyordu, yüzünü boynuma iyice yaslamıştı. Gülüşünü tüm vücudumda hissederken eve vardım, dış duvardan atlayıp eşimi düşürmeden altıma aldım. Yüzünü tekrar tekrar yalarken elleriyle beni engellemeye çalışıp gülüyordu, bahçeden eve açılan kapıda ailem bizi izliyordu. Hepsinin yüzünde parlayan gülümsemeler vardı, kader bağımı bulmam çok önemli bir şey olduğu için herkes tebrik için buradaydı.

Evden gelen et kokularıyla burnumu o tarafa çevirdim, Deniz de burnunu kokuya çevirip inler gibi bir ses çıkarttı.

"Et kokuyor, ımmm"

Annemin üstüme attığı kıyafetleri ağzımla yakalayıp yere bıraktım ve önce biraz silkelenip insan bedenime geri döndüm. Yerdeki kıyafetleri hızla giyinip eşimi yerden kaldırdım, elinden tutup bahçe kapısından geniş amerikan mutfağa yönlendirdim. Büyük yemek masası kurulmuş, yemekler servis edilmişti. Kardeşim klan reisi olduğu için tam karşımda eşiyle oturuyordu, bize de kutlama sebebi olduğumuz için bize de reisin karşısında yer ayrılmıştı.

Kader bağıma dönen kıskanç bakışları hemen farketmiştim, koruma içgüdümle yüksek sesle hırladım. Anında başları yere inmişti, kader şakaya gelmezdi. Deniz bana kaderin hediyesiydi ve kimsenin onu üzmesini kaldıramazdım. Kurdumu sakinleştirip eşimin elinden çekerek masaya oturmasını sağladım. Kocaman yeşil gözleriyle etrafını inceleyip, olayları anlamaya çalışıyordu.

Ailem ve klandan bir kaç aile bizimle kutlama yapıyordu, kendisinin eşim olduğu konusunda direten Yelda hala ara ara gözlerini Deniz'e dikip duruyordu. Ailem bizim için kadeh kaldırdı ve masanın çoğu kadehlerini ellerine alıp karşılık verdi. Birkaç kişi ise sadece tebrik etmekle yetindi, eşimin güzelce doyduğundan emin olmak için tabağını etle dolduruyordum sürekli. En sonunda verdiğim eti benim tabağıma geri koyup kulağıma eğildi. 'Biraz daha yersem kusarım, doldurup durma artık' Kulağımı okşayan sesiyle mest olmuş bir şekilde eşime döndüm, gözleri yukarı kıvrılan dudaklarıma kayınca bakışları etraftaki insanlara döndü hemen.

Dolunayın ikinci gecesi eşlerin zaptedilemez olduğu gece olduğundan evimizde kimse kalmamıştı. Dolunayın etkisi saat dokuz gibi başlayacaktı ve saat şuan yediydi. Deniz'i uyarmak istesem de benden köşe bucak kaçıyordu, en sonunda mutfakta hırlayıp üstüne atladım. Hazırlıksız yakalanan eşim kollarını boynuma doladı düşmemek için, ellerimi beline sarıp onu sertçe kendime bastırdım.

" Konuşmamız lazım, bu gece...yani aslında iki saat sonrası hakkında." Gözleri dudaklarımla gözlerim arasında gidip geliyordu, elimi yanağına dayayıp biraz okşadım. "İnsan olarak kalmam biraz zor olacak, kurdum seni istiyor. Seni öyle çok istiyor ki ifade etmek çok zor. Sürekli dürten bir arzu dalgasıyla kontrolümü kaybettirmeye çalışıyor. Bu gece eğer kontrolümü kaybedersem benden kaçma. Biliyorum zor ama uysal davran, boyun eğ.. kurdum senin her arzunu karşılamak için çıldırıyor olacak. Ona ne istediğini göster, belli et."

Söylediklerim onu utandırmış olacak ki kafasını boynuma gömüp kafasını salladı sessizce.

"Bende tekrar dönüşecek miyim peki?" Sessizce sorduğu soruya kısa bir 'evet' cevabı yeterli olmuştu. Boynuma saklanan boynunu öpmeye başladım, kokusu bağımlılık yapıyordu. Çenesinden tutarak dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum, beni kendine çekip bu kez o öpünce iyice derinleşen öpücük aklımı başımdan almıştı.

"Sanırım bu dolunayda bana herşeyi yaşatarak hatırlatacaksın."

Sonsuz EşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin